-
Mesaj sayısı
1.087 -
Üyelik tarihi
-
Son ziyareti
-
Days Won
55
İçerik türü
Profil
Forum
Blogs
Everything posted by lawnmower
-
Ben bu aralar Nokian'cıyım. Eskiden daha pahalıydı ve zor bulunuyordu. Şimdi fiyatlar güzelleşmiş, her ölçüsü de bulunuyor.
-
Windows 10'un içinde gelen ama çoğu kişinin işine yaramayan, bildirim filan gösteren ama normal yollardan kaldırılamayan gereksiz uygulamaları (3D Builder, Tips, Get Office filan) kaldırmak için şurada bir yöntem önerilmiş: http://www.windowscentral.com/how-uninstall-remove-restore-built-apps-windows-10 Bu komple kaldırıyor mu, yoksa devre dışı mı bırakıyor bilmiyorum ama en azından kimi hiç işime yaramayan, kimi de Amerika'da yaşamadığım için istesem de kullanamayacağım (Groove Music gibi) uygulamalar güncellemelerde gözükmez, zırt pırt bildirim göstermez. Ben az önce bir kısmnı tırpanladım. Hadi hayırlısı...
-
Bu mesaj neden buraya karıştı? 75 liralık ayakkabıdan hayır beklemek ile AMD'den hayır beklemek aynı zihniyet de ondan. Hatta ayakkabının iyi çıkma ihtimali daha yüksek AMD'ye göre.
-
Aslanım Porsche, Doom çalıştırıyor. Fransız arabası olsa ancak Frozen Bubble oynatırdı.
-
FM kanallarını çekiyor mu? Maç dinlenir mi?
-
Geçmiş olsun.
-
Bunca senedir türlü sıkıntılara rağmen topluluk desteğiyle ayakta kalan sitenin streaming servislerinin Türkiye'ye gelişinin ardından kapanması tesadüften biraz öte bir durum sanki.
-
Ekşi Sözlük'te de duyurmalısınız bu durumu.
-
Xiaomi router'lar genelde donanım konusunda iyi oluyorlar. Yani kalabalık bağlantı yüzünden sıkıntı yaşamazsınız. Yazılımı da sık sık güncelleniyor. Normal router'larda pek görülmeyen garip özellikleri var (uzaktan tam erişim, korsan film / dizi kütüphanesi, vs.) ama bazı çok saçma kısıtlamaları da var (hem yerel hem mobil cihaz yazılım arayüzlerinin komple Çince olması ve başka dil desteklenmemesi, temel web arayüzüyle sadece ayar yapılabilmesi ve diğer özellikler için mobil uygulama gerekmesi, vs.). Ben memnunum, bir kere ayar yaptıktan sonra Çince pek sıkıntı olmuyor.
-
Eneloop candır, lakin gamepad titreşim filan yüzünden çok pil yer, yani ortalama haftada bir şarj edilmesi gerekir gibime geliyor (kablosuz gamepad kullanmadım hiç, sevmiyorum). O yüzden Eneloop veya Recyko tipi nispeten düşük kapasiteli ama şarj tutan piller yerine normal tip ama daha yüksek kapasiteli piller tercih edilirse mutluluk oranı artabilir. Genelde standart (2700mAh civarı kapasiteli) pillerin arasında çok fark yok ama Varta'nın profesyonel serisi çok iyiydi diye kalmış aklımda. Alternatif olarak güven veren markalardan en uygun fiyatlı olan seçilebilir, Varta kadar iyi olmasa da ucuza halletmiş olursunuz. Konvansiyonel teknoloji mağazaları maalesef pil konusunda biraz zayıf. Bunların yerine Tahtakale - Karaköy tarafındakiler gibi pil ağırlıklı çalışan elektronikçiler tercih edilirse seçenek artar, maliyet düşer. İnternetten alışveriş de iyi bir seçenek olabilir.
-
Kore'nin milli balatası bu. Tüm Kore üretimi arabaların üzerinde bu gelir. Hayırlı olsun.
-
@@JardeL Öyleymiş. Daha doğrusu yenileri öyleymiş. Eskiden değildi. AWD sistemleri karşılaştırılırken genelde bunlar Audi, Subaru gibi firmaların sistemlerine göre daha basit olarak değerlendirilir. Benim aklımda da öyle kalmış.
-
Arkadan çekişli arabalar kaygan zeminlerde zorlanırlar. Bu sadece ilk kalkışta değil, virajlarda da kendini hissettirir. Kayganlık arttıkça arkadan çekişli araba daha çok zorlanır. Kuru ve düzgün asfaltta da arkadan çekiş daha stabil ve başarılıdır. Audi'nin Quattro sisteminde ortada açık diferansiyel var. Asfaltta ve hafif arazide iyi ama çok zorlayıcı şartlarda kilitli diferansiyel kadar iyi değil. Subaru'da ortada kilitli diferansiyel var. Ön ve arka tekerlekler hep simetrik olarak aynı hızda dönüyor. Zaten sürekli hafiften kayılan arazi ve karlı zeminlerde çok başarılı. Ancak ön ve arka tekerlekler dönüşlerde aynı hızda dönmez. Arka tekerlekler daha kestirmeden giderek daha kısa mesafe alır, daha az döner. Subaru'nun diferansiyel kilidi burada sıkıntı oluyor. Asfaltta dar dönüşlerde bazı tekerlekler olması gerekenden fazla veya az dönüyor. Bunlar sürekli 4x4 sistemleri. Aradaki fark diferansiyel kilidi. Sürekli 4x4 sistemlerinde hem çekiş daha iyidir, hem de virajlarda araba daha kontrollüdür. Sürekli olmayan sistemlerde (Mercedes ve BMW'nin sistemleri, ayrıca Honda, Nissan filan da kullanıyor benzer şeyleri) sadece çekiş iyidir, ama viraj performansı iki tekerlekten çekişli arabayla aynıdır. Çok spesifik senaryolarda (BMW'nin meşhur videosundaki gibi küçük bir alanın süper kaygan olduğu, diğer kısımların ise hiç kaymadığı zeminler mesela) bu sistemler iyi performans verirler. Onun haricinde sürekli 4x4 sistemleri daha iyi sürüş sağlar.
-
Arabaların egzost emisyonlarını düşürmek için daha küçük motor tercih edilmez. Emisyonu düşürmek için araba hafifletilir, motorun verimi arttırılır, şanzımanın verimi arttırılır, hibrid sisteme geçilir, vs... Kasaya göre küçük motor kullanmak emisyonu ve tüketimi düşürmediği gibi motor arabayı hareket ettirmekte daha fazla zorlanacağı için daha yüksek devirde çalışacak ve daha fazla yıpranacaktır. Ayrıca, NOx emisyonu yüksek devir ve sıcaklıklarda katlanarak arttığı için küçük dizellerde emisyon daha da fazla olacaktır. Mesele üreticinin vergi sistemindeki engeli aşmak istemesi değil. Bu zaten doğal bir durum. Mesele üreticinin bunu yaparken kendi imajını zedelemesi ve prensiplerinden vazgeçmesi. Güvenilirliğiyle tanınan Mercedes E180'in rezilliğini gizlemek için katalog verilerinde yalan söylemek zorunda kaldı. Hem hızlanma, hem de tüketim verileri gerçekle tamamen alakasız. Nerede kaldı güvenilirlik? BMW "sportif premium araba" olarak bilinir. Tüm BMW modelleri hızlı gaz tepkileri ve keyifli sürüşleriyle kendi segmentlerinde sivrilirler. E kocaman arabaya 1.6L motor koydular, nerede kaldı sürüş keyfi? "Sheer driving pleasure" arıyorum bulamıyorum? Bu işin sadece bir kısmı. İşin bir de hitap edilen müşteri kitlesi kısmı var. Onu da yukarıda zaten yazdım, tekrar yazmayacağım. Volkswagen Transporter'dan filan Mercedes'e veya BMW'ye geçiş yapanlar bu modelleri çok beğenebilirler. Ancak 530 veya E350 müşterileri durumdan hiç memnun değiller.
-
Aynen öyle. Mercedes Maybach markasını Bentley ve Rolls Royce müşterilerini çekmek için diriltmişti. Beklenen ilgiyi görmeyince üretimi durdurdular. Bunun yerine S serisinin büyük motorlu ve uzun şaseli versiyonuna Maybach ismini vereceklerini ve Maybach müşterilerine bunu sunacaklarını söylediler. Tabi Maybach müşterileri bu durumdan pek hoşnut kalmadı. Çokuluslu şirket sahibi adam yanında çalıştırdığı, maaşını verdiği elemanıyla (CEO da olsa eleman elemandır) aynı arabaya mı binecek? Tamam, biri S600L diğeri S350cdi ama sonuçta sokaktaki vatandaş için çok fark yok arada. RR be Bentley but fırsatı kaçırmadılar tabi. Bu marka yönetimidir. Tek markayla herkese hitap edemezsiniz. Her ne kadar bize adaletsiz ve saçma gelse de tüm toplumlarda sınıf, statü, vs. ayrımlar var. Giyim kuşam, kullanılan araba, oturulan semt filan bunları belirliyor. Evet, her zaman adaletli değil. Evet, her zaman tutarlı değil. Lakin böyle birşey var. Beymen kendi mağazalarında kendi markasını ve bazı kaliteli markaları satıyor. Daha uygun fiyatlı ürün isteyenler için tamamen ayrıştırılmış Beymen Club markası var. Farklı kalıplar, farklı kumaşlar filan. Lakin Beymen Club asla Beymen'in kendi mağazalarında satılmıyor. Boyner gibi yerlerde satılıyor. İkisi asla birbirine karıştırılmıyor çünkü bunların hedef müşteri kitleleri farklı. Araba konusunda da durum böyle. Herkes herkese birden mal satamaz. Bu bir ütopyadır. Firmaların bu yüzden birden fazla markaları oluyor. Aksi halde Audi, Porsche, Bentley filan olmazdı. Hepsi Volkswagen olurdu.
-
Geçmiş olsun Deathknight. Hep dedim, yine diyorum. Audi ayak takımına araba yapmaz. Parası olmayana Volkswagen bayisinin adresini verir. BMW ve Mercedes'in öyle imkanları olmadığı için fakire fukaraya da araba satabilelim diye saçma sapan işler yapıyorlar. Bazı şeylerin güzelliği erişilmez (veya zor erişilen) olmalarıdır. Herkeste olan şeyin prestiji kalmaz.
-
Zalman'ın nümerik tuş takımı olmayan mekanik klavyesi var bende. İşyerinde kullanıyorum. Fiyatına göre çok iyi. Lakin biraz daha pahalı tabi, 120 lira civarındaydı son baktığımda.
-
Arabaların arazi ve yük taşıma becerilerini arttıran şeyler genelde asfalt performansını azaltır. -Sabit aks -Yumuşak ve hareketli ("travel oranı fazla) süspansiyon -Arkada helezon yerine makas yaylar -Tam şasi -Yerden yüksek tasarım -Kilitli diferansiyel Bunlar hep arazide çok işe yarayan, ama asfaltta işi bozan şeyler. Bunları ne kadar arttırırsanız araba toprakta çamurda o kadar rahat gider, ama asfalt sürüşü de bir o kadar bozulur. Bu "ayar" firmanın elinde. Üretici firma o araba asfaltta gitmesin, ama arazi canavarı olsun isterse ortaya Toyota Hilux çıkar. Başka bir firma daha farklı bir formül kullanıp (daha sert yaylar, daha az travel, yere daha yakın tasarım, vs.) asfaltta devrilmeyen ama arazi performansı Hilux kadar olmayan bir araba yapabilir. Bu tamamen firmanın hedeflediği müşteri kitlesiyle alakalı. Toyota Ortadoğu ve Asya'daki kırsal kesim müşterilerini hedeflemiş. Yani ortada bir beceriksizlik yok, hedeflenen bu zaten. Toyota'yı savunmuyorum, tam tersine kıl oluyorum. Lakin adamların amacı zaten bu. Diğer yandan, bu test bize çok garip gelse de herkesin başına gelebilecek bir olayı simüle ediyor. Otobandasınız, 150 ile gidiyorsunuz, önünüze bir engel çıktı (yola fırlayan köpek, aniden duran araba, uzaktan görünmeyen çukur, vs.) ve ani manevrayla kaçmanız gerekiyor. Arabanın altyapı kalitesi işte böyle durumlarda önem kazanıyor. Ben hep süspansiyon kalitesinden bahsederken bazıları "ben sakin gidiyorum, dikkatli gidiyorum, süspansiyon kötü ama 8 airbag var, blututlu dokunmatik ekran var, hem de daha ucuza" filan diyorlardı. Şu Toyota gibi 2 teker üzerinde kalınca 8 airbag, elektrikli koltuk, dokunmatik ekran filan teferruat haline geliyor. O yüzden arabanın önce yol tutuşu iyi olacak. Aksesuar filan hep ikinci planda olan şeyler.
-
Toyota Hilux arkası sabit akslı ve yük taşıma amaçlı bir ticari araç. Sabit aks zaten yol tutuş olayını katlediyor. Ayrıca bu tip araçlar genelde arkası yüklüyken daha dengeli oluyorlar, yani yüklü kullanıma göre tasarlanıyorlar. Hatta Hilux alıp bu dengesizlik olayını çözmek için arkaya ağır bir demir profil kaynattıranlar bile var. Hilux, Navara gibi kamyonetlerin zaten binek araç kullanımı için alınmaları ve bu şekilde sürülmeleri yanlış. Fiat Doblo'dan performans beklentisi ne ise kamyonetlerden beklenti de o olmalı. Renegade yine iyi, arkası burulma çubuklu Captur, 2008 gibi modeller komple devrilirler herhalde. O sınıfta sadece CX-3 güzel, o da her ne kadar artık alakaları kalmasa da Ford'dan kalmış süspansiyon geometrisi bilgileri sayesinde. Zaten amacını anlayamadığım bir segment bu "B sınıfı crossover" segmenti. Performans / sürüş keyfi desek yok veya vasat, iç hacim desek vasat, arazi başarısı desek vasat, bagaj desek küçük... Ne bileyim, mesela Audi Q2 yerine A3 almak bana çok daha mantıklı geliyor.
-
Paralel ithalattan korkmayın. Resmi distribütör ithalatından daha iyi bile olabilir. LG'de olduğu gibi mesela... Adamı pek tanımam, iyi mi kötü mü bilmem ama anlattıkları benim deneyimlerimle ve gözlemlerimden yaptığım çıkarımlarla bire bir örtüşüyor. 25 dakika izlemek istemeyenler için özet geçeyim. LG Türkiye defolu veya ikinci kalite telefonları ithal edip satıyor. Bu yüzden onların getirdiği telefonlarda çok fazla arıza yaşanıyor. Paralel ithalatla gelen telefonlarda bu kadar sorun yaşanmıyor. Servisler onarımlarla yetişemiyorlar, 20 günde teslim edilmesi gereken telefon 90 günde teslim ediliyor. LG milleti susturmak için editörleri, kullanıcı kulübü liderlerini filan telefon hediye ederek, gezilere göndererek satın alıyor. Adamda yazışmaları bile varmış bunlarla ilgili.
-
Az kilometrede Superb kovalanır, 1.6 dizel olanı alınır, korkmadan basılır. Tüketim konusunda katalog verilerine inanmayın. Elde kalan benzinli modelleri itelemek için düşük gösteriyorlar. Sonra millet bakıp "Dizele de gerek yok ya, benzinlisi de 'o kadar' yakmıyormuş zaten" diyor. Halbuki 'o kadar' değil, daha da fazlasını yakıyor. Sonra bir yandan forumlarda "bizim arabaya LPG takılır mı?" araştırmaları, diğer yandan bir göz yol bilgisayarındaki tüketim rakamı üzerinde korka korka gitmek, arkadan korna yemek filan... "Haftada 1-2 gün bineceğim, kaç yakarsa yaksın" diyorsanız benzinli alın. Arabaya her gün binecekseniz dizel alın. Gönül rahatlığıyla binilen dizel Octavia korkarak binilen benzinli Passat'tan iyidir.
-
Edifier iyidir. C2XD modelini kullanıyorum, memnunum. Studio modelleri de şahane. Dağıtım ağını bir türlü oturtamadılar, burada satılırken de atıktan bir var bir yok durumundaydı popüler ürünleri. Oda hoparlör dolu olduğu halde Studio serisinden birşeyler alasım var.
-
Mi5 fiyatı harika. F/P oranı en yüksek markalar bile (GM, Lenovo filan) bu fiyat bandında ancak SD6xx serisi işlemcili cihaz sunabiliyorlar. SD820 işlemcili cihazlar 2000 küsürlerden başlıyor. Şahsen şu an telefon alacak olsam gözümü karartır bunu alırdım. En kötü ihtimalle CM filan kurulur kullanılır. An itibariyle General Mobile 5 Plus kullanıyorum, gayet memnunum, herhalde Xiaomi daha kötü olmaz.