Ekşi Sözlük gibi, insanların yüzlerini veya isimlerini göstermeden yazabildikleri ve jüri rolünü üstlenip her konuda atıp tutabildikleri ortamlarda oluşan bir "beğenmeme" hastalığı var. Bunu algılayamayıp oradaki yazılanları ciddiye alınca insanın zaten hiçbirşey yememesi, içmemesi, kullanmaması gerekiyor, çünkü hemen her popüler ürünün altına "bokum gibi" yazan dingiller var. Bu dingillerin bazıları o bahsi geçen ürünü hiç kullanmamış (veya yememiş, içmemiş) bile.
Mesela (atıyorum) Absolut votka başlığına bakıyorsun. Biri "Smirnoff buna 100 basar, bok gibi votka, sırf reklam" diyor. Diğeri çıkıyor bilgisini ispatlamak için "Absolut ve Smirnoff denen lağım suyunu içeceğime çay içerim. Moskovskaya'nın üzerine votka tanımam" diyor. Başkası çıkıyor Absolut'u yapanın anasını avradını diyor. Hani bilmeyen birisi bu adamları böyle kadrolu barmeni olan villada yaşıyorlar, evde boyuna votka martini filan içiyorlar sanır. Lan zaten o bok attığın şeyi bir kere denemişsin, normalde Tekel votkasına talim ediyorsun, bu neyin artistliği? Bununla kendilerini tatmin ediyorlar. "Öyle havalıyım ki, herkesin beğendiği şeye bok attım, ezdim onu" diyor adam kendi kendine. Sonra gidip otuzbir çekiyor. Sonra ellerini yıkayıp başka bir popüler başlıkta bok saçıyor etrafa.
İşte bunlar hep eziklikten. Mesela biz iPhone'a laf ediyoruz ama alamadığımızdan filan değil, almışlığım kullanmışlığım var, yine alırım istesem, bana uymadığı için laf ediyorum. Diğer yandan laf edenlerin yarısından çoğu alamadığı için laf ediyor. Bugün DSG'ye laf sokanların çoğu Volkswagen'in ancak 1/18 modelini alabilecek durumda. Adam Absolut'a, Mercedes'e, Sony'ye, ona buna birşey bildiğinden, anladığından değil, ulaşamadığına bok atarak rahatladığı için bok atıyor. Zaten ismi cismi de belli olmadığı için söve söve ilerliyor başlıklar arasında. Artık antibiyotik mi olur, ampütasyon mu olur, bir şekilde çare bulmak lazım bu hastalığa.