lawnmower

CHW
  • Mesaj sayısı

    1.087
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    55

Everything posted by lawnmower

  1. Ben de öyle umuyorum. Valla "arabanın içinde gözükmek istemiyorum" bence öyle bir bahane. Aramızda rock yıldızları mı var, hayranlar mı kovalıyor? Nedir yani bu gizlilik merakı? Burası için demiyorum, ama camları filmli arabalarla sırf "gözükmek" için park cezası yeme pahasına mekanın önüne park eden adamlar var, sayıları da az değil. UV olayı deseniz, modern arabaların hepsinde zaten UV filtresi var camlarda. Yoksa da renksiz filmle halledilir, kimse görmez bile. Sıcaklık olayı arabanın rengiyle daha çok alakalı. Zaten bununla ilgili bir test vardı, ısınma biraz yavaşlasa da toplamda yine aynı seviyeye ulaşıyordu. Uzun süre güneş altında kalan arabaya cam filmi de çare olmuyor yani. Neyse, bu tartışmaya girmek bile yanlış. Unutalım gitsin.
  2. Valla ben kimseye hakaret ettiğimi düşünmüyorum. Fikrimi açık açık söylüyorum. Burada kendisini cam filmiyle tanımlayan, "cam filmine laf eden bana sövmüş sayılır" diyen varsa kendisinden özür dilerim. Bunun haricinde, tartışılan şeyin cam filmi olduğunu, şahıslar olmadığını da hatırlatmak isterim. Herkes istediğini yapmakta tabii ki özgürdür, lakin herkes kendi tercihine laf edilince alınacaksa buralar hepten durulmaz olur. Mesela ben Logitech klavye ve mouse kullanıyorum, defalarca Logitech ürünlerine laf edildi bu forumda. Ben çıkıp "içinde benim de olduğum bir grubun tercihi olan markaya laf edilemez!" şeklinde savunma yaptım mı? Yapmadım. Komik olur zira. Ayrıca, burada alakasız şeyler üzerinden dönen tartışmayı kişisel boyuta taşıyarak hakaret etmek ve dalga geçmek de eziklik göstergesidir. Ben söylediğim şeylerin arkasındayım. Gerekçelerini de yazıyorum. Size saçma geliyor olabilir, bunun karşısına "ay ne gerzekçe!!!!" haricinde mantıklı açıklamalarla gelirseniz medeni bir tartışma yürür. Bu forumun var oluş amacı da zaten budur. Bunu yapamayacaksak reisten cam filmi yasağının kalkmasını isteyen Trabzonlu elemandan ne farkımız kalır?
  3. Oooo, hakaretler geliyor. Ne güzel. Fikrini söyleyene önce tehdit, sonra hakaret.
  4. Niye mucize? Parmaklar tutmuyor mu?
  5. Trollemiyorum, ciddiyim. Stardust neye istinaden öyle diyor bilmiyorum, ama ben samimi düşüncelerimi yazıyorum. Ben şu ameledir, bu değildir demiyorum. Burada zaten "söz meclisten dışarı" bir muhabbet yapılıyor. Eğer buna rağmen yöneticilerin görüşüne aykırı fikir belirtmek suçsa, o zaman diyecek pek birşey kalmıyor zaten.
  6. Victor Vran'ı da biraz oynadım. Burada bahsi geçen oyunlardan daha farklı yönleri var. Diğerleri görüntü olarak 3D olsalar da oynanış 2D, yani hep aynı düzlemde hareket ediliyor. Victor Vran'da zıplama olayı var, hatta duvardan sekerek zıplama (wall jump) var. Bu sayede normalde gidilemeyen yerlere gidiliyor. Kamera döndürülerek bu özellik daha efektif kullanılabiliyor. Hemen her bölümde bu şekilde ulaşılan gizli yerler var, hatta oyunun yarısı filan bu gizli bölümler. Bu zıplama olayı olmasa mesela Victor Vran diğerlerinin yanında sönük bir seçenek olarak kalırdı, ama bu sayede oyun ikiye katlanmış gibi oluyor. Silah ve perk sistemi de güzel. Onu da tavsiye ederim.
  7. Los Angeles, Florida, Bangkok, Singapur gibi Antalya'dan çok daha sıcak ve güneşli yerlerde bulundum. Hiçbirinde öyle cam filmi furyası filan yoktu. ABD'de camları filmli arabalarla gezenler zenciler ve latin kökenli tipler. Onlar da zaten oraların kekoları, becerebilseler kıçlarına da LED taktırırlar.
  8. Madem sıcaklık bu kadar önemli bir sıkıntı, arabanın içindeki sıcaklığı düşürmek için cam filmi kullananlar arabalarını da iç / dış açık renk alıyor mu? Siyah koltuklu siyah araba alıp sonra ısınıyor diye camlara film kaplatmak ne kadar mantıklı? Kısa etek giyip altına tayt giyen kızların yaptığına benziyor bu. Ben yasağı destekliyorum. Fantastik senaryolar üzerinden mazeret üretmeye gerek yok. Cam filmi apaçiliktir, ameleliktir. İyi birşey olsa Mercedes, BMW, Audi, Porsche zaten kendileri uygularlardı bunu.
  9. Trollük değil, gerçek. "Dövlet kekoluk yapmamıza izin vörmiyir" yakarışları hep bunlar. Tüm magandaların arabalarının filmli olması bile cam filminin hayatımızdan çıkması gerektiğinin işaretidir. Bugün cam filminin en hararetli savunucusu olan, videolar filan çeken adamların hepsinin geçmişindeki ortak nokta Doğan görünümlü Şahin.
  10. Grim Dawn güzel, ama Van Helsing daha eğlenceli geldi bana. Final Cut versiyonu 3 oyunu birden içeriyor, kesintisiz devam ediliyor. Üstelik tüm seri oyunlarda olan "bir oyunun sonunda Herkül gibi olup sonraki oyuna Adem Baba gibi başlama" hadisesi de yaşanmıyor. Çok "hardcore" değil, ama oynaması eğlenceli. Espriler de fena değil.
  11. Autobild eskiden beri neticesinden "gelecekte gelecek" modelleri uydurur. Daha doğrusu, meraklı tasarımcılar kendilerince "şöyle olsa güzel olur" diye tasarım yaparlar. Autobild de bunları sanki üreticiden sızmış, gerçekmiş gibi yayınlar. Çoğu zaman gelen araba Autobild versiyonuna hiç benzemez. Cam filmi "özel nedenler" haricinde gereksizdir, ameleliktir. Güneşe hassas cildiniz vardır, mecburen yaptırırsınız. Bu özel nedendir. Bunun haricinde tamamen 80'ler Tofaş ameleliğinin kalıntısı. Zamanında güzel arabalar fabrika çıkışı renkli camla geliyordu (şimdiki gibi), bizdeki Tofaş, Renault filan düz pencere camıyla geliyordu. Bunları kullananlar da cam filmiyle o hayal ettikleri arabaların bir özelliğini kendi arabalarına kazandırmış oluyorlardı. Küçük motorlu arabaya sesli egzost takmak gibi birşey işte. Sonradan havalı gözüksün diye iyice koyu filmler uygulamaya başladılar, fuar konsepti gibi olsun diye. Bilmedikleri şey, fuar konseptleri kullanılmak için değil, sergilenmek için tasarlanır. Arabanın içinde güneşin zararlı etkilerinin sebebi UV ışınlarıdır. Bugün düzgün arabaların hemen hepsinde UV filtreli cam standart zaten. Koyu renkli olmasına gerek yok bunun için. Cam filmi ameleliktir, fakir kafanın eseridir. Bize Tofaş'çıların mirasıdır. Afedersiniz sıçarken bile Instagram'a story atan bir milletiz, arabanın içinde gözükmekten rahatsız mı olacağız? Rahatsız oluyorum diyen adam caddede camları açıp geziyor? Hep osuruktan bahaneler bunlar. İyi oldu yasaklandığı. Devletin desteklediğim az sayıdaki icraatından biri bu.
  12. E memleketin yarısı apaçi zaten, seçimlerde belli olmuyor mu bu durum?
  13. Intel'in AMD ile işbirliği yapması bir nevi fitre / zekat sayılabilir. Ramazan ayı civarında piyasaya çıkar büyük ihtimalle.
  14. Forum çok değişti. Eskiden soğutucu tavsiyesi sorulurdu, şimdi tam tersi isteniyor. Vay anasını...
  15. O listelerde dikkat edilmesi gereken bir nokta var. A3 gibi nispeten orta karar arabalar standart paketle de alınır, kullanılırlar. Üretiliş amaçları budur zaten. A5 gibi biraz daha "kalbur üstü" modeller ise çoğu durumda dolu satılır. Yani A3'ün müşterilerinin çoğu arabayı o haliyle alır kullanır mutlu olur, A5 için ise o 246k sadece başlangıç fiyatıdır, çoğu müşteri en az 300k öder çünkü bir sürü donanım ekler. Bu arada (özel bir sebep yoksa) cam filmi ameleliktir.
  16. Yazmada cache var, okumada (haliyle) yok. O yüzden sentetik test sırasında cache yazma hızının yüksek görünmesini sağlıyor.
  17. Ekşi Sözlük gibi, insanların yüzlerini veya isimlerini göstermeden yazabildikleri ve jüri rolünü üstlenip her konuda atıp tutabildikleri ortamlarda oluşan bir "beğenmeme" hastalığı var. Bunu algılayamayıp oradaki yazılanları ciddiye alınca insanın zaten hiçbirşey yememesi, içmemesi, kullanmaması gerekiyor, çünkü hemen her popüler ürünün altına "bokum gibi" yazan dingiller var. Bu dingillerin bazıları o bahsi geçen ürünü hiç kullanmamış (veya yememiş, içmemiş) bile. Mesela (atıyorum) Absolut votka başlığına bakıyorsun. Biri "Smirnoff buna 100 basar, bok gibi votka, sırf reklam" diyor. Diğeri çıkıyor bilgisini ispatlamak için "Absolut ve Smirnoff denen lağım suyunu içeceğime çay içerim. Moskovskaya'nın üzerine votka tanımam" diyor. Başkası çıkıyor Absolut'u yapanın anasını avradını diyor. Hani bilmeyen birisi bu adamları böyle kadrolu barmeni olan villada yaşıyorlar, evde boyuna votka martini filan içiyorlar sanır. Lan zaten o bok attığın şeyi bir kere denemişsin, normalde Tekel votkasına talim ediyorsun, bu neyin artistliği? Bununla kendilerini tatmin ediyorlar. "Öyle havalıyım ki, herkesin beğendiği şeye bok attım, ezdim onu" diyor adam kendi kendine. Sonra gidip otuzbir çekiyor. Sonra ellerini yıkayıp başka bir popüler başlıkta bok saçıyor etrafa. İşte bunlar hep eziklikten. Mesela biz iPhone'a laf ediyoruz ama alamadığımızdan filan değil, almışlığım kullanmışlığım var, yine alırım istesem, bana uymadığı için laf ediyorum. Diğer yandan laf edenlerin yarısından çoğu alamadığı için laf ediyor. Bugün DSG'ye laf sokanların çoğu Volkswagen'in ancak 1/18 modelini alabilecek durumda. Adam Absolut'a, Mercedes'e, Sony'ye, ona buna birşey bildiğinden, anladığından değil, ulaşamadığına bok atarak rahatladığı için bok atıyor. Zaten ismi cismi de belli olmadığı için söve söve ilerliyor başlıklar arasında. Artık antibiyotik mi olur, ampütasyon mu olur, bir şekilde çare bulmak lazım bu hastalığa.
  18. İki arabaya bir gazla yerli marka Sil-Bak aldım. Hem ucuz, hem de iyiydi. Lakin sileceğin uçlarındaki ve soket bölgesindeki sert plastik acaip kötü malzemeyle yapılmış. Güneş yüzünden bir seneyi geçmeden rengi açıldı, morardı filan. Yav birkaç gram plastik, iyisi olsa kaç para farkeder, kötüsü olsa kaç para ucuzlatır? Değer mi kaliteyi düşürmeye? Gıcık oldum, tekrar almadım. İkisine birden Bosch Aerotwin sipariş ettim, bakalım gelince takacağım.
  19. Ben bu kitapta hafiften R. Hakan gördüm, ondan hoşuma gitti.
  20. Bu bizdeki arabaların motor hacmine göre vergilendirilmesi sistemi, daha doğrusu bu sistemin 1.6L üzeri motor hacmine sahip arabaya bineni cezalandıracak şekilde ayarlanması çok yüksek ihtimalle bu sistem ilk geldiği zaman yerli otomobil endüstrisini koruma amaçlı yapılmış birşey. İstisnalar haricinde Türkiye'de üretilen arabalar hep küçük motorluydu. Dünya genelinde ortalama sayılan 2.0L motor bizim üreticilerin pek bulaşmadığı bir hacimdi. Haliyle büyük motorlu araba = ithal araba gibi bir durum vardı. Özellikle gümrük birliği sonrasında ithal arabaya ekstra bir vergi koyulamadığı için büyük ihtimalle bu şekilde ithal araba alanı cezalandırarak yerli endüstriyi teşvik etmek istediler. Tabi yine çok yüksek ihtimalle bunu devleti yönetenler değil, yerli araba üreticileri akıl etti. Bizim geçen yıllarda isyan ettiğimiz Vestel vergisinin bir benzeri yani bu da. Tabi o zaman bunu "büyük motor çok yaktırıyor" yalanının arkasına saklayarak milleti ikna ettiler. Makas git gide açıldı, normal olanı kullanan bile cezalandırılıyor artık. Millet olarak her arabayı olabilecek en küçük motorla almayı tercih eder olduk. Küçük motor tüketimi düşürmez. Sadece rölantideki tüketimi düşürür (ki artık Stop / Start sistemleri sayesinde o da pek kalmadı). Küçük motor arabayı sürücünün talep ettiği gibi hareket ettirecek gücü üretebilmek için daha yüksek devirde çalışmak ve daha fazla zorlanmak zorundadır. Bu da hem tüketimi arttırır, hem de motoru daha fazla yıpratır. Yıpranan motorun onarımında kullanılan parçalar da yine ithal parçalar, çünkü araba yerli olsa bile motor yurtdışından geliyor. Kazık her türlü bize giriyor yani. Maalesef kendini bu konuda uzman olarak tanıtan bazı dingiller bu küçük motor = az tüketim yalanını millete yedirdikleri için kimse itiraz etmiyor bu duruma. İtiraz edenler vergi zammına itiraz ediyor, sistemin komple yanlış olmasına değil. Halk ciddi şekilde isyan etmediği için de bu sistem böyle devam edecek, iktidar değişse bile bu değişmeyecek. Biz de çekmeyen arabalara çok para vermeye devam edeceğiz.
  21. Pixel Launcher'ın yenisine (Pixel 2 ile gelen versiyon) geçtim ben dün itibariyle. Yine APK olarak indirdim tabi. Fena değil, arama çubuğunu en alta indirmişler.
  22. Bu yazılanlarda çok büyük bir sorun görmüyorum ben.
  23. Normalde halka açık değil (gizli buluşmalar gibi, seçilmişlere özel). APKMirror sitesinden APK olarak indirilip kuruluyor.
  24. Haberde "o zamanki erkek arkadaşı" diye bahsediliyor?