Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Retro ve modern teknolojinin harmanlanmasına bayılan, şeytanın ayrıntıda gizli olduğuna inanan pek sevgili CHW müdavimleri, Bir Zihni Sinir projesi tadındaki çalışmamız pek yakında burada sizlerle olacak; lütfen DNS ayarlarınızla oynamayınız ve sabırla bekleyiniz... İpucu: Pioneer -------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------------------------------------------------------------------------- "Selam... Beni hatırladınız mı?" 1999 yılının Eylül ayında, soğuk ve yağmurlu bir Cumartesi günü, İzmir Fuarı'nın Montrö kapısının önündeyim. Sabahtan beri hiç durmadan yağmur yağıyor, ama o nasıl yağmak! Sanki gök yarılmış ve yeryüzünün tüm tatlı su rezervleri İzmir'in üzerine boşalıyor... Bense, Çankaya'daki döviz bürosundan satın aldığım çil çil dolarları cebime doldurmuş ve 360 Bilgisayar'ın yolunu tutmuşum. Çok değil, bir 10 dakika sonra, ceplerim bomboş, ama elimde Pioneer DVD-105SZ model, slot-in DVD yükleme mekanizmasıyla afilli mi afilli DVD sürücü olduğu halde 360 Bilgisayar'dan çıkıp, Montrö otobüs durağından 81 no'lu otobüse binerek evimin yolunu tutuyor olacağım... (360 Bilgisayar'dan daha sonraları ilk AMD işlemcim olan Duron 800 ve ABIT KT7A-RAID anakartımı da almıştım, hey gidi günler hey. Sağolsunlar, hiçbir ricamızı kırmıyorlar ve her istediğimiz ürünü getiriyorlardı. İstanbul'daki Andromeda Bilgisayar'ın ve İzmir'deki 360 Bilgisayar'ın bendeki yeri bambaşkadır) Bilgisayarda DVD maceram işte böyle fırtınalı bir günde başlamıştı. Eskişehir'de Biem Bilgisayar'ın vitrinindeki Sound Blaster Edutainment CD setinin o devasa kutusuna hayran hayran baktığımız günler çok gerilerde kalmıştı ve artık hepimizin bilgisayarında birer CD yazıcı arz-ı endam ediyordu. Ve bizler gözümüzü daha da yükseklere dikmiştik! DVD sürücülerin erişilebilir fiyatlara inmesiyle ve DVD medyasında piyasaya sürülen filmlerin yaygınlaşmasıyla, bilgisayarımıza bir DVD sürücü almak farz olmuştu. Böyle bir dönemin en fetiş donanımlarından biriydi Pioneer slot-in DVD sürücü. Bilgisayar kasamızın 5.25'lik yuvasına yerleştiği andan itibaren, kasanın tüm çehresini değiştiriyor ve eş-dostun hayranlıkla dolu bakışlarını üzerine çekiyordu. Pek tabii ki bir DVD sürücünün olmazsa olmaz koşulu, o sürücüde DVD film izlemekti! DVD sürücülerle Pioneer vesilesiyle tanışmış olanların hemen hepsinin ilk satın aldığı DVD film de, zannediyoruz ki "The Matrix"tir... Pioneer ve Neo, ayrılmaz bir ikili, aralarından su sızmayan iki kadim dost gibiydi... Sonra zaman değişti, mevsimler değişti. Yağmurlar yağdı yine üstümüze, ve köprünün altından çok sular aktı. Önce beyaz renkli bilgisayar kasalarımız siyahlara büründü, beyaz 5.25" sürücülerimiz siyah kasalarımızda sırıtmaya başladı. Sonra "madem DVD'leri okuyabiliyoruz, neden onlara yazamıyoruz ki?" fikri peydah oldu ve DVD yazıcıların saltanatı başladı. Ve en sonunda kaçınılmaz olarak, optik sürücülere birer birer elveda dedik ve kasalarımızda bir daha onlara yer vermedik. Bir Silverstone kasaya sahipseniz, Silverstone'un ürettiği envai çeşit kasa aksesuarları da mutlaka bir şekilde ilginizi çekiyordur. Oyun sistemimin omurgasını oluşturan Fortress FT02B kasayı, yine üretici firmanın aksesuarlarıyla donatmak, "canım içkim yok sigaram yok; kumara, Rus'a da gitmiyorum" diye düşünen ve elindeki paranın hatırı sayılır bir kısmını hala ve ısrarla bilgisayar donanımına gömmek için bu tür bahanelere sığınan benim gibi dinazorların en büyük hobilerinden biri. Hem bu sebepten, hem de ilk göz ağrım Pio'nun bende yarattığı o slot-in sevdasının zaman zaman depreşmesinden ötürü, kasanın 5.25" yuvasına takılan ve slot-in DVD sürücüler için, kasanın fırçalanmış alüminyum ön yüzeyiyle uyumlu bir panel vazifesi de gören Silverstone SST-FP58B adaptör yakın takibimdeydi. Türkiye'de satılmayan bu ürünü, Ebay'deki ABD merkezli satıcılarda bulabiliyordum ama kargo ücreti de eklendiğinde fiyat birden 100 USD'lere fırlıyordu. Neyse ki Dedektif Gadget taktikleriyle yürüttüğüm yakın takibim sonuç verdi ve nihayet ürünü İngiltere'deki bir satıcıdan, kargo dahil 35 USD'ye 10 gün kadar önce satın aldım. Ebay'den aldığım panelin bana ulaşmasını beklerken, bu panelin içine yerleştirmem gereken slot-in türünde bir optik sürücü temin etme çalışmalarına da başladım. Aslında gönül, slot-in bir Blu-ray okuyucu-yazıcı edinmek istiyor ama okuyucu için 350, yazıcı için 500 TL'lere çıkan fiyatları görünce "Blu-ray'e çok da gerek yok canım" düşüncesi hasıl oluyor zihinde. Bu işi ekonomik bir şekilde nasıl çözeriz diye düşünürken, karşıma şu ürün çıkıverdi: Panasonic CB 5023 GD Slot-In DVD-RW Yazıcı Siz Hepsiburada bağlantısı verdiğime bakmayın; ürünle ilgili daha doyurucu açıklamalar içerdiği için öyle yaptım. Ürünü Webdenal sitesinden, o günkü kurla kargo dahil 200 TL'ye satın aldım (Webdenal'da hemen her şey, piyasa fiyatının hatırı sayılır derecede altına satılıyor, nasıl yapıyorlar anlamış değilim). Bu ürün, Silverstone SST-FP58B benzeri bir adaptörün içine yerleştirilmiş, Panasonic UJ8A7 8X bir slot-in DVD yazıcı ile geliyor. 5.25" adaptörü Archgon diye bir firma üretmiş. Adaptörün ön paneli plastikten mamul ve kaliteli olduğu pek söylenemez. Ama zaten ürünü sadece içindeki DVD sürücüyü kullanmak için satın aldım ve ürün elime ulaşır ulaşmaz DVD sürücüyü adaptörden söktüm. Bu ürünün diğer bir avantajı, DVD sürücüyü anakarta bağlamak için gerekli olan slim-SATA kablosunu da ihtiva etmesi. Zira piyasada tek başına satılan bir slot-in DVD veya Blu-ray sürücü satın alırsanız, bir de bu özel kablodan edinmeniz gerekecek. Türkiye'de nerede satıldığını bulamadığım bu özel kabloyu da ebay'den sipariş etmek gerekiyor; 3-5 USD'lik fiyatı önemsiz olsa da Çin'den gelecek kablo için 1 aydan fazla beklemek pek akıl karı değil. O yüzden, 200 TL'ye komple bir çözüm sunan Panasonic CB 5023 GD Slot-In DVD-RW Yazıcı paketini edinmek çok daha mantıklı gözüktü. Slot-in DVD sürücü ve özel kablo işini de bu şekilde hallettikten sonra, "madem kasanın çehresini değiştirmeye karar verdin, neden şu ucubik Akasa kart okuyucuya da el atmıyorsun?" diye sordum kendi kendime ve kafamda deli sorularla yeni arayışlara giriştim. Ebay okyanusunda dolaşırken, Silverstone FP56B USB 3.0 kart okuyucusuna rastladım. Yine çoğunlukla ABD'li satıcılarda, kargo dahil 100 USD'lere çıkan fiyatlarla karşılaşmamın üzerine, ürünün Türkiye'de çok çok daha ucuza satıldığını fark etmem benim için güzel bir sürpriz oldu. Teknobiyotik'ten o günkü kurla 120 TL'ye satın aldığım kart okuyucu, iki gün sonra elimdeydi. Üzerinde USB 3.0 destekli çoklu kart okuyucu ve 4 adet USB 3.0 giriş bulunan FP56, halihazırda kasamda kullandığım Akasa Interconnect PRO kart okuyucunun aksine, kart okuyucu katında da tam USB 3.0 desteği sunuyor; Akasa'nın kart okuyucu katı bilgisayara USB 2.0 arabirimi ile bağlanıyor ne yazık ki. Böylece 1 taşla 2 kuş vurmuş oldum; hem o uzun süreden beri kurtulmak istediğim çirkin Akasa logosunu kasanın ön yüzünden silebildim, hem de kasanın kart okuyucusuna USB 3.0 desteği ve daha hızlı veri transfer imkanı kazandırmış oldum. FP56 ve FP58, kasanın ön yüzünde birlikte çok daha şık duracak... Bugün de bize ayrılan sürenin sonuna gelirken... diyerek arkası yarın tadında bir ara verelim Tüm bu ürünlerin kutudan çıkışları ve kasaya montajlarını da yarın akşama bırakalım. Hava çok sıcak, günün bütün yorgunluğu üstüme üstüme geliyor ve gözkapaklarım uykuya daha fazla direnemiyor. Yaşlandık mı ne? Yarın sizi nelerin beklediğine dair bir "teaser" Sürç-i lisan ettiysek affola... ----------------------------------------------------------------------------------------------------- --- ---- ----------------------------------------------------------------------------------------- Geldik montaj aşamasına... Panasonic slot-in DVD yazıcı, Archgon üretimi plastikten mamul bir adaptörün içinde takılı halde geliyor. Aslında bu adaptörle de sürücü kullanılabilir, ama fırçalanmış aluminyum yüzeye sahip bir kasanız varsa, Silverstone FP58 gibi yine fırçalanmış aluminyum panele sahip adaptör kasanızda çok daha şık duracaktır. Olmuşken iyisi olsun, üç kuruş fazla olsun diye düşünerek hareket etmekte fayda var zira bu tür şeyler bir defa alınıp ömür boyu kullanılıyor. Aşağıda da resmini göreceğiniz şekilde, Panasonic DVD yazıcıyı içinde bulunduğu adaptörden çıkardım. Bunu yapmak zor olmadı, zira sürücü adaptöre arka tarafındaki iki vida ile sabitlenmişti. Bu iki vidayı sökünce, DVD sürücüyü birazcık yukarıya doğru doğrultup, yavaş ve dikkatlice yerinden çıkardım. Bir sonraki resimde de, DVD sürücüye güç sağlamak ve SATA veri bağlantısı yapmak için gerekli olan özel slim SATA kabloyu görüyorsunuz. Bu kablo da kutu içeriğinde mevcut. Bir sonraki aşama, DVD sürücüyü Silverstone FP58 adaptöre monte etmekti. Bu da son derece basit bir işlem. FP58'in ön paneli zaten vidalanmamış halde, iki bant ile adaptörün kendisine tutturulmuş şekilde geliyor. Tek yapmamız gereken, paneli çıkarıp DVD sürücüyü ön taraftan yerine sürerek yerleştirmek ve sol kısımdaki iki ufak vida deliğinden, kutu içinden çıkan minik iki vida ile sürücüyü adaptöre sabitlemek. Daha sonra da ön paneli, yan kısımlara takacağınız 4 vida ile adaptöre sabitliyorsunuz. DVD sürücü bu şekilde yerine sağlamca yerleşiyor. Ancak ben ne olur ne olmaz diye, üstteki fotoğrafta DVD sürücünün ön sağ ve sol kısmında görebileceğiniz iki adet kendinden yapışkanlı kauçuk tampon malzemesini oradan sökerek, adaptörün sağ tarafında bulunan çıkıntının altına yerleştirdim. Bu basit montaj işleminden sonra sıra geliyor her şeyi kasaya tıkıştırmaya! Yüksek kurdan dolar aldık, dolarları ecnebilerin cebine yolladık, bekledik, acı çektik, türlü eziyetlere katlandık, uykusuz gecelerle savaştık ama... değdi be... FP56 kart okuyucu ile ilgili iki konuda çekincemi belirteyim. İlki, cihazın önünde yer alan kırmızı LED bence tamamen gereksiz bir özellik olmuş. Kart okuyucunun çalışıp çalışmadığını göstermek için böyle bir LED bildirimine gerek duymaları tuhaf; LED en azından mavi olsaydı daha şık dururdu. Bir diğer konu, Silverstone acilen fırçalanmış aluminyum yüzeye sahip bir kart okuyucu çıkarmalı. Kasanın ön yüzünde çok fazla eğreti durmasa da, fırçalanmış aluminyum yüzeyli bir kart okuyucu hem malzeme, hem de renk uyumu konusunda daha şık ve daha bütünleyici olurdu. Böylece bir projemizin daha sonuna geldik... Sanıyorum ki bu kısa inceleme yazısı, Türkiye'de bu cihazlarla ilgili ilk ve tek Türkçe kaynak olma özelliğini taşıyor. Böyle ıvır zıvır zerzevata merakımız sürdükçe, buna benzer inceleme yazılarımızın da devamı gelecek. Ve bu içerikler her daim "CHW Exclusive" olarak kalacak... Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır ----------------------------------------------------------------------------- --------------------------------------------------------------------------------------------- FP56'nın panelini parlak siyah renge boyadıktan ve kırmızı LED ışık sorununu çözdükten sonraki hali... rammstein and ZvAnA beğendi Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Hocam slot dvd romu canlandıracaksan canımı ye yoksa GTFO! ) TiesTorN beğendi Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Merakla bekliyorum bakalım. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 slot dvd rom benim de direkt aklıma geldi ) Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Nöronlarımı cilaladım, dörtgözlüğümü giyindim, pek yakına doğru yoldayım. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 İlk mesajı güncelledim Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 İlk cd yazıcımın SCSI olması, cd yazıcı için önce bilgisayara scsi kartı kurmak ve onun sürücülerini kurmak gerekmesi geldi aklıma.. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 o zaman özenilecek kulvardaymışsın. ide cdwleri her ne kadar tek başına ikincil kanala da taksan çizik cd falan okurken sistem kasılırdı. okuma yazma yaparken hissedilir derecede cpu gücünden yerdi. ve en önemlisi özellikle yazma sırasında başka işler yaparken buffer underrun olurdu (özellikle dayanamayıp my computerı açınca) scsi lerde böyle bi sorun yoktu. hatta korsan abiler için 24lü falan içi scsi dolu kasalar vardı piyasada. kendi özel programı vardı yazmak için adını unuttum şimdi. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Pioneer DVD. Gözyaşları ile andım kendisini. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 4, 2015 Bendede vardı bir tane pio DVD.. Roket gibi hızlıydı kaç tane CD parçalanmıştı içinde.. Benim ilk izlediğim DVD şeytanın avukatı ydi.. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2015 Bir önceki günün akşamı parçaların kasaya montajını yapayım dedim ama kart okuyucunun güç bağlantısı için güç kaynağından gelen molex kablo kısa geldi. Ben de dün molex uzatma (daha doğrusu çoklama) kablosu satın aldım, kart okuyucuyu ancak bu şekilde kasaya bağlayabildim. Kasanın son hali tam istediğim şekilde oldu Bir önceki halinin aksine daha sade ve temiz bir görüntü elde ettim. Akşam montajla ilgili ve kasanın son halini gösteren fotoğrafları koyacağım ilk mesaja... Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 6, 2015 Bana söyleseydin ben sana yapıp gönderirdim kablo. Merakla son halini bekliyorum Najaz. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2015 Merakla son halini bekliyorum Najaz. Sizleri daha fazla merakta bırakmayalım efendim, ilk mesaja buyrun lütfen Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2015 Eline sağlık Najaz çok güzel olmuş. DVD-rom işi çok klas olmuş. Dediğin gibi kart okuyucu da fırçalanmış aluminyum olsaymış tadından yenmezmiş. DVD için fırçalanmış aluminyum yapmışın kart okuyucu için de yapsana ey silvırsıton.. Ben de sırf kasa ile uyumunun içine etmemesi için araştırıp Lian-Li'den fırçalanmış aluminyum dvd ön kapağı temin etmiştim. Ama zamanla göz alışır, çok da sıkıntı değil bence. Çok fazla kart okuyucu ile uğraşan için böyle hiç birşeyi takıp çıkartmadan kart okuyucuya rahat ulaşmak güzel bir olay. Ben her seferinde kart okuyucuya usb kablo tak, sonra usb porta tak-çıkar uğraşıyorum hâlâ. Keyifle kullan hocam. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 7, 2015 Ben de vakti zamanında şöyle kasaya yakışacak şık ve alengirli bir zımbırtı alayım dedim ve şunu aldım: Bir ara kasaya monte ederim dedim ama aradan yıllar geçti Hala aldığım gibi bir köşede duruyor kendileri. Sizdeki bu enerjiyi gördükçe yaşlandığımı hissediyorum. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 8, 2015 Şimdi aklimda şöyle bir şey var. Silverstone kart okuyucuyla birlikte beyaz ve gümüş olmak üzere iki ayri panel daha geliyor. Beyaz olani sprey boyayla boyayayim diyorum, daha koyu bir siyah renk ile. Zvana hocam sen bu konuda tecrubelisin. Plastik uzerine sprey boya atmadan once herhangi bir işlem uygulamama gerek var mi, astar vb? Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 8, 2015 Zvana hocam sen bu konuda tecrubelisin. Plastik uzerine sprey boya atmadan once herhangi bir işlem uygulamama gerek var mi, astar vb? Herhangi bir yüzey bozukluğu, ezik, hazar falan yoksa ki yok, direk boya yapabilirsin. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 8, 2015 Böylece bir projemizin daha sonuna geldik... Sanıyorum ki bu kısa inceleme yazısı, Türkiye'de bu cihazlarla ilgili ilk ve tek Türkçe kaynak olma özelliğini taşıyor. Böyle ıvır zıvır zerzevata merakımız sürdükçe, buna benzer inceleme yazılarımızın da devamı gelecek. Ve bu içerikler her daim "CHW Exclusive" olarak kalacak... Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır > Ha dün yazacaktım unuttum. Emek verip yaptığın çalışmalar için açtığın konuların yarın birgün uçma ihtimaline karşın, bir başka yerde de bulundur bence Najaz. DHW'de saatler harcayıp, boya işinden tut, kesme, biçme vs. kasa modu ve soğutma konusunda yeni başlayanları bilgilendirici detaylı anlatımlarımın hepsi uçtu, gitti. Bazen de kullandığın image yükleme siteleri fotoğraf paylaşımlarını yok ediyor. Ben o nedenle blog açtım. Foruma da blogdan foto linki veriyorum ki, 7-8 ay sonra fotoğraflar uçmasın. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 8, 2015 Herhangi bir yüzey bozukluğu, ezik, hazar falan yoksa ki yok, direk boya yapabilirsin. Peki son bir şey daha sorayım müsadenle; ne tür boya kullanayım? Az önce boya malzemesi satan bir dükkana gittim, metalik siyah görünüm verebilecek sprey boya sordum ama bana oto sanayine bakmam gerektiğini söylediler. Ellerinde sprey boya olarak Akçalı marka parlak siyah boya var. Bunu kullansam tatmin edici bir sonuç elde edebilir miyim? Bu boya üzerine yine sprey vernik atsam, metalik bir görünüm verir mi? Senin tavsiye edeceğin bir boya çeşidi, markası var mıdır hocam? Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 8, 2015 Marka olarak akçalı olur, polisan'ın, marshall'ın akrilik sprey boyaları olur. Hepsini kullandım şimdiye kadar. Yalnız parlak siyah boya olunca ön yuvada ayna etkisi olur mu diye çekincem var. Belki mat boya daha iyi olabilir. Özellikle metal malzemede de fırçalanmış alumünyum'a en yakın tonu mat siyah veriyor. Tabi metal izlenimi veren çeşitli sprey boyalara denk geliyorum bazen. Mesela dövülmüş demir effectli bir tane denemek için almıştım. Gerçekten başarılıydı. Onun fırçalanmış aluminyuma yakın effect vereni gibi birşey var mı bilemiyorum tabi. Sprey vernik ise görsel olarak çok fazla fark yaratmaz. Koruyucu bir katman olur sadece. Onu da mat ve parlak şeklinde zevkine göre tercih edebilirsin. Ama plastik yüzey için de verniğe gerek yok. 15 dakikalık aralarla 3 kat boya atmak gayet yeteli olur. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 8, 2015 Polisan'in metalik siyah rengini buldum. Kutusu 12 TL imiş. Aksam boyayacagim beyaz paneli, bakalim sonuç nasil olacak? Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 8, 2015 Boyarken bir nokta üzerinde durmadan boyamaya dikkat et hocam. Yüzeyde damla birikmesi olmasın. Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 9, 2015 Dün gece boyadım beyaz kapağı. Zvana hocamın söylediği şekilde, 15'er dakika arayla 3 kat boya attım. Boya çok güzel oldu, kendi halinde renk de çok tatlı ama kasaya uymadı işte Ton olarak açık kaldı biraz Daha koyu bir siyaha ihtiyacım var. Pazartesi günü parlak siyah renk sprey boya alacağım, umarım renk tonunu tutturabilirim. Olmazsa da artık uğraşmayacağım zaten. Bu arada, paneli cihazdan söktüğümde, panelin iç kısmında o şikayet ettiğim kırmızı LED ışığın önüne denk gelen kısma izole bant yapıştırdım. Böylece kırmızı LED sorununu da çözmüş olduk Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 10, 2015 Galiba renk tonunu tutturdum Akçalı'nın parlak siyah sprey boyasını aldım bugün. Akşam eve gelince hemen 15'er dakika arayla 3 kat halinde tatbik ettim boyayı. Öncesinde alkol yardımıyla metalik siyah boyayı çıkartmıştım panelden. Yüzeyi tekrar alkolle iyice temizleyip işe giriştim. Sonuç tam istediğim gibi oldu diyebilirim. Boyanın tam olarak kuruması 12 saat alıyormuş. Umarım zaman geçtikçe boyanın tonunda bir açılma olmaz. Yarın akşam paneli takıp kasanın son halinin fotoğraflarını paylaşacağım... Eskişehir'de olup da elinde boyanacak malzemesi olanlar, her türlü sprey boya itinayla yapılır Not: Parlak siyah boya ararken bir DYO bayiine girdim. Adam bana "Sakın DYO, Marshall, Polisan almayın, direkt Akçalı alın" dedi. Kendi elindeki DYO sprey boyayı satmak istemedi bana Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş
Mesaj tarihi: Ağustos 11, 2015 Nihayet parlak siyah renge boyadığım paneli kasaya takabildim. İşte sonuç: Bu da, FP56'nın ön paneli olmadan çekilmiş bir resim. Sağ taraftaki kırmızı ve yeşil LED'lere dikkat. Bu LED'lerden kırmızı olanı sürekli yanıyor ve karanlıkta gözü rahatsız ediyor; bunu önlemek için, panelin arka tarafında LED'in önüne gelen kısma izole bant yapıştırdım. Biraz sprey boya ve bir parça izole bantla, Silverstone'un tasarım kusurlarının üstesinden gelmiş olduk (Fotoğraflar karanlık çıkmış olabilir, aceleye geldi biraz fotoğraf işi) Yeri gelmişken, bir sonraki inceleme yazımız için de ufak bir ipucu verelim: "Kader ağlarını örecek!" ZvAnA beğendi Bu mesajı paylaş Bu mesajın linki Sosyal ağlarda paylaş