-
Mesaj sayısı
1.234 -
Üyelik tarihi
-
Son ziyareti
-
Days Won
26
İçerik türü
Profil
Forum
Blogs
Everything posted by kHanTW
-
@OnLyTNT : Contigo'yu sat internetten, devam et Stanley'a (Hayırlı olsun bu arada ) @Atrin : Soğuk içecek için az geliyor hakkaten, ama baya sağlam izolasyon olduğu için büyücek bir termos, ele tam geliyor. (Çinliler o hacme bir litre sığdırır ) Bir büyük olsa şekilsiz olabilirdi belki. Sürekli doldurup doldurup içiyorum, o şekil hacmin ufaklığını egale ediyorum. Sıcak içecekler için bence fazla bile. @sgi : Anladığım kadarı ile Contigo direk ağız içine veriyor sıcağı, makul bir şekilde içmek mümkün değil. Ben de o yüzden Contigo almadım zaten. Stanley ile biraz daha siplemek mümkün, gene de bu meretler içindekini soğutmadıkları için biraz soğutup öyle koymak falan lazım sanırım. @antibit : Biraz şans meselesi sanırım, 28 temmuz'daki siparişim hala "kargo hazırlanıyor" aşamasında, hatunun tatiline yetişmezse benimkine çökecek gibi, feci kıllanıyorum Paran ile beni ezdin Hahaha, çok güldüm...
-
Afilsiz link istemiyoruz, afil olsun
-
Daha güzel bir renk O markanın alametifarikası ..
-
Ben o termos bardağı iki defa daha pahalıya aldım ama şu an şimdiye kadarki en düşük fiyatı olan $9.20 seviyesinde, yanında başka hiç bir şey almasanız bile kargo ile birlikte 56 liraya geliyor ki bence çok iyi fiyat. (İki tanesini birlikte alırsanız tanesi 47 liraya , üç tane alırsanız 44 liraya geliyor) Hepsiburada'da 149 TL : http://www.hepsiburada.com/stanley-classic-termos-bardak-0-35-lt-p-OUTKUTFQPPEN-01 Oldukça kullanışlı, ben emzik gibi yanımda taşıyorum.
-
Okuyacağım tuttu, bence de mantıklı... Hoş orada iki şey akla geliyor. 1- Casterly Rock'a saldırılacağını önceden nereden bildiler ? 2 - Rota gene aynı, niye Casterly Rock ele geçirilmeden saldırmadılar ?
-
O sana özel bir durum olabilir, benim 28 Temmuzdaki siparişi (7. gün olmasına rağmen) hala kargolamadılar, kargolayacaklar da, gönderecekler de... Muhteşem bir termos bardak o, emzik gibi yanımda taşıyorum resmen. (Bir tek forumdan bir kişinin de parasına kıyıp yeşilini almamasına üzülüyorum o kadar )
-
Elektronik kitapları tercih ettiğim için artık ilgimi çekmiyor ama Metis kolay kolay indirime girmezdi, güzel olmuş denebilir. Denemeyenler için Mülksüzler'i tekrar hatırlatalım
-
Flip 4'e bi netten baktım da, 90 dolarlık hoparlöre 55 dolar vergi + kargo girmesi de vicdansızlık gibi geldi biraz...
-
Bunu güzel demişsin naz Jon'un zaten esir olan üvey kardeşi öldürüldü diye bilmemkaç bin askere denyo gibi saldırdığını bir köşeye koyalım. Son dakkada little finger gelmese ölecekti. Ayrıca Night's Watch ta Lord Commander iken Alliser Thorne'a falan yetki vermesi, yaveri Olly'nin psikolojisini görmemesi ve sonunda öldürülmesi de bir öngörüsüzlük olarak sayılabilir. Dany'nin keyfi yerinde, bir şekilde canı sıkılan buna destek atıyor, şu şekli ile ciddi bir ihanet yahut kaybedilen savaş olmadığı sürece önünde pek bir şey duracağa benzemiyor. Benim beklentim Tyrion üzerine ama GOT'da "selam verdiğim sabaha çıkmadı" problemi olduğu için dillendirmekten çekiniyorum, bir şey olur, üzerine ejderha düşüp ölüverir Dany'nin şehri yakıp yıkmasını engellemek önemli bir başarıydı mesela. Diziyi izledikçe belli oluyor ki Tywin ayakta kalsa durumlar bu hale gelmezdi, o dinci ekip güçlenemezdi, sept yıkılmazdı, Tyrell ler karşı tarafa geçmezdi vs. vs. Tyrion aslında çok kritik bir kırılmayı gerçekleştirmiş. Ben de onu diyip duruyorum, adını bile unuttuydum çocuğun... Özellikle mi unutturdular, son dakikada "taht benim" diye gelecek, millet de "iyi al senin olsun" mu diyecek, Dany ile mi evlenecek, Cersei üvey evladı falan dinlemeden evlenip hak mı iddia edecek, ne olacak acaba _? Cersei'nin son dönemde başına gelenler biraz daha yumuşak bakmamızı sağladı, koskoca sept'i havaya uçurdu kimse vay tüh demedi, septin içinde Tyrell Hanedanı'nın neredeyse alayı olmasına rağmen. Bu arada Gregor Clegane (Mountain) da pure evil gözüküyor, onu da bi köşeye yazmak lazım. Gerçekten Tywin sevmesek de kendi açısından mantık kurgusunu iyi oturtmuş, Tyrion'a olan gıcıklığı dışında hep sonuç odaklı çalışan, karizması takdir edilen birisiydi. Margaery Tyrion'un kadın karşılığı olmaya en yakın karakterdi, olayları elindeki enstrümanlara göre çok iyi yönetti. Kuzey'e gidip Jon'la ittifak kurduğu bir alternatif evren oldukça enteresan olabilirdi. PS : Anca hem bölümleri izleyip hem de yazacak kadar vakit bulabildim, o yüzden bol alıntılı oldu
-
@ResetButton , en son aldığımı "en son aldıklarım" başlığına yazmışım, daha ne yapayım Bu arada Amazon'dan aldığım bıçak seti geldi, biraz mutfak işlerine yeni yeni alışmam, biraz da inch kavramına kafamın basmaması ile alakalı olsa gerek, oldukça büyük geldi bana... Bana 13.27$ + kargoya, yani yaklaşık 20 dolara mal olmuştu, 70 TL için (ihtiyacı olana) iyi bir set olduğunu söyleyebilirim... İnceleme videolarında donmuş eti cips gibi kesiyordu ama elime aldığımda o hisse pek kapılmadım, artık ilk denediğimde belli olur.
-
Aralıksız 30 küsür derecenin de etkisi ile termos bardağı emzik gibi yanımda taşıyorum, bu kullanım miktarım devam ederse parasını kesinlikle çıkartacak gibi. Bir yandan da plastik şişe kullanımımı düşürdüğü, doğaya zarar konusundaki vicdan azabımı bir miktar azalttığı gerçeği var. Öyle olunca aynısından bir tane daha aldım hatuna, kendime de damacana boy büyüğünden aldım. Link Biraz abartmış olabilirim, şaka maka resimlerine baktığımda 5 lt'lik damacanalardan daha uzun falan olduğu gözüküyor ama sıcak/soğuk 32 saat, buzlu 160 saat tutan ve istediğim renk bu termos hayatta inmediği bir fiyata ( $18.52) indiği için dayanamadım. Şu anki fiyatının ( $37.18 + $24.38 Shipping & Import Fees ) olduğu düşünülürse yakalamışken almak lazımdı. Bu büyüklükte termoslara nadir ihtiyaç duyuyorum ama lazım olduğunda da ciddi bir iş görüyor. Geçtiğimiz hafta çok sayıda misafiri dış mekanda ağırlamam gerektiğinde buzları saklamak oldukça ciddi bir problem olmuştu, böylesi bir termos o sırada bende olsa işimi oldukça kolaylaştırırdı.
-
Şekli fena değilmiş...
-
Benim gözümde BT hoparlör "banyoda müzik dinleme enstrümanı" sadece, çinden aldığım dandik bir şey bile bozulana kadar gayet işimi görüyordu, şimdi 500 TL gibi rakamları vermeyi çok istemiyorum o yüzden.
-
Ben zamanında (Dyson olmayan) pahalı bir süpürge almıştım, hem suyla hem torbayla bilmemneyle çalışan bir model işte.. Temizlikçi kadın arayıp "abi bu nasıl çalışıyor" diye soruyordu... Sonra su kısmında problem çıktı, torbasının çakmasını kullanmaya başladım derken yatırım boşa gitti. Sonra iyi bir şarjlı süpürge almak istergen Electrolux'un bir modelini aldım, oldukça güzel ama benim işimi görmesine rağmen annem misafirliğe geldiğinde dayanamayıp temizlik yapıyor, sonra da beğenmiyor, anlaşılan süpürge dediğinin halı kaldırması lazım. Onda da pilde bir kısım problemler yaşadık, şimdi çözüldü mü bilmiyorum. Temizliği genelde benim yapmadığım gerçeği yüzüme vurulduğundan beri "Arçelik al geç" moduna çok yaklaşmış durumdayım Gene de camelcamel'den baktım, şimdiye kadar en düşük 480 doları görmüş, 450 dolara bir price watch koydum geçtim Belki gaza gelir alırım.
-
Şu ateş kuyusu (firepit tercümesi bu di mi) metro markette indirime girmiş vaziyete, 109 liraya satılıyor : Bence süper bir evrak imha makinesi, hem de görselliği var. Zorlanırsa yaktığınız evraklarla sucuk pişirme imkanı da olabilir PS: Ben daha önce beğenip resmini çekmiştim, o yüzden eski fiyatı gözüküyor.
-
Kobo'da alıntı yaptığın kısmı facebook'a post etme özelliği var kitabın kapağı vs ile birlikte, muhtemelen ayarlardan sadece kendim göreyim seçeneği de vardır.
-
Güzelmiş, diğer cover'ları da beğendim, hoşuma gitti
-
Next Gen bir konsola geçmeden önce XBOX 360 ta eski defterleri açıyorum da, elimde oynamadığım aşağıdaki seçeneklerin olduğunu gördüm, sizlerden de tavsiye alayım istedim. Crackdown (2007 , Metacritic 83/100) , Crackdown 2 ( 2010, Metacritic 70/100) , Assasins Creed 2 ( 2009 , Metacritic 90/100) , Project Gotham Racing 4 ( 2007 , Metacritic 85/100) , GRAW 2 -Ghost Recon Advanced Warfighter 2 ( 2007 , Metacritic 86/100) , Assasins Creed (2007 , Metacricitic 81/100) , Soulcalibur IV (2008 , Metacricitic 85/100) , Bourne Conspiracy ( 2008 , MC 71/100) , Mass Effect ( 2007 , MC 91/100) , GRID ( 2008 , MC 87/100), Halo 3 ( 2007 , MC 94/100) , Call of Duty 4 ( 2007 , MC 94/100), Kung Fu Panda ( 2008, 75/100), The Elder Scrolls IV: Oblivion (2006 , 94/100) Crysis 2 ( 2011 , MC 85/100), Turok (2008 , MC 69/100) Ninja Gaiden II ( 2008 , MC 81/100) The Darkness ( 2007 , MC 82 /100) Darksiders (2010, 83/100) Battlefield: Bad Company 2 ( 2010, MC 88/100) Halo Wars (2009 , MC 82/100) Dante’s Inferno ( 2010, MC 75/100) PES 2012 ( 2011, MC 73/100) The Elder Scrolls V: Skyrim (2011, 96/100) Hangisini tavsiye edersiniz _? En son "Rayman Legends (2013, MC 90/100)" oynadım bu şekilde, meğersem inanılmaz eğlenceli bir oyunmuş, oyunda Teensie denen her mereti kurtardım, her hayvanı buldum, net gerektirmeyen her achievement'i açtım, artık oynanabilir bir şeyi kalmadı Ondan önce de Dragon Age Origins oynamıştım, onun güzel bir oyun olduğunun farkındaydım ama elime geçtiği sırada enerjim yoktu, vakit bulup da oynayıp bitirince oldukça keyif almıştım. Kimseden tavsiye gelmezse "The Elder Scrolls V: Skyrim" oyununa başlamayı planlıyorum.
-
Bildiğim kadarı ile kindle e-pub okumuyor, kepub (direk kobo formatı) zaten okumuyordur. Ama netiicesinde hepi topu yazı olduğu için birinden ötekisine çevirmesi çok zor değil anladığım kadarı ile. Eğer DRM varsa bu sefer o problem olmaya başlıyor.
-
RDR zombili eklentinin inanılmaz dandik olduğu fikrine ben de katılıyorum, gerçekten oyunun ruhuna aykırı, kalitesiz bir şeydi, bitsin gitsin diyerek oynadım. İkincisinin ertelenmesine üzüldüm, açıkçası next gen konsol almak için beklediğim oyunlardan biri o. (Hoş ben alana kadar next-gen liğide kalmadı ya neyse)
-
Crackdown 2'yi oynadım, bitirdim, achievement lerden delirtici olmayanları açtım. Üşenmeyip şehirdeki tüm orb ları toplamayı da düşündüm ama sonra zevk vermeyeceğini farkettim, zaten ciddi bir kısmını da toplamıştım. Bir sonraki oyun olarak The Elder Scrolls V: Skyrim (2011, 96/100) belirledim. Oynama süresi olarak sadece ana hikaye için 120 saatten, ana hikaye + yan görevler için 450 saatten kapıyı açanlar var, eğer sararsa muhtemelen 2-3 ay da bu idare eder.
-
Bir Türk olarak nobele koşan Daron Acemoğlu'nun yazarlarından biri olduğu "Why Nations Fail" (Ulusların Düşüşü) kitabını okuyorum, açıkçası bu denli parlak bir akademisyenin kitabının beni daha çok etkilemesini beklerdim. Konu, daha önce de hakkında bir şeyler okumaya çalıştığım , makro ölçekte gelir adaletsizliği üzerine. Daha önce bir kısmını okuduğum ve tavsiye ettiğim "Tüfek, Mikrop ve Çelik" kitabının da üzerinde durduğu ve bir açıklama getirdiği bir konu bu. Tüfek , Mikrop ve Çelik te bu adaletsizliğin kökeninde coğrafyanın, bitki ve hayvan türlerinin, kıta yöneliminin (evet, dikine kıtalar şanssız) olduğunu ciddi incelemeler sonucu anlatıyordu. (Evrimsel bir bakış izlediği için uzun süre sansürlü muamelesi görüldü, baskısı yapılmadı vs.) Why Nations Fail'de ise bunun böyle olmadığı , temelde sömürgeleştirme sürecinin ve siyasi kurumların etkisi ile böyle olduğu, diğer türlü yarısı meksikada yarısı amerikada olan kasabadaki gelir adaletsizliğinin açıklanamayacağı söyleniyor. Çok da fazla spoiler vermek istemiyorum ama kitabı okumayacaklar için kısaca özetlersek; [az bi spoiler] İspanyollar güney amerikayı sömürgeleştirirken Aztek ve İnkalardaki biat kültürü sayesinde tanrının temsilcisi ya da kendisi sayılan liderleri ele geçirip kalan herkesi köle gibi çalıştırabilmişler. Denizcilikte İspanyollar kadar kuvvetli olmayan İngilizler daha fakir olan kuzey amerikayı sömürgeleştirmeye çalışıp ispanyollarla aynı taktikleri uygulamaya çalışmışlar. Kızılderililer buna ciddi direnç göstermiş, kurulan sömürge şehirleri açlıktan kışı atlatamamış, on yıllar boyu değişik taktikler denemişler, ticareti becermişler ama yerel diktatörler oluşturmaya çalıştıklarında ilerleyememişler. Köle düzenini kızılderilililer ile oluşturamayınca ingiltereden asker yerine çiftçi getirmeye başlamışlar. Yerel diktatörler bu sefer de bu çitçileri köle olarak kullanmaya çalışmış ama ıssız topraklara kaçmalarını engelleyememişler. Köleliği beceremedikleri için yeni gelen çiftçilere büyük araziler vaadetmişler, o sırada doğan mülkiyet hakları şu anki sistemin oluşmasına sebep olmuş. Meksikada ispanyollar gitmiş bile olsa siyasi kurumlar ve kültür kalmaya devam etmiş, liderler zorla gelip zorla gider olmuş, iktidarı ele geçiren banka gibi enstrümanları etrafındakileri zengin etmek için kullanmış, kişiler zengin olurken ülke bir yere gidememiş. Amerikada ise denetim mekanizmaları oluştuğu için kişilerden çok sistem gelişmiş, patent gibi haklar sayesinde Bill Gates gibi varlıklı aileden gelmeyen kişiler için bile başarmanın yolu açılabilmiş, halbuki meksikada doğmuş olsa görünmez duvarlar yüzünden önü kesilecekti [az bi spoiler/] Dediğim gibi, kitap güzel ve sağlam bir kurgusu var, sanırım sadece ben daha fazlasını bekliyordum, ya da bir noktadan sonra aynı noktayı anlatan bir yazı tarzına dönüştüğü gibisinden bir hisse kapıldım, belki ilerdeki bölümlerde bu hissi atlatırım. Bu konularla ilgileniyorsanız önerdiğim bir kitap...
-
Açıkçası ben o filmi IMAX te izleyecektim ama sdece bir hafta kaldı , yoksa güzel bir deneyim olacağını düşünüyordum...
-
Bu sebepten dolayı da piyasada ucuz klima kalamadı.. Eskiden Mitsubishi 2500 liraysa piyasada 700-800 liraya oem klimalar bulunabilirdi, şimdi ise en dandik markalar bile 1600 den açıyorlar kapıyı.
-
Ben de Mitsubishi Heavy'yi o fiyattan almıştım, bu kurlarla cidden iyi fiyat, adını bilmediğimiz markalar bile 1600-1700 den başlıyor.