Türkiye'de bulunan antik kentlerin keşfi için biraz geç bir yaşa sahip olsam da son 3-4 yıldır nerede kim yaşamış, nasıl yaşamış ? gibi meraklarım oldu. Senede 3-4 defa Antalya'ya gidiyorum, daha çok kongreler, arada sırada da tatil için. Ancak Antalya'da antik kentleri gezme fırsatım olmamıştı. Bunda antik kentler arasındaki mesafelerin uzak oluşu, otelin içine kapandık mı başka bir yere çıkmıyor oluşumuz gibi etkenler ön plandaydı tabi. Bu kongreye sadece sunum yapmak için geldiğimden geliş ve gidiş günlerimi ayırdım ve bir araba kiralayıp en azından antik kentlerden ikisini gezmek için vakit buldum.
Perge Antik Kenti
Antik tiyatrosu hala hayatta olsa da ziyarete açık değil maalesef, ancak göreceklerinizin yanında tiyatro açıkçası biraz sönük kalıyor. Perge antik kenti oldukça büyük bir alanda kurulu ve iki ana caddede sütunlu kamu binalarının kalıntılarıyla çevrili çeşmeleri-hamamları olan bir kent. Yine agora yani pazar alanı oldukça büyük ve ortasında ayazma-kutsal alan gibi bir anıt halen duruyor.
Antik tiyatro :
Gymnasium'a giden cadde (yön olayını çözememiş biri olarak direkt aklımda böyle yer etti )
Ana cadde bitimi ve tak, hemen arkasında sütunların sonunda da çeşme :
Diğer gezebildiğim antik kent ise daha çok tiyatrosunun oldukça iyi durumda kalmış olmasıyla hepimizin bildiği Aspendos. Aslında su kemerleri inanılmaz ihtişamlı olan kentin tiyatrosu hep daha ön planda kalmış ama sabredip yukarı kentin sonuna kadar giderseniz eğer su kemerlerini görebileceksiniz.
Su kemerleri :
M.S. 2-3. yy'a kadar yaşamış her kentte bir bazilika kampanyası. Bazilikanın üst katında sonradan eklenmiş görünen duvar kalıntıları ne zaman eklendi diye merak ediyor insan) :