kaptanpedal

Adamı hapse atmayız tabii bir tek bu video ile Belki orası tek yön ve beyaz araba ters yöne dönmeye çalışıyor. 300 promil alkollü de olabilir. Veya siyah araç polistir ve önünde bizim görmediğimiz çakarlar çalışıyordur ve sireni açıktır. Olabilir yani. Ama bunlar milyonda bir ihtimaller ve biliyoruz ki milletin çocuğunun, evinin dibinden 150 ile geçmeyi hakkı gören bir dallama ile muhatabız. Orası dümdüz yol olsa ve hız limiti 110 olsa bile eninde sonunda adil bir sistemde hakimin karşısına çıktığında ''sürücüler yol şartlarına göre hızlarını ayarlamak zorundadırlar'' kuralından paparayı yer bu sürücü. Videodan bile etrafta binaların olduğu ve ana yola katılan tali yolların görüş alanının sınırlı olduğu görülüyor. Yolun her metresine burada şu hızda gidin yazılmaz, yer yerde hız limiti+%10 gidilebilir diye birşey yok zaten. Gerçi Almanya ve Avusturya bu noktaya yaklaşıyorlar. Avustur'yanın yan yollarında sürekli değişen limitler bitiriyor insanı. 50-80-60-100-50-60.. yoldan çok hızımıza bakıyoruz. Alman milleti de bir hak verildimi mutlaka sonuna kadar kullanacak. Hız limiti değişir değişmez o limitte gidecek yoksa ölür. O yüzden 100 metrede bir limit değişiyor yollarda.

görüş alanı ve tepki süresi diye birşey var. Hız limitleri de bu yüzden var. Sen yola çıkmaya karar verir ve hareketlenirsin çünkü riskli mesafede kimse yoktur ama birden saniyede 50m ile giden bir şempaze pardon gerçek erkek ortaya çıkar ve senin beynin yeni durumu algılayana kadar hala yola çıkmaya devam edersin. Burası yerleşim yeri ve orada yola katılan yan yollar var yani limit muhtemelen 50km/s. 120 ile gidersen kimseye doğru şeyi yapma şansı vermezsin. Dün 30 bölgesinde bir kavşaktan yola çıktım. Sağ tarafta öncelik ve kontrol edip boş olduğunu görünce gazladım. Bir anda 50 civarı giden bir yol bisikleti belirdi. Yapacak birşey yoktu sadece sağımdan geçebilsin diye yolun soluna kaçtım, pardon anlamında el sallayıp devam etti. O kadar hızlı gidiyorsan benim yolu kontrol etmemle gaza basmam ve diğer yöne de bir bakmam arasında gelip vurman çok normal. Videodaki beyaz araba kanunen olması gerekeni yapmış, yol boşken çıkıyormuş, aniden yol boş olmayıverince durmuş. Yaşlı olabilir, acemi olabilir, kanunen kimse zımba gibi bir gerçek erkek olmak zorunda değil. Ekşideki ideal erkeklere göre mallık yapmayıp kararlı bir şekilde yola çıksa parçalanıp ölecekti, muhtemelen o bölgede yaşayan ve malını bilen biri. Siyah araba her durumda suçlu, çocuk çıksa evet suçlu ama çıkmadığına göre suçsuz diye bir durum yok, suç için mutlaka birini parçalamak gerekmiyor.

beklenenden fazla çıkarır, iyi arabalar ama öyle kalitenin sembolü değiller yani. Ha kalitenin sembolü araba kaldı mı bilmiyorum, belki bazı Toyota ve Lexus modelleri falan. Kullan at modeline doğru gidiyoruz.

Tam da o iş için üretiliyor. Bu aralar bisikletle uzun mesafe yarışları çok var, malum yaz sezonu. 3000-5000 km yol yapıyor bisikletçiler. Yukarıda dedikleri gibi bakımlı araba için o mesafeler problem değil. Hatta bir arabayı her seferinde 10km falan sürerseniz canına çok daha kısa sürede okursunuz. Bazen ilanlarda sadece kısa mesafe sürülmüştür diye bir ifade görüyorum Yine yukarıda dedikleri gibi arabasına bakmayan, servisten, parçadan kısan tiplerle dolu ortalık. Sadece türkler değil avrupadaki bazı doğulu (Viyana'nın doğusu yaklaşık) göçmenlerin favori hareketi cebindeki araba parasının tamamını bulabildiği en havalı arabaya gömmektir. Sonra para kalmıyor tabii bakıma parçaya. 10 yıllık v8 bmw alıyor mesela ama servisine parçasına parası yok. Tüv'ü geçecek kadar yaşatıyordur arabayı. Muhtemelen her geldiğinde Türkiye'de servise sokup bir sonraki tüv'e hazırlıyor arabayı. Yeni dizel arabaların çoğunun canına okuyan kirli yakıt sorunu var bir de. Tabii bunlar sivri tipler olduğundan göze batanlar. Yüzdeye vurursanız azınlıklar, genelin durumu iyi, arabasında da birşey yok Geçen ekşisözlükte de 10 bin kişinin hesap ettiği üzere 3-4 kişi ve daha üzeriyseniz yaz sezonunda arabayla gelmek uçak+araba kiralamaktan çok daha ucuz ve büyük ihtimal daha kolay. Özellikle de İstanbul sonrası uçuş varsa ve bagajınız, çocuğunuz fazlaysa. Hele bir de havaalanı olmayan bir yere gidiyorsanız ayvayı yediniz. Ha niye gelip 3 hafta Sivasın köyünde takılıyorlar derseniz onu bilmiyorum.

15,1mbit download/1,3 mbit upload. (gülmeyin lan) kota vb yok 2x euro civarı ödüyorum. Buranın köyünde olduğumuz için hatlar eski ve bu verebilecekleri en yüksek hızlar. Fiber döşüyorlar ama ne zaman gelir bilmiyorum. Hat stabil neyseki kopma vb yok.

İki-üç farklı konu var burada. Biri oktan meselesi ki herkes biliyor. Diğeri yakıtın temizliği ki premium ile normal yakıt arasında temizlik farkı olması zor. Tüm dağıtım ağının farklı olması gerekiyor ki pek olası değil. Premium için muhtemelen son anda katkı maddelerini ekliyorlar. Yani bu durumda temiz normal, pis normal, temiz premium, pis premium ve benzin için çeşitli oktan farklarıyla epey kombinasyon oluşuyor. Tabii tüm kombinasyonlar piyasada yok, mesela tüm yüksek oktanlar aynı zamanda premium da oluyor. kirli dizel ve yeni nesil motorlara ne yaptığı iyi bilinen birşey. Doğuda çoğu motorun en basit versiyonları tutuluyor mesela sırf kaçak dizel kullanabilmek için. Ha bu arkadaşa olan bambaşka birşey olabilir. Genel olarak Türkiyedeki dizel kalitesinin düşük olduğu ve çoğu üreticiyi ek önlemlere yönelttiği iddia ediliyor.

Yakin zamanda buradaki bir turko yeni bmw 5 serisini hastanelik etmis turkiyede. Servis kirli dizel yuzunden demis ama nerden almis yakiti belli degil. Konusurlarken kulak misafiri oldum.

Evet ama ingilizce ve dünya pazarına hitap eden içerik lazım. Yanlışsam düzeltin ama sadece türkçe araba içeriğiyle Youtube'dan para kazanılabilir mi? Sadece ilgi çekecek arabaları alıp elden geçirerek veya sadece kullanarak vb dükkanı döndüren çok ama geniş bir pazara hitap ediyorlar. Ben evde ergo çevirirken izliyorum arada ama genelde daha yeni ve üst model arabalara kasıyorlar tabii kolay olduğu ve daha çok kuru kalabalık çektiğinden. İçerik de normalde oturup izlemeyeceğim seviyede. İşi bilen biri klasik adayı arabalarla yapsa mesela özel bir iş olur. 5 yaşında RS7 bilmem ne paket videosu yerine 10 tane 540 adam etme videosu izlerim. Ama dilin ve içeriğin akıcı olması önemli. Anadili ingilizce olan dayılar avantajlı tabii o konuda. TR'de olmanın zorluğuna girmiyorum bile.

yani, evet. Rusça konuşan aktörlerden tutun altyazı gereksinimi yüzünden kaybedilecek paraya kadar çok zor iş. Olur da yani ciddi para kaybedilir. Ben yine de izlerdim ama tek kelime rusça anlamadığımdan "cool" faktörü hariç bana bir getirisi olmazdı. Rusça bilen için 10 numero olur tabii.

En buyuk zevklerden biri arabayi temizlemek falan. Benim 5 bisikletin ayri temizlik & bakim & yaglama programi ve cesit cesit malzemesi var. Yag iste hepsi ayni diyen elini zincire kaptirsin.

5g altyapisina bulasmasinlar yeter, hemen kapanacak konu. Iki taraf da bunun nereye gidecegini biliyor ama iki gunde olmaz tabii. Davayi yukaridaki sarti saglamadan acmalari trubunlere sov olur. Firmalar can atiyor bunlarla calismak icin, ilk talimatta hemen kaldirirlar ambargoyu. Kendi kafasina gore geri vites yapan da carpilir, almislardir bir ön emir.

+1 kış sonunda artık yolların tuzlanması işi bitince bir alt vb dahil geçiriyorum makinadan. Sonradan da servise vb gidecekse bir kere daha yıkanır. İçi de yaz sezonu sonu çöplüğe dönünce uğrayıp süpürge yaparım o kadar.

Bu kriz telefon yüzünden çıkmıyor. Piyasada satılır satılmaz önemli değil yani. Önemli olan altyapıyı kimin kontrol edeceği. Ha bazen kriz çıkarmak gerekir telefon fazla satanı hedef seçerler o ayrı. Ama bu durum tamamen altyapı bizim olsun, biz dinleyelim gerekirse fişi çekelim kavgası. Çinlilere network kurdurmak manyaklık zaten bugüne kadar izin verdikleri hata. Ha ufak parçaları alır kullanırsın da büyük ölçekte çok riskli. Neyse kime anlatıyorum, git iki kitap oku da paragraf okuma yeteneğin artsın.

başkasının skiyle iş yapmanın ne kadar riskli olduğunu her iki taraftan da görüyoruz burada Huawei telefonları kimsenin taktığı yok, mesele daha önce de dendiği gibi 5g altyapısını bu firmaya kurdurmak istememeleri. 5g çok fazla cihazı, çok fazla yöntemle ve çok hızlı birbirine bağlayacak. Bunun Çin şirketinin temin ettiği teknolojiyle kurulması çok aptalca bir iş bazılarına göre. Bugün bile onca veri hırsızlığı, siper savaş vb olurken bu altyapı ile çok daha fazlası olacaktır. ABD diğer ülkelere de baskı yapıyor 5g Huawei ile olmasın diye. Bence de salakça bir iş buna izin vermek. Tabii olaya taraf olmayanlar için ha NSA ha Çin dinlesin, fiyatı uygun olana verelim mantığı olabilir. Huawei tamam lan altyapı ekipmanı almayın ama telefonları rahat bırakın derse konu telefonlar açısından hemen çözülür. Yoksa yeni bir işletim sistemi üretip bunu hiç ARM (veya ABD kökenli) patenti kullanmayan işlemcilerle çalıştırmaları lazım. Ham Android portlanabilir ama işlemci tarafında birkaç açık lisanslı tasarımdan başka birşey yok ortada kullanabilecekleri. Yeniden tasarlamaya kalksalar bile patentlere hiç dokunmadan benzer performans seviyelerine çıkmaları on yıllar alır. Bugün ellerinde olan işlemcilerle devam ederler bir süre, 1-2 nesil sonra da telsizden hallice cihazlara dönerler. Bazıları son 50-60 senede ABD'de yaratılan bilgiyi çok hafife alıyorlar. Çin yapear be ağbee diyenlere bakmayın. Yani birşeyler yapar da herşeyi yapamaz, yapsa da zaman alır, patent hırsızlığı yapmadan yapamaz, yapsa da aynı seviyede çalışamaz, hadi hepsini halletti diyelim, diğerleri de durmuyor o esnada. 80'lerin Sovyet teknolojisi be ağbi işine döndü bu da. ABD fişi çekti mi 10 yılda gençleşir ve 90'lara dönersin. Ha dünyada böyle bir fiş çekme operasyonunu atlatabilecek tek ülke varsa o da Çin.

başka türlü olmasına imkan yok. O tasarımlara karar verdikleri anda biliyorlardır böyle şeylerin olabileceğini. Çok beklenmedik, şeytanın aklına gelmeyecek ihtimaller değil bunlar. Bilinçli alınmış bir risk ve muhtemelen her nesilde performans artışı olsun baskısıyla filan alınmış kararlar. Pazar lideri ve ezici bir güce sahip oldukları için her türlü sıyracaklarını düşünmüşlerdir ki haksız da değiller.

fazla karmaşık düşünmeye gerek yok o zaman. Savaş başlar, Cercei skertir, son anda bu 3 piç gelip ne varsa yakar. Kupayı Arya kaldırır.

daha da bka sarar bu iş. yapmayan firma yok, sırayla ofisleri basılıp belge toplanıyor. Otomotiv sektörü gücünü kaybederse bazı değişimler olur. İyi araba tamircilerinin geleceği parlak. Bu ortamda yeni araba yerine iyi bakılmış orta yaş arabaları yaşatmak çok daha mantıklı. Ties mesela artık bilerek veya şansına bu akımı erkenden yakalamış oldu.

günlerini harcayıp teori kasanlara gülüyor insan. Mcdonalds ve 1lt kola tayfasına hızlı tüketim eğlence işte, derinlik aramaya gerek yok. Ha bir şey yer içerken gideri var tabii.

Bu durumda ilk bulduğunuz ve ilk söylediğiniz bütçenize uygun bisikleti deneyip alın. facebook'da ikinci el sayfaları vb var. Oralardan düşer birşeyler. Süspansiyon vb gerekmez, kalın lastik olursa daha iyi olur. bazı gruplar: https://www.facebook.com/groups/944231318981960/ https://www.facebook.com/groups/1535452593333678/ https://www.facebook.com/groups/221913071707629/ Elden ve deneyerek alın. Mümkünse bisikletten anlayan arkadaşlarınızdan yardım isteyin. Bu fiyat seviyelerinde çakallık pek olmaz ama tedbirde fayda var. Çok komik. Beli sakat birisi gerçekten bisiklet sürecekse ve darbe yememesi gerekiyorsa ilk alması gereken şey işe yarayacak bir sele süspansiyonudur. Ondan sonra altına herhangi bir bisiklet olur. Gerçekten bisiklet sürecekse o bütçeyle olmayacağı belli zaten. Benim önerim 150 euro suspansiyon+bulabildiği çalışan en ucuz bisiklet ile 1500-2000 arasına getirmek olurdu ama yarım saat ve düz zeminde dolaşmak için değmez.

kalça problemi için ön amortisor yetmez, arka amortisor de olmaz zira alınabilir fiyatta olanlar berbattır, işe yarayacak olanlar da çok pahalıdır. En iyisi kalın lastik kullanan tercihen 29" jant ölçüsüne sahip uygun fiyatlı bir bisikleti ikinci el alıp ona piyasada bu işin en iyisi olan cane creek thudbuster LT sele borusunu eklemek. https://www.amazon.de/Cane-Creek-Sattelstütze-Thudbuster-ST3309K/dp/B001C65KK6/ Kalın lastiklere normalden biraz daha az hava basıp konforu artırmak ciddi fark yaratır. 26" jant bile olsa arkaya 2,2 vb bir lastik takılınca konfor çok artar. 28" şehir bisikletleri son derece konforsuzdur zira temel kullanım yerleri düzgün zeminler ve kısa sürelerdir. Bulunduğunuz şehre göre tabii iş değişir. Süreceğiniz yollar konfordaki en büyük belirleyici sonuçta. Daha önceden bir tecrübeniz yoksa İstanbul gibi bir yerde evde kalmanızı tavsiye ederim. Bütçeyi fanlara ve filmlere yatırarak sağlığınızı korumuş olursunuz.

biz de şeytana mı uysak: https://suchen.mobile.de/fahrzeuge/details.html?id=254227017 40-50 bin euro civarı iyi durumdakiler. Bazıları daha da fazla. 10 seneye 100k altında örnek kalmaz.

Bu aralar araba piyasası ne ideceğini şaşırdı. Dünyada ciddi bir donanım ve yazılım birikimi oluştu, özellikle de akıllı telefonlar ve sensörler üzerine ciddi teknoloji birikimi var. Araba üreticileri de işi gücü bırakmış bu teknolojileri arabalara ekleme derdine düşmüş gibi. Otomatik el freni, telefondan açılabilen kapı vb kendiniz yaptığınızda çok zor işler gerçekten. Dizel aile arabasında direksiyon arkası kulakçık var vites değişimi için. 140 bg skoda da bile var. Belediye veriyor ya ekle millet kendini Hakkinen zannetsin. İşe yarar özelliklere el değmiyor ama. Mesela soğuk yerde dışarıya parkedilen arabanın uzaktan çalıştırılıp ısıtılması önemli. Soğuk derken -10 civarlarının normal olduğu gecelerden bahsediyorum. Sabah arabayı çözmek büyük sıkıntı. Tabii arabanın egzozunun yığılan karla kapanmamış olması lazım Neyse arabacılar bu hazır çipleri doldurup üzerine yazılım ekleyerek ciddi kar marjlarıyla satma işine bayılmış görünüyorlar. Bu kafada daha uzun süre giderler zira yeni başladılar. Kullanabilecekleri o kadar çok sensör ve çip var ki sadece bugün elde olanlarla bir 15 sene giderler.

100 milyon TL demek istemişler herhalde? Sadece araba satacak, servis hizmeti verecek bir yere 100 milyon USD yatırdıysalar kara para aklıyorlardır diyeceğim.

DSG tartışmaları daha bir 10 sene devam eder. Elektrikli araçlarla birlikte kurtuluruz şansıman derdinden. DSG çok hassas ve karmaşık bir sistem ve üretim hatası olması da manuele veya geleneksel otomatiğe göre daha olası. Zaten diğer ikisine göre oldukça yeni bir sistem. TR'de araçların çoğu berbat şartlarda kullanılıyor. Ağır trafik, kötü yol şartları, aşırı eğimler, savaşa gider gibi süren sürücüler, bilgisiz servisler vb. Hepsi eklenince maliyet kısmak için üretilmiş ekipmanlardaki en ufak zayıflık büyük problemlere dönüşüyor. TR'de kullandığım aracın da dsg şanzımanı kavrama kaçırıyordu ve ben geri verdikten sonra sağlam bir fatura çıkarmıştı. Trafikte tın tın ilerleme hele hele yokuş varsa bunları kısa sürede bozuyor. Diğer bir sebep de şanzımanın tahmin ettiği yönde vites değişilmemesi. Örneğin siz 4. viteste hızlanırken şansıman 5. vitesi hazırlıyor. Ama tr yolları ve sürücüleri bu durumda sert bir frenle yavaşlamayı gerektirince şanzıman 3. vitese geçip 2. vitesi hazırlıyor. Tabii arkasından dip gaz ve hızlanma gelince eleman yine mahçup oluyor. Bu kafada 10k km yapınca zaten mevta olacağı kesin o sistemin. Dayanıklılık temel özelliklerinden değil sonuçta.

yok ki öyle bir seçenek 15k verince böyle oluyor demek.