lawnmower

CHW
  • Mesaj sayısı

    1.087
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    55

Everything posted by lawnmower

  1. Pixel Launcher kullanıyorum.
  2. Benjie X1 geldi bugün. Ona takmak için Hepsiburada'dan sipariş ettiğim Micro SD kart da bugün geldi. Üstelik tam da spor salonuna gideceğim ama müzik dinleyeceğim telefonu evde unuttuğum güne denk geldi ikisi de. Yani biri Çin'den, diğeri buralardan gelen ve birlikte çalışan iki şey tam da ihtiyaç duyduğum anda elime geçti. Barcelona'nın şu fantastik golleri gibi oldu. Bu alette kesin bir keramet var. Bende keramet olmadığını biliyorum, bende olsa olsa cenabetlik vardır. İncelemesi yapılacak bir ürün değil, ama görüşlerimi yazayım. Malzeme ve işçilik kalitesi fiyatına göre çok iyi. Komple metal gövde, metal tuşlar, köşeli ama el kesmiyor, çok beğendim. Ön taraf, ekran filan plastik. Cam olaydı eyiydi. Ses çok iyi. Telefonla filan alakası yok. Kulaklık amfisiyle alabildiğim sesi doğrudan veriyor namussuz. Evde yüksek empedanslı birşeylerle deneyeceğim. Ses kalitesi de gayet başarılı. Çok sevdim. Kontroller bok gibi. Ben kontrolü kolay olsun diye dört yöne ok tuşu (D-Pad işte) olan modeli seçmiştim. Dingil Çinliler tuş dizilimini D-Pad gibi yapmışlar ama tuşların bundan haberleri yok. Sağ sol tuşları yukarı aşağı gibi çalışıyor. Aşağı yön tuşu menüde geri gidiyor. Yukarı yön tuşu her ortamda farklı birşey yapıyor. Neyse ki bunun ses açma kısma tuşları var. Onların olmadığı modeller de var, ses ayarı tuş kombinasyonları ile yapılıyor. Neyse, kontrollere alıştıktan sonra çok iyi alet. Fiyatına göre çok çok iyi. Taş gibi de sağlam görünüyor. Birine fırlatsam kafasını yarar. Beğendim ben. Tepe tepe kullanmalık bir medya oynatıcıya ihtiyaç duyanlara tavsiye ederim.
  3. Eski Nokia çalışanları Çinli yatırımcılarla (Foxconn var işin içinde) HMD Global diye bir firma kurdu ve Nokia'nın markasını kiraladı. Kiraladı diyorum, bu önemli, zira kira dönemi sonunda isim haklarını ana firmaya dönecek (eğer sözleşme yenilenmezse). Büyük ihtimalle sözleşmeyi yenilerler ama öyle bir ihtimal de var işte. Telefonlar gayet güzel. Saf Android tercih etmişler, birkaç yardımcı Nokia uygulaması haricinde hiçbir Google harici şey yok. Malzeme ve işçilik kalitesi iyi. Babama Nokia 6 aldık, ben çok beğendim. İşlemcisi SD4xx serisi değil de SD6xx serisinden olsaydı kendime de alırdım bir tane. Cihazlar başarılı, güncelleme de geliyor. Aylık güvenlik güncellemelerini aksamadan aldı. Bence Samsung, HTC gibi güçlü markalardan daha cazip şu an.
  4. Benjie X1 sipariş ettim dün akşam. Kulaklık amfisi ararken hep önüme MP3 çalarlar çıkıyordu. Bir an "ne bunlar yav, çocuklar dinler ancak bunları, herkes telefon kullanıyor bu iş için, niye bu kadar satılıyor ki bunlar?" dedim. Sonra biraz araştırdım. Gördüm ki, Benjie S5, Xduuo X2 gibi bize 2000'ler başından kalma gibi görünen aletlerin kendilerine has hayran kitleleri var. Hem de öyle Linux ve AMD hayranlığı gibi fakirlikten gelen bir hayranlık değil bu. Fiyatları 20-50$ arasında gezen bu aletlere gayet pahalı kulaklıkları bağlıyor adamlar. Çok da memnunlar. Aslında çok fazla model var. Çoğu da birbirinin neredeyse aynısı. Form faktörü filan değişiyor işte. En fazla öne çıkan iki model Benjie S5 ve Xduuo X2. Xduuo ses yüksekliği olarak daha başarılı, ama fiyatı daha yüksek (50$ civarında). Bir de FM radyosu yok. Maç dinlerken lazım oluyor radyo, şart değil ama olsa iyi olur yani. Benjie S5 ise çok daha basit ve ucuz. 20$ civarında fiyat, siyah beyaz ufak bir ekran ve Xduuo'ya göre seviye olarak biraz daha düşük (ama kalite olarak aynı) ses şeklinde özetlenebilir. Radyosu da var. Rivayete göre 128Ohm kulaklıkları bile besleyebiliyormuş, gerçi deneyenler o kadar abartmamayı tavsiye ediyor. Biz fanilerin kullandığı normal kulaklıklarda oldukça güçlü yani. Amfiye pek ihtiyaç duyulmuyor (Ya duyulmuyor da, klasik HiFi'ci saçmalıkları devreye giriyor burada. Adam hem ses güçlü diyor, hem amfiyle kullanıyorum diyor. Ses güçlüyse amfi niye? Tanımlar da hep muallak şeyler, tam anlaşılır şekilde yazmıyor kimse. Hani "şu tip kulaklıklarda amfisiz zayıf kalıyor" veya "ses güçlü ama şu sebepten amfi olsa daha iyi" diyemiyorlar. Ses dünyası hep böyle maalesef.) denilenlere göre. Bu Benjie S5'i araştırırken benzer donanım kullanan daha yeni modelleri (K9 ve X1) gördüm. İkisi de renkli ve büyük ekranlı. Geri kalan herşey aynı gibi. K9'da ekstra olarak hoparlör var ama ses ayar tuşları yok. Kontrol olayını sevmedim. X1 ise S5'in daha güncel versiyonu gibi birşey. Deneyenler hep memnun kalmış. Fiyat ise neredeyse aynı (22$). Ben de çaktım siparişi. Yakında gelir. Bu gelince müzik olayını tamamen buna devredeceğim. Önceden hatsız bir Motorola Moto E'ile online / offline müzik, podcast, online / offline radyo işlerini hallediyordum. Motorola artık evden pek çıkmayacak, podcast odaklı çalışacak. Bakalım, memnun kalmazsam kaybım çok olmaz. Memnun kalırsam ileride Benjie T6 gibi daha güçlü modellere de bakabilirim.
  5. Adaptif farın ilk kullanıldığı araba. Ortadaki far direksiyonla birlikte dönüyor, virajın içini aydınlatıyor. Bir anda çok fazla yenilik yapıp bunların maddi yükü altında ezilip batan bir firma işte.
  6. Hyundai Accent çok sağlam arabaymış.
  7. Aslen Dodge ekolüdür o, o tarz birleşik stoplara "racetrack design" diyorlar.
  8. Cayenne amelelik ya.
  9. Kış lastiği kar lastiği değildir. Kış lastiğinin amacı sadece karda buzda gitmek değildir. Yaz lastikleri soğuk havada sertleşir, sert lastik de yeterli tutuşu sağlayamaz. Kış lastiği kauçuk oranı yüksek bir karışımdan üretilir, bu yüzden daha yumuşaktır, soğuk havada ideal sertliğe ulaşır. Sıcak havada da fazla yumuşar, hem yol tutuşu bozar hem de tüketimi arttırır. İşin güvenlik kısmı bir yana, arabanın yolu tutmaması bu kadar önemsizse büyük paralar verip performanslı arabalar almanın ne anlamı var? O zaman gidip hepimiz Peugeot filan alalım, sakin sakin gidelim önümüzdekiyle arada 500 metre bırakarak. Kış lastiğinin maliyeti sanıldığı kadar yüksek de değil. Sonuçta iki senede bir takım lastik tüketiyorsanız kış lastiği kullandığınızda dört senede iki takım lastik tüketmiş olacaksınız. Lastiklerin saklanması biraz sıkıntılı tabi ama müşterilerine bu hizmeti veren lastikçiler var. Onları tercih ederseniz sıkıntı kalmaz. Hiç maliyeti yoktur demiyorum, ama sanki tamamen gereksiz yere dört tane daha lastik masrafı çıkmış gibi de olmuyor. Bir masraf oluyor tabi, ama sanıldığı kadar büyük değil. Arabayı kısa süre kullanıp satacak olan da kış lastiklerini arabayla birlikte verebilir, bunları satış fiyatına ekleyebilir. Mecbur bırakılan sadece siz (veya ben, bir kişi, bir zümre, vs.) olmadığı için zaten arabayı alanın da ihtiyacı olacak. Dışarıdan almak yerine hazır geliyor, onun da işine gelir. Kış lastiği kullanım süresi valiliklere bırakılmış. Valilik zaten denetimlerin niteliğini de belirler. Ben sıcak iklimli yerlerde böyle bir dayatma olacağını sanmıyorum. Kışı soğuk yaşayan yerlerde ise kış lastiği kullanımı şart. İnanın bana, bu uygulama bizlere zarardan çok yarar getirir. Gözünüz gibi baktığınız arabanıza komplesini satsa sizin dört jantınız etmeyecek bir Şahin kabak lastikleri ıslak zeminde tutunamadığı için gelip vurursa ne demek istediğimi anlarsınız. Bunlar her gün yaşanan şeyler. Olmaz demeyin, piyango size de çıkabilir.
  10. @RFID Ben bir telefondan diğerine aktardım sorunsuz olarak. Şanssızlık olmuştur bu süreçte sıkıntı çıkmışsa. Normalde olan birşey değil.
  11. Mi Band gayet sorunsuz çalışıyor bende. Hani daha sorunsuz olamazdı herhalde.
  12. Arkadaşlar The Defenders olmamış, izlemeyin. Sonuna kadar dikkatle izledim, hiçbir ibnelik yok. Ne bir gay karakter, ne bir hemcinsle oynaşma, hiçbir şey yok. Olmamış yani. Tamamen homofobik ve cahil bir dizi. Böyle yapımlarla medeniyet yükselemez. Protesto edin, izlemeyin. Eyyy Hollywood, totoşların sabrını zorlama! İbnesiz diziye hayır!
  13. Memlekette dolandırıcılığın coşmasıyla ilgili bir sohbette bunları yazmıştım, kaynayıp gitmesin diye buraya ekliyorum. Dolandırıcı dediğimiz adamlar sizin bizim gibi değil. Kafa bu yöne çalışıyor. İkna becerileri çok kuvvetli. Olaylar basit anlatılıyor ama çok daha komplike gerçekleşiyor. Ön hazırlığı filan var. Hustle dizisindeki gibi resmen, hedefi inceliyorlar önce. Mesela Ercan benim yanımda işe girmeden önce onu bana getiren adamla birlikte beni incelemişler. Benim önceki elemanımda şikayetçi olduğum ne varsa Ercan bunun tam tersi olarak geldi bana. Öyle ayarlanmış yani. Ben mesela önceki elemanımın üst baş ve temizlik konusundaki özensizliğinden şikayetçiydim. Adam neredeyse pijamayla gelecek. Ercan takım elbiseyle geldi bana, bir süre de hep takım elbiseyle takıldı. Bunun gibi şeyler. Genel olarak ilk başta bir şekilde güven veriyorlar. Kendilerini çok ahlaklı (kişisine göre dindar) veya zaten başkasını dolandırmaya ihtiyaç duymayacak kadar zengin olarak tanıtıyorlar. Artık hipnoz mu desem, sosyal mühendislik mi desem, bir şekilde karşıdakini buna ikna ediyorlar. Sonra da hep olumlu şeyler oluyor. Deneyim harika yani. Sonra bir anda ufak bir pürüz çıkıyor. O pürüzü çözmeye çalışırken zaten olan oluyor. İşte bir akraba ölüyor da cenazeye gidilmesi gerekiyor, veya bankada bir sıkıntı çıkıyor biraz beklemek gerekiyor filan. Genelde zamanla alakalı şeyler oluyor bunlar. Bu dediğim kısa dolandırıcılıklarda geçerli tabi. Ercan meselesi gibi uzun dönem hadiselerde herşey daha komplike. 90 sonrası özel kanalların açılması ve başını Televole programının çektiği "zenginlerin çılgın hayatı" temalı programlar normal vatandaşa daha önceden de biraz bildiği ama detayını bilmediği şeyleri gösterdi. Daha doğrusu, bazı gerçekleri vatandaşın gözüne soktu. Daha sonra önce internet, sonra da sosyal ağlarla birlikte vatandaş bu gözüne sokulan şeyin maddi yönünü de tam detaylı öğrenir oldu. Yani mesela eskiden "X futbolcu spor arabaya biniyor" şeklindeydi vatandaşın bildiği, bu daha sonra "X futbolcu Porsche 911 Turbo'ya biniyor" şekline dönüştü, en sonunda da "X futbolcu liste fiyatı 500000€ olan, sadece 100 tane üretilmiş Porsche 911 Turbo Special Edition'a biniyor" oldu. Yav adam kendince hesap yapıyor, benim maaşım o arabanın sadece yakıt masrafına bile yetmez diyor. İşte bir noktada kopuyor olay. Toplumun genel olarak yozlaşmasının sebebi de bu zaten. İnsanlar artık çocuklarının okuyup mühendis, doktor, avukat filan olmasını istemiyorlar. İnsanlar çocukları futbolcu, şarkıcı, dizi oyuncusu, müteahhit filan olsun istiyorlar. Eskiden top oynamak için okulu asan çocuğu babası döverdi, şimdi okula gitmek için futbolu aksatan çocuğu babası dövüyor. Neticede bu gelir dengesizliği ileriye bakıp "ne uzar ne kısalır" diyen adamı çıldırtabiliyor. İşte adamın ahlak duygusu önemli, kimisi üzülmekle kalıyor, kimisi "sikerim ulan bu hayatı, çalarım çırparım ben de o arabaya binerim, dünyaya bir kere geliyoruz" diyor. Dolandırıyor, çalıyor, çırpıyor, günü kurtarmaya çalışıyor. Tefeciden borç alıp pavyona gidiyor adam, şampanya açtırıyor. Zira normal maaşla çalışsa şampanyanın şişesini bile göremeyecek. Entellektüel kesimin saçma bulduğu dini meseleler bu konuda bir miktar toparlayıcı görevi görüyor. Ahiret korkusu olmasa çok çok daha kötü olurdu durum. İşte bu çalıp çırpmalar bir noktadan sonra alışkanlığa, yaşam biçimine dönüşüyor. Mesela şimdi dolandırıcılık yapan ama yine sürünen bir adama (Ercan mesela) iş verin, yapabileceği basit bir iş olsun ve makul bir maaş verin, mesela 10K filan olsun, önce kabul eder ama sonra bırakır gider. Halbuki dolandırıcılıkta eline o kadar para geçmiyor, burada en azından peşinden kimse gelmeyecek, gece rahat uyuyacak. Olmaz ama, o Ali Ağaoğlu gibi olmak istiyor. Şirketin vereceği 320i ona yetmez, 740 olacak. Haftasonları arkadaşlarla birkaç kadeh rakı içmek yetmez, boğazda gazinoda şampanya patlatacak. Dünyaya bir kere gelmiş, bunları yapacak. Yoldan çıkmış artık, dönüşü yok. Devletin çok ciddi önlemler alması lazım. Adalet mülkün temelidir lafı bunu anlatır. Adalet olmazsa mülk korunamaz, kimse de o mülk için çalışmaz. Bu düzen böyle devam ettikçe daha fazla insan Ercan olacak, daha az insan dürüstçe çalışıp birşeyler edinmek isteyecek. Bir keresinde Burger King'de kasadaki adamla kapının önünde milletten yemek isteyen çocuklarla ilgili sohbet etmiştim. Adam bana çocuklardan birini gösterip "bu zaten burada çalışıyordu, bizim arkadaşımızdı" dedi. Eleman düzenli maaş aldığı işyerinden istifa edip aynı işyerinin kapısının önünde dilenmeyi seçmiş kariyer olarak. Sadece bu bile birşeylerin yanlış olduğunu gösteriyor. Komplesini okuyacak sabrı gösteren herkese görüştüğümüzde küçük Starbucks kahvesi ısmarlıycam.
  14. 4 vites ama 4 çok sağlam vites. Ya, Civic iyi de kadınlar sedan sevmiyorlar. Yoksa bence de Civic o fiyat bandında en iyi seçim.
  15. Hyundai i20 alınır geçilir.
  16. Xiaomi klima yapmış yav...
  17. Ya her malın müşterisi vardır, fiyata göre ürün sonuçta. Ben alanlara şaşırmıyorum da, hayranı, fanatiği olanlara şaşırıyorum. Ankaralı olmayıp Gençlerbirliği taraftarı olmak gibi birşey bu.
  18. Kiralık araba o. Kendime almam.
  19. İşlemcide AMD tercih eden arabada da Fiat Egea tercih eder. F/P yüksek sonuçta. Kalite önemsiz.
  20. Ya peki siz hissetmediniz mi bunun egzostla ilgili olduğunu? Yani motorun devirlenmesini engelleyen şeyler bellidir zaten. Bana da oldu, kötü yerden mazot almışım birkaç kez, bir sabah arabayı çalıştırdım, yürümüyor. Motor devirlenmiyor, gaza yüklenince tıkanıyor. Ya egzostla alakalı, ya da motorun hava almasıyla. Yani şanzıman filan olması imkansız zaten. Netekim bende de DPF tıkanmış, egzost gazı tahliye edilemiyor yani.
  21. Mazoşistler var mesela, onlar alır.
  22. Ekşici kafası = mal kafası. Sabah gazete almaya giderken duvarda Ayşe Erbulak'ın Cinayet Sınıfı Başkanı diye bir kitabının reklam afişini gördüm. Televizyon filan izlemediğimden Ayşe Erbulak'ı da tanımam. Altan Erbulak'ın birşeyi olduğu belli de, nesi bilmiyorum. Kızıymış. Neyse, gelince kadını arattım Google'da. Ekşi Sözlük linkine tıkladım belki kitaplarıyla ilgili yorum vardır diye. İlk birkaç madde kadının yaptığı işlerle (stand up gösteri, yazarlık filan) alakalı. İşte Norveç'te yaşıyormuş filan. Boş bir insan değil neticede, Altan Erbulak'ın kızı, boru değil. Neyse bir ara kadın homoseksüelleri sevmediğini söylemiş. Ondan sonra linç kampanyası başlamış. İşte onca kültür eğitim filan para etmiyormuş Türk kafası değişmiyormuş filan. Yav entellektüel olmak ibneleri sevmeyi mi gerektiriyor? İbneleri sevmek bizi daha batılı, daha modern mi yapıyor? İbne sevmeyen otomatikman cahil mi ilan edilecek? Diploması elinden alınacak mı? Homoseksüel de herkes gibi insandır, herkesin herkesi sevme veya sevmeme hakkı vardır. Saygı duyduktan, rahatsız etmedikten sonra kimse kimseyi sevmek desteklemek zorunda değil. Şu "entellektüel ibne sever", "entellektüel arada kendi de bir sakso çeker", "entellektüel azınlıkları destekler" gibi osuruktan kalıplardan kurtulmak lazım. Bizim başımızı toplumu ayrıştıran bu kalıplar yiyor.
  23. Stanley fabrikalarında AMD sistemlerde Linux kullanıyormuş.
  24. Yanlış markalara para veriyorsunuz. Stanley'in gerçek yüzü budur.
  25. Herhangi bir Intel sistemi koyabiliriz. Kalitesiyle ezer.