lawnmower

CHW
  • Mesaj sayısı

    1.087
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    55

Everything posted by lawnmower

  1. Geçmiş olsun. Ya her markadan problemli model çıkar da, Opel GM'in maliyet kısıntılarından çok fazla etkilenmiş.
  2. Tronsmart'ı tavsiye ederim. Qualcomm'un hızlı şarj özelliğini destekliyor (Qualcomm işlemcili telefonlarda tabi). Diğer çıkışları da gayet güçlü oluyor. Muhtelif çeşitleri var. Aliexpress'te ve Amazon'da satılıyor. Aliexpress ücretsiz kargo yüzünden daha avantajlı, bir de Amazon'dan alınca Amerikan prizine göre ürün gönderilmesi sıkıntısı var. Ben şunu aldım mesela, gelecek yakında: http://www.aliexpress.com/item/Newest-Tronsmart-TS-UC5PC-EU-Plug-2A-Max-Quick-Charge-2-0-5-USB-Ports-Charger/32452075936.html?ws_ab_test=201407_4,201444_6_3_2_1_5_4,201409_4 Hocam örme değil ama yukarıda yazdığım Nillkin'i tavsiye ederim ben. Malzemesi gayet kaliteli. Fiyatı da uygun, bozulsa da çok fazla üzülmezsiniz yani.
  3. Ya sorun her türlü alışverişte olabilir. Ürün arızalı çıkar, yanlış ürün teslim edilir, kargolamayı unuturlar filan. Asıl sıkıntı müşteriyle ilgilenmemenin firma politikasına dönüşmüş olması. Bir çalışan ilgisiz olabilir, hadi ikincisi de ilgisiz diyelim. Koca müşteri hizmetleri departmanı cevap vermemeyi, geri dönüş yapmamayı benimsemiş resmen. Kadına "Siparişi internetten verdiğime göre siparişimin durumunu da internetten görebilirim. Müşteri hizmetlerinin bana internette yazmayan şeyi söylemesi lazım" diyorum. Haklısınız diyor. "Müşteri hizmetlerini 20 kere aradım, geri dönen olmadı. Şikayetvar.com'a bir şikayet bıraktım, gününde aradınız. İllaki ortalık yerde bağırmak mı lazım ilginizi çekmek için?" diyorum, ona da birşey diyemiyor. Aynen şunları söyledim: Kadın haklısınız dedi, bakalım ne olacak. Tekrar söylüyorum, bunları adam gibi denetleyen yok. Bunu Facebook'ta da yazdım ben, Teknoseyir vasıtasıyla tanıştığım bir arkadaş önceden yanlış anlamadıysam Mavi Bilgisayar'da çalışmış, yorumuna aynen şunları yazmış. İşte bunun aynısını Teknosa da yapıyor, Vatan da yapıyor şimdi. Komple üçkağıtçı bunlar, doğru düzgün denetim de yok. Amazon filan babasının hayrına düzgün çalışmıyor. Orada şöyle bir olay yaşansa firmanın büyüklüğüne bakmadan kapısına kilidi asarlar.
  4. Çift taraflı değil de, şöyle bir kablo var: http://www.aliexpress.com/item/2015-Newest-Original-Wsken-1M-Charging-Magnetic-Micro-USB-Cable-For-Samsung-Huawei-XiaoMi-Android/32436680271.html?ws_ab_test=201407_3,201444_5,201409_4 Bunun ucunu telefona takıp üzerinde bırakıyorsunuz. Sonra sadece kabloyu istediğiniz şekilde bağlıyorsunuz. Hem çift taraflı, hem mıknatıslı. Tabi başka kablo takacağınız zaman bunu sökmeniz gerekiyor, o sıkıntı. Daha ucuza da bulunabiliyor. Ben ilk denk geldiğim linki aldım.
  5. Şikayet sitesine yazınca aradılar. Para iadesi kabul etmediğimi, bir an önce kulaklığı istediğimi söyledim. Bakalım ne olacak.
  6. Geçmiş olsun.
  7. HDMI dijital. İletmesi yetiyor, güç önemli değil. Tabi dışarıdaki elektromanyetik dalgalardan etkilenme durumu var, ama çok nadir görülüyor.
  8. Volkswagen'in şanzımanları güzel. DSG'li Polo EDC'li Clio'dan az yakıyor olabilir. DSG gerçekten acaip birşey, küçük dizel motorlarla da çok uyumlu. @ İsmi ne bu arkadaşın? Maximillian mı?
  9. Ya kadınların karışma oranı arttı, çünkü artık karı koca birlikte çalışılıyor. Eskiden kadın evde otururdu, erkek çalışırdı, araba alınıyorsa bunun maddi yükünü erkek sırtlanırdı. Haliyle kadına sadece fikir belirtmek düşerdi. Şimdi araba krediyle alınıyor, karı koca birlikte çalışıp o krediyi ödüyor. Haliyle kadın gerçek anlamda arabanın yarısının sahibi oluyor. Kadınlarda bir eziklik var, bir hakka sahip olmuşlarsa sonuna kadar kullanmak istiyorlar. "Ben anlamam pek, sen uygun birşey seç işte" diyemiyorlar. İllaki müdahale edecekler. Müdahaleleri de saçma oluyor. Bu renk, döşeme deseni gibi şeyler yine akla yatkın şeyler. Estetik kaygı var işin içinde, bir mantığa sığdırılabilir. Bir de "filancanın kocası da aynı arabadan aldı geçen ay, şimdi biz de alırsak onlara özenmiş gibi olacağız" diyerek çok mantıklı bir arabaya itiraz eden de var. Onlar hepten fena. Mesela Meza'nın bahsettiği Corolla gibi böyle acaip sorunsuz, kişiyi hiç üzmeyen bir araba marka fanatizmi yaratır. Honda Civic sahiplerinde çok görülür bu. Civic'in altyapısı çok kalitelidir, ayrıca araba acaip sorunsuzdur. Bakımları düzgün yapılırsa hiç arıza yapmaz. Yol tutuşu da arkadaki çift salıncaklı düzen sayesinde çoğu modern kompakt arabadan (burulma çubuklu arabalardan yani) iyidir. Bu yüzden mesela Civic kullanan birisinin arabasını değiştirirken tekrar Honda almak istemesine şaşırmam. Lakin Opel'de böyle bir durum yok. Mesela arkadaşımın eski Corsa'sının heryerinden arıza akıyordu. Aşağı yukarı hergün WhatsApp veya Facebook üzerinden muhabbet ederiz. Her muhabbetin başında mutlaka o gün yaşadığı arızayı anlatır. Bir gün çalışmaz, bir gün şanzımandan ses gelir, diğer gün motoru aksak çalışır, başka gün farları yanmaz, egzostu çürür, motoru yağ eksiltir, ot olur bok olur, arıza hiç bitmez. Bir insan neden böyle bir arabanın üreticisine hayran kalıp aynı markadan ikinci arabayı alır ki? Mazoşizm midir, nedir bu? Fransız arabalarının üzerine yapışmış bir "çürük" etiketi olduğu doğru, ancak o etiketi hakederek aldı Fransızlar. Bir üründe kaliteyi belirleyen şeylerden biri de kalite kontroldür. Aynı fabrikadan çıkan on arabadan yedi tanesi çok sağlam, ama üç tanesi sıkıntılıysa o üretime kaliteli denemez. O yedi taneden birinin 10 yıl tık demeden çalışması o markayı kaliteli yapmaz. Bunu daha önce biryerlerde konuşmuştuk. Üreticiler çoğu parçayı dışarıdan alıyor. Mercedes'e de, Volkswagen'e de, Peugeot'ya da enjektör aynı yerden (Bosch) geliyor. Mercedes gelen enjektörlerin yarısını kendi standardına uygun olmadığı için iade ediyor. Volkswagen üçte birini iade ediyor. Peugeot onda birini iade ediyor. Bu kalite kontrol politikası tüm üretim sürecinde uygulandığı için maliyeti arttırıyor. X markanın Y markadan daha kaliteli olmasının sebebi zaten bu. Yoksa birşeyin nasıl çalışması gerektiğini, nasıl yapılırsa daha dayanıklı olacağını Fransız da biliyor. Bir nevi okul gibi düşünün işte. Tüm çocuklar aynı müfredatı okuyor, hatta aynı ders kitaplarını takip ediyor, ama mahalle lisesinde (Maltepe lisesi diyelim mesela) sınavlar kolay, hemen herkes geçiyor. İyi bir lisede (örneğin Galatasaray lisesinde) sınavlar zor, çalışmayan veya kapasitesi yetmeyen geçemiyor. Maltepe lisesinden ÖSS birincisi çıkması, GS lisesinin ilk 100'e adam sokamamış olması Maltepe lisesini GS lisesinden daha kaliteli yapar mı? Siz patron olsanız işe adam alırken geçen senenin ÖSS birincisi Maltepe lisesinden çıktı diye o lisenin mezunlarına öncelik verir misiniz? Durum aynen budur. Her fabrikadan sorunlu araba çıkar, önemli olan o sorunlu arabaların sorunsuzlara olan oranı.
  10. Yav benim üniversiteden bir arkadaşım var. Bafra'da yaşıyor. Durumu çok iyi değil. Evlenirken hanımla birlikte sağa sola gitmek lazım olur diye 95 model bir Opel Corsa aldı. Arabanın her tarafından sorun akıyordu. Eski araba sonuçta. Benim arkadaş kafasında Opel'i ve GM'i acaip büyütmüş. Opel'in aslında Mercedes ayarında araba olduğunu ama hakkının yendiğini filan düşünüyor. İkisi de GM markası olduğu için Corvette'i tasarlayan adamların Corsa'yı da tasarladığını hayal ediyor. Neyse, bu arkadaşın geçen sene bebekleri oldu (ikiz). Corsa yetmemeye başladı tabi. Daha büyük bir araba alacak, ama fazla para da vermek istemiyor. Yine 10 yaşında filan arabalara bakıyor. Ben kendisine gayet mantıklı seçenekler sundum. İlk başta SW almasını önerdim. Eşi SW istemiyormuş. Çok hantal görünüyormuş. Bafra'nın köylüsü bir kızın otomobiller konusunda yorum yapması beni derinden etkiledi. Kia veya Hyundai önerdim. Özellikle eski kasa Kia Ceed gayet sağlam bir araba. İstemedi. Renault Megane önerdim. Servisi bol, parçası ucuz. Eşi "herkeste var" diye istememiş. Kendisine bir doz Morgan Three Wheeler yazıyorum. Hyundai i20 önerdim, küçük geldi. Ford Focus önerdim, konforsuz buldu. Skoda Octavia önerdim, sedan istemiyorlarmış. Aslında bunların hepsi bahane. Arkadaşım "hakkı yenen" Opel'den başka araba almak istemiyordu. Sonunda da gitti 2005 model Astra aldı. Şimdi ben bunları boşuna yazmadım. Tamam 10 yaşında arabada elbet bazı sorunlar olacak ama Opel'de çok saçma sorunlar var. Kornası bir çalıyor, bir çalmıyor. Çalınca bazen müzik sisteminin sesi açılıyormuş kendiliğinden. Ya o kadar araba kullandım, çok yaşlılara da denk geldim, kornasına basınca sesi açılan araba hiç görmedim. Bu durum arkadaşımın arabasına özgü değilmiş. Opel'lerde direksiyonun içinde CIM modülü diye birşey varmış. Bu sık sık arıza yapıyormuş. Opel forumları bundan şikayet edenlerle doluymuş. Kimisi yurtdışından getirtiyormuş, kimisi kendisi söküp temizleyip tekrar takıyormuş ve düzgün çalıştığını iddia ediyormuş filan. Ya ön takımdan ses gelsin, motoru aksasın, turbosu bozulsun, bunlar zaten beklenen mekanik arızalar. Tüm arabalarda eninde sonunda olacak. Bunlar olsun da, böyle korna çalmaması gibi osuruktan arızalar olmasın. Oluyorsa da o firmanın arabalarının kaliteli olduğu iddia edilmesin.
  11. Opel, Peugeot, Citroen gibi ezik markaların kullanıcıları markanın ezikliğini paylaşıp "İnadına Opel (veya Peugeot, vs.)" moduna giriyorlar. Gayet normal bir durum, umursamamak lazım.
  12. Bende onun bir küçüğü (7" ekranlı olanı) var. Ben memnunum ama kaliteli, markalı bir cihazla mukayese edilmez. Ben Android'de vazgeçemediğim birkaç oyunu oynamak için kullanıyorum, bir de bazen masaüstünde Arx Control ile bağlayıp sistem monitörü olarak kullanıyorum. Kasası güzeldir, ekran fena değildir, aslında fiyatına göre çok iyi bir cihaz, ama kaliteli bir tablete sahip olanı memnun etmez.
  13. Rot ayarlarından olsa direksiyonda titreme yapar. Balanslık bir durum yok zaten. Lastik balon yapmış olabilir diye düşündüm ama o da uğultu yapmaz, vurma yapar. Bana da rulman gibi geliyor.
  14. Şaka değil, harbiden böyle olur.
  15. Bunda Microsoft'un (global olan kısmın, asıl firmanın) pek suçu yok. Microsoft Türkiye'nin suçu var. Adamlar resmen uğraşmak, çalışmak istemiyorlar. Lumia telefonlar Nokia tarafından satılıyorken tüm operatörlerle sözleşme yapılmıştı. Operatörler çok uygun fiyata Lumia satıyordu. Çoğu kişi de bu fırsatlardan yararlanıp WP ekosistemine geçti zaten. Ayrıca her teknoloji mağazasında Lumia'ların özel telefon ve aksesuar standları oluyordu. Telefonlar ayrı bir bölümde duruyordu, Samsung'la HTC'yle filan karışmıyordu. Aksesuarları da kendine hastı. Ayrı bir standda renk renk kapaklar, kulaklıklar, kablosuz şarj pedleri filan... Nokia mağazaları vardı, onlar daha da detaylı hizmet veriyorlardı (Apple Store gibi). Şimdi aynı cihazlar Microsoft'a geçti, bu gayet güzel işleyen sistemin içine edildi. Operatörlerle sözleşme hala yapılamadı. Operatörler Nokia döneminde aldıkları, stoklarında kalan Lumia'ları satıyorlar. Yeni model yok. Yeni modeller piyasanın genelinde yok zaten. Gelse de grey market geliyor, üstelik geç geliyor. Aksesuar bulmak imkansız. Nokia'nın kendisi ürettiği veya ürettirdiği "herşeyi" vardı. Mesela renklere takıntılı birisi telefonuyla aynı renk harici batarya veya kulaklık alabiliyordu. Şimdi bunların hiçbiri yok. Rengi geçtim, düz siyah olanı bile yok. Nokia mağazaları ya kapandılar, ya da hala eski Lumia modellerini satmaya devam ediyorlar. Neyse ki 1520 gibi hala tepe seviyede kalabilecek birkaç model Nokia zamanında çıkmış. Onlarla idare ediyorlar. Kısacası, Microsoft Türkiye şahane işleyen bir sistemi bile bitirebilen ultra boktan bir kurum. Şu mağazalardaki Microsoft klavye ve fareleri nasıl sattıklarına bile şaşıyorum ben. Onlara kalsa sadece kurumsal yazılım satacaklar, başka işle uğraşmayacaklar. Microsoft'un belki yapması gereken ama yapmadığı tek şey olmuştur: Bizim gibi yazılım odaklı çalıştığı ülkelerde Nokia satın alımı sonrasında donanım işlerini Nokia'dan gelen elemanlara bırakacaklardı. O zaman Nokia mağazaları MS mağazalarına dönüşürdü, MS donanımları (telefon, Surface, Xbox) alır yürürdü.
  16. O ekran bence Türkiye'ye giriş yapamaz.
  17. Tüm büyük markalar Surface benzeri ürün yapmaya başladılar zaten. Ben de geçenlerde Lenovo'nun muadil bir ürününü gördüm yanlış hatırlamıyorsam. Tabi mesele sadece üretebilmek değil, arkasında durabilmek. Microsoft kendi cihazları için aksesuar satıyor, destekliyor, sık sık yazılım güncellemesi çıkartıyor. Diğerleri ancak keyifleri gelirse yazılım güncellemesi yayınlıyorlar, aksesuar yapsalar bile çok kısıtlı ve çok pahalı oluyor.
  18. Symbol aslen Dacia Logan, bizde Renault logosuyla ve o logonun getirdiği fiyat farkıyla satılıyor. Sırf milletimizin sedan manyaklığı yüzünden...
  19. Uğraştırıyor işte. Yoksa tabii ki parayı iade edecek.
  20. Bana hala gelmedi. Cumartesi kavga ettim Teknosa'yla. Unutmuşlar yollamayı. Ben de "o zaman kim unuttuysa kaldırsın kıçını, bir zahmet ürünü depodan alıp Suadiye mağazasına getirsin" dedim. Olmazmış, öyle bir uygulama yokmuş. En sonunda "Uygulamanızı ..." dedirttiler bana. Kulaklığa ihtiyacım yok. Sırf o fiyata güzel ürün, seyahatte filan kullanırım diye aldım. Hiç gelmese de umurumda değil aslında, ama sırf bu denyolukları yüzünden inat ettim, alacağım o kulaklığı onlardan. Önceki hafta Vatan, bu hafta Teknosa, kudurtuyorlar beni. Bu memlekette e-ticaret tamamen kontrolsüz yürütülüyor. Satıcı kafasına göre davranabiliyor, hiçbir yasal bağlayıcılık yok. O alışveriş sırasında okudum ve kabul ediyorum işaretlediğimiz "Uzaktan satış sözleşmesi" şöyle bir madde içeriyor: Satıcı hiçbir sebep belirtmeksizin ürünü satmaktan vazgeçebilir, siparişi iptal edebilir. Yani adam ürünü satmamanın daha avantajlı olduğunu düşündüğü anda tüm siparişleri iptal edebiliyor, parayı da bir ay sonra iade edebiliyor, kimse de buna karışmıyor.
  21. Kısmet...
  22. Bu ürün bana fena halde Xiaomi'nin 10400'lük harici bataryasını hatırlatıyor. Sankü Asus Xiaomi'ye fason yaptırmış gibi.
  23. AMD daha sürücülerinin kurulum arayüzünü yapmayı beceremiyor. Ne zaman laptopun ekran kartı sürücüsünü güncellemek istesem Windows 98 yıllarına dönüyorum. Senede 2 sürücü çıkarıyor olmaları ayrı güzellik tabi. AMD şöyle bir hava alsın da gelsin, belki kendine gelir. O toparlanana kadar Nvidia'ya devam.
  24. Evet, kavgasız olmuyormuş. Adam topladım, akşam Suadiye Teknosa'yı basacağız mahalleden arkadaşlarla.