lawnmower

Kotasıyla meşhur memlekette kullanıcıyı streaming servislerine mecbur bırakmak çok saçma, ama bizi yönetenler halkı değil şirketleri düşünüyor. Bir yandan kota, bir yandan streaming. Kotamı ...miş! Kotama basmış! Kotamın kotası olmuş! Tuuu sana!

Bozuk arabadan gelin arabası... Çok tehlikeli. Hani ufak bir arıza olsa, ömür boyu bitmez onun lafı.

Bugüne kadar uyguladığım ve hep faydasını gördüğüm basit çözüm: Fransız arabası almamak.

Yeterli değil. Bazı bantlar bazı (özellikle şehir dışı) bölgelerde yok. Yani 4G heryerde aynı bant aynı frekans şeklinde çalışmıyor. Haliyle şebekenin güçlü olduğu şehir merkezinde sorunsuz çalışırken şebekenin zayıfladığı, bazı bantların iptal olduğu yerlerde komple bağlantı gidebiliyor. Ben kesin gider demiyorum ama galiba Mi5'te öyle bir sıkıntı vardı. Düzeltmedilerse bunda da olabilir.

İşte sağduyu, işte mantığın sesi, işte örnek bir kaliteli insan.

Ben bu tür katkılara pek güvenemiyorum nedense. Piyasada çok defa kötü tecrübeler dinledim. Ben en kalitelisinden yağ koyup devam ediyorum.

AMD işlemcili laptoplar (hangi işlemci bilmiyorum, ama AMD'nin en güncel mobil işlemcisiymiş, A10 sanırım) Windows 10 için Creators Update almıyorlarmış. Daha doğrusu güncellemeyi yüklerken bir hata oluyormuş ve güncelleme işlemi iptal oluyormuş. Arkadaşın laptop HP, onlar topu AMD'ye atıyorlarmış. Diğer markaların benzer modelleri de sorun yaşıyormuş. AMD tabii ki "bizde sorun yok ama Microsoft Intel'le gizli anlaşma yapmış, bize güncelleme vermiyor ;( ;( ;(" modunda. Klasik AMD problemi, klasik AMD tribi.

Ozan Abi biz zaten seninle oruç tutacağız biliyorsun, o zaman kullanacağız AMD. Hiç gerek yok şimdi elitizmini bozmaya.

AMD esas bombayı 2023'te patlatacakmış. Lozan'ın gizli maddeleri AMD'nin elini kolunu bağlıyormuş. 2023'te Lozan antlaşması yürürlükten kalkınca AMD patlama yapıp tüm garibanların ıslak rüyalarını süsleyen "i7 tokatlayan 100$'lık işlemci" ve "1080ti döven 150$'lık ekran kartı" ile bu oyunu bozacakmış. Şunun şurasında 6 sene kaldı, az daha dişimizi sıkarız. Kesin bilgi, paylaşalım.

Windows'un kendi oyun kaydetme ve yayınlama zamazingolarını iptal etme, kaldırma filan ile ilgili güzel bir rehber. http://www.windowscentral.com/how-disable-and-remove-game-bar-windows-10-creators-update Bunlar Windows mağazası oyunları için geliştirilmiş, başka platformlarda çakışma filan olabiliyormuş. Zaten oyun oynarken arkada fuzuli birşeyin çalışması pek tercih edilmez. Ben kapattım gitti.

Xiaomi ile AMD'nin alakası yok. Xiaomi millete tutamayacağı sözler verip sonra tokadı yiyip oturduğunda "ben aslında süper şeyler yaptım ama rakipler filancaya rüşvet vermiş o yüzden testler hileli" filan diyerek ağlamıyor. Xiaomi makul fiyata makul kalitede ürün sunuyor, maliyeti arttıracak gereksiz özellikleri eklemiyor. Mesela Xiaomi'nin telefonlarında 2K, 4K ekran yok. Ama LG, Samsung filan 3 senedir 2K ekranla satıyorlar flagship modelleri. Sony 4K ekrana geçti. Pili sömürmekten ve maliyeti arttırmaktan başka bir halta yaramıyor. Xiaomi de bundan uzak duruyor. Takdir ediyorum.

Ya o şekilde bakarsak açık kaynak olmayan her cihazın X ülkenin siber saldırı ordusunda bir nefer olabilme ihtimali var. Aynı tehlike iPhone için de, Asus router için de geçerli. Akıllı buzdolabı, IP kamera gibi şeylerle siber saldırı yapılabiliyorsa dünyadaki Samsung telefonlarla veya Netgear (öylesine yazdım, başka marka da olabilir) modemlerle neler yapılır? Android kısmen açık kaynak ama üreticilerin üzerine eklediği şeyler değil. iOS komple kapalı sistem, içeride ne oluyor bilemiyoruz. Siz dışarıdan açık kaynak yazılım yüklemedikçe piyasadaki tüm modem, router ve NAS cihazları da böyle. Yani Çin olunca sakat, ama Amerika iyi çocuk, yapmaz öyle şey mi oluyor? Destek veriliyorsa onlara da veriliyor, üstelik çok daha güçlü şekilde.

Çocuk bisikleti filan tamamlayıcı ürün. Havlu da üretiyorlar mesela, o da aynı şekilde tamamlayıcı ürün. Biz dümdüz Xiaomi deyip geçiyoruz ama bunun alt markaları var. Bunların içinde sağlık odaklı ürünler de var. Çocuk bisikleti orada devreye giriyor işte. Aynısının büyüğü de var. Büyük ihtimalle akıllı saatle entegrasyon özelliği vardır veya yakında gelir. O şekilde dahil ederler ekosisteme. Yaptıkları hemen her ürünün muadillerinden ufak farkları oluyor. Mesela havluyu bakteri tutmayan özel bir malzeme kullanarak yapmışlar. Polarize gözlük yaptılar, astronot kasklarında kullanılan UV filtresinin aynısını kullanmışlar. Bunlar belki pazarlama yalanları, ama neticede bunu söylüyorlar ve insanlar etkileniyor. Ha, bir de bunların crowdfunding kısmı var. Çin'de kendi sitesi üzerinden boyuna farklı farklı ürünler kullanıcıların beğenisine sunuluyor, yeterince destek toplayanlar üretime geçiyor. Bunlar da genelde Xiaomi'nin kendi alanının dışında şeyler oluyor. Bisiklet böyleydi mesela.

İşte o motorlu perde filan hep ekosistem dahilinde ürünler. Xiaomi'nin akıllı ev sistemi var. Hepsi oraya bağlanıyor. Daha sonra telefondaki uygulamayla dışarıda bile olsanız perdeleri kapatıp açabiliyorsunuz. Öyle basitçe ona da girelim buna da girelim meselesi değil yani bu. O sisteme bağlanan pilav makinesi bile yaptı adamlar. Pilav pişince telefona bildirim geliyor.

Hemen herkesin çok kötü olduğunu söylemesine rağmen ben yine de oturup izledim Iron Fist'i. Harbiden kötü be. Sırf şu Netflix'in Marvel karakterleri toplu cümbüş dizisinde mutlaka bunun hikayesine bağlantılar olur, onları kaçırmayayım diye izledim. İki bölüm kaldı bitirmeme. Dişimi sıkıp onları da izleyip bitireceğim. Bir kere, eleman o role hiç yakışmıyor. Tamam yakışıklı çocuk olsun da, bu eleman Amerikan lise sosyetesi dizisinden fırlamış gibi. Dövüşmeyi de bilmiyor. Esas olayı Kung Fu olan karakterin biraz daha iyi dövüşmesi gerekir. Üstelik dövüş sahneleri de iyi çekilmemiş. Yönetmen stajyer filandı herhalde. Senaryoda acaip boşluklar, hikayede garip saçmalıklar var. Hand diye bir organizasyon var (çizgi romanda da var zaten), bunlar tarihi çok geriye uzanan, İlluminati gibi heryere sızmış, insanları mezardan diriltme veya ölümsüz yapma gibi büyülü becerileri olan bir teşkilat bu. Peki bu köklü ve süper güçlü teşkilat ne yapıyor? New York'ta eroin satıyor. Adamların olayı bu. Torbacı toptancısı mistik kült. Gerçekten becerememişler. Belki olur da farklı yönetmenle ikinci sezonu çekerler, o zaman daha iyi olabilir. Aksi halde hiç devam etmese daha iyi. Ha, bir de şu Porto Rikolu hemşireyi de her diziye sokmasınlar artık yav...

Eh, baya yakın. Aradaki fark, Xiaomi gerçekten kullanılabilecek ve fiyatını hakeden ürünler satıyor. Apple ise kendi ekosistemine uyumlu olması haricinde hiçbir vasfı olmayan ürünleri haddinden pahalıya satıyor.

Başarının sırrı: Hong Kong - Çin birleşmesi. Bu sadece Xiaomi için değil, bugün hayatımıza ufak ufak girmeye başlayan çoğu Çinli marka için geçerli. Çinliler diğer çoğu komünizm / sosyalizm / kapalı ekonomi ülkesi vatandaşları gibi ticaretten anlamazlar ve dünya görüşleri kısıtlıdır. Bu yüzden muazzam üretim güçleri olsa da, acaip doğal kaynakların üzerinde otursalar da, hatta ülke bilimsel olarak çok ilerlemiş olsa da ticari başarı yakalayamazlar. Rusya bunun açık bir örneğidir. Kaynak var, para var, hem eğitimli hem eğitimsiz insan gücü var, bilimsel gelişme var, ama ticari başarı yok. Çin de işte böyleydi. Sonra Hong Kong İngiltere'den kopup özel statüyle tekrardan Çin'e bağlandı. İşte o noktada değişim başladı. Gidenler bilirler, Hong Kong Asya baharatı katılmış New York / Londra gibidir. Dünyanın önemli ticaret merkezlerinden biridir. Halkı çok iyi eğitimlidir ve ticareti, yönetimi, pazarlamayı filan iyi bilir. Neredeyse hepsi İngilizceyi anadil seviyesinde konuşur, Önemli bir kısmı yurtdışında eğitim almıştır ve batı kültürünü çok iyi tanır. Dünyayla ticaret yapıldığı için hemen her memleketteki firmalarla bağlantılar sağlamdır. Diğer yandan, Hong Kong küçücüktür ve neredeyse hiç doğal kaynağı yoktur. Nüfusu da kısıtlı olduğu için fabrikalada doldurulup çalıştırılacak işçi yok Hong Kong'da (ev hizmetlerinde çalışanlar bile hep Endonezyalı, Filipinli filan). Zaten fabrika kuracak yer de yok. Kısacası, Hong Kong ile Çin aynı milletten olan ve aynı dili konuşan insanların yaşadığı ama tamamen farklı noktaları çok güçlü olan iki ülke. Bunlar güçlerini birleştirince birbirlerinin eksiklerini kapatıyorlar. Üretimi Çinli yapıyor, fabrika için yer ve kaynak var, bolca ucuz işçi var, ayrıca Çin çevre koruma konusunda sıkıntı yaratmıyor, ihracatı da acaip teşvik ediyor. Yönetim, pazarlama ve tasarım işlerini de Hong Kong'lu eğitimli elemanlar yapıyorlar. Bu ortaklık herhangi bir yabancı dev firmanın gelip Çin'de fabrika kurmasından farklı oluyor, çünkü bu adamlar aynı milletten. Birbirlerini daha iyi anlıyorlar, birbirlerine daha az kazık atıyorlar ve en önemlisi devlet bunları daha fazla destekliyor. Yabancı bir firmanın Çin'de şirket kurup üretim yapması kolay bir süreç değil. Zaten o sektörde üretim yapan bir firmayla ortak olma şartı arıyor Çin devleti. Öyle bizim gibi her gelene kollarını açmıyorlar. Aslında bu çoğu memlekette böyle. Bizim fakir görüp beğenmediğimiz Tayland'da en basit müessesede bile şirketin %51 hissesinin bir Taylandlı'da olması şartı aranıyor. Ayrıca niteliksiz işlerde yabancı işçi çalıştırmak yasak, her çalıştırılan yabancı için de 6 tane Taylandlı çalıştırma zorunluluğu var. Yani Bangkok'ta kebapçı açarsanız ustayı buradan götürebilirsiniz ama garsonlar oralı olacak. Bizdeki gibi "yeter ki sermaye getir, istediğini yap" kafası yok adamlarda. Milli ekonomiyi koruyorlar. Çin de bu şekilde yerel firmalarını kolluyor. Bu firmalar da eğer saçmalamazlarsa deli hızda büyüyorlar zaten. Xiaomi özeline gelirsek, adamların yönetimi çok iyi. Çok basit bir örnek vereyim. Aliexpress'te ürünlerin fotoğraflarına bakın, çoğu ürünün fotoğrafı aslında 3D çizimden elde edilmiş render görüntüdür, gerçek fotoğraf değildir. Gerçek fotoğraf o kadar kusursuz, düzgün çıkmaz. Kablolar sanki cetvelle çizilmiş gibi düz ve mükemmel durur, tüm detaylar çok nettir, pürüzsüzdür. İşte bunu (Çinli markalar içerisinde) Xiaomi başlattı. Öncesinde aynı harici bataryayı alıyordunuz ama kablosu yumak yapışmış, üzerinde ambalaj ve parmak izleri olan birşeyin fotoğrafını görüyordunuz. Xiaomi sonrasında pürüzsüz bir tanıtım fotoğrafı görüyorsunuz, ürüne olan güven artıyor. Bu sadece bir örnektir, bunun gibi birçok alanda geliştirdiler kendilerini. İşte bunlar hep yukarıda yazdığım Hong Kong tayfasının kafalarından çıkıyor. Çinli aynı ürünü yapar ama buruşuk poşet içerisinde fotoğrafını çekip ilan verir, sonra da satılmasını bekler. Xiaomi Telefon haricinde hiçbir ürünü kendisi üretmiyor. Bazı ürünlerin esas üreticilerini biliyoruz, bazılarını bilemiyoruz. Mesela Kulaklıkları (en azından eskileri) 1More Design diye bir firma üretiyordu. Xiaomi adamlara gidip "Bende acaip bir satış gücü var, bana şu özelliklerde ve bu kalitede ürün yap, çok miktarlı yap, ona göre de fiyat ver, deli gibi satarız, ikimiz de coşarız" diyor. Firma da kabul ediyor tabi. O firmayı kimse bilmediği için genelde adamların tüm ürünlerinin toplam satışı Xiaomi'ye yaptıkları tek ürün kadar olmuyor. Kendinizden pay biçin, 1More Design marka kulaklık alır mısınız? Xiaomi marka olunca alıyorsunuz ama, veya almayı düşünüyorsunuz. Bu her üründe böyle. Bir de, Xiaomi birbiriyle mükemmel çalışan ürünlerle kendi ekosistemini oluşturuyor ve bunun merkezinde de Xiaomi telefon oluyor. Telefonları bizim asla kullanmayacağımız, hatta bazıları burada hiç çalışmayan Çin'e özel servisler ve uygulamalarla dolu. En basitinden uygulama mağazası bile Xiaomi'ye özel. Xiaomi'nin Android tabanlı MIUI işletim sistemi LG veya Samsung'da gördüğümüz gibi özel launcher yüklenmiş Android değil. Fork bu, yani temelde Android'le aynı çekirdeği paylaşıyor ama bazı şeyleri Xiaomi kendisi yapıyor. Google Play servisleri de yok cihazlarda. Sonradan yüklenebiliyor tabi ama Çinli yüklemiyor çoğu zaman, zaten çoğu yerde Google yasaklı. O mağazadan filan baya para kazanıyorlar. Telefonlardaki diğer kendilerine has servisten de güzel gelir elde ediyorlarmış. Sonuç olarak Samsung, LG, Sony filan cihazdan para kazanmaya çalışırken Xiaomi ufak kar marjıyla uygun fiyata bol telefon satıp bu servisler üzerinden yolunu bulmaya çalışıyor. O servislerin işlemediği ülkelere telefon satmak konusunda isteksiz olmaları da gayet doğal bu durumda. Sonuçta hangi Alman veya Fransız Xiaomi'nin haritasını, mağazasını, müzik servisini filan kullansın ki? Neticede sadece Xiaomi değil, oralardan çıkan birsürü firma çok büyüdüler, daha da büyüyecekler. Bizim nesil şahit olmadı ama bugün bizim kalite sembolü olarak gördüğümüz Japon mallarının bir zamanlar piyasayı yavaş yavaş uygun fiyatla ele geçirişini anlatır babam ara sıra. O yıllarda pek güvenilmiyormuş, sadece ucuz diye tercih ediliyormuş. Arkasından Kore firmaları aynı şekilde geldi, bugün tüketici onlara da güveniyor. Çin de aynen böyle olacak. Lakin Çin diğerlerine göre çok daha aç gözlü ve saldırgan, ayrıca diğerlerinin aksine Batı kültürünün kol kanat gerdiği bir ülke değil, tam tersine bu kültüre kafa tutan, muhalefet eden bir ülke. Bu sefer biraz daha heyecanlı olacak gibi bu "ucuz fiyatla girip piyasadan pay kapma" meselesi.

AMD işlemci öğrencinin, işsiz güçsüz sevgilisiz adamın işi. O anakartla bu bellek, şu anakartla o bellek dertleriyle işi gücü olan adam uğraşamaz. Vakti kıymetli olan insan Intel alır, hoşuna giden anakartı ve belleği alır, açar çatır çatır kullanır. Yok bunu alırsam düşük hızda çalışacak, yok şunu alırsam filanca anakartı da almak lazım yoksa çalışmaz, uğraşılmaz böyle şeylerle.

AMD'nin büyük hissedarları Ryzen'den gelen parayla peşinatı yatırıp araba taksidine girmişler. Yaza memlekete gideceklermiş.

Gelse de oynasak, özledim Darksiders'ı.

AMD yine Aliexpress'teki uyanık satıcıların taktiğini uygulayacak. Üst modelin bilgilerini gösterip alt modelin fiyatını söyleyecek. Millet heyecanlanacak. Sonrası fıs tabi.

O araba düzelene kadar dünyada petrol rezervi biter. Gel vazgeç bu sevdadan, sana bir Peugeot 308 1.6HDI alalım. Az yakar çok kaçar. Taş gibi de sağlam.

Böyle müşrik diziler izlemeyin, çarpılırsınız mazallah.

Hakikat bu ama. AMD'nin RAM seçmesi belediye aşevinde yemek yiyen adamın glütensiz ekmek istemesi gibi birşey.

Bellekte seçicilik AMD'nin doğasına aykırı. Saçma olmuş.