ZvAnA

Dövüş mekaniği olarak bence çığır açan bir oyun olmuştu. Evet aynı düşmanı kesmek çok bayıcı olabiliyor. Ama oynanır.

iyi mi? Bence çok vasat bir tanıtımdı. Şahsen bir tane ilgimi çeken bir oyun göremedim. Belki biraz Kotor, biraz da wolverine merakımı uyandırdı. Ama gerisi aynı tarz klasik ps formatı. Yeni birşey yok. Bence Ps5 kullanıcıları için hayal kırıklığı olmalı. En azından 2023'e kadar öyle olacak diyelim.

Epic vermişti daha önce. Steam daha çok çalışmalı

Bunun çözümü yağsız contact cleaner(Devre temizleyici). Kolonya, tiner miner demişsiniz napıyorsununuz oğliiim... Eğer düşük sıcaklık ayarı ya da soğuk üfleme özelliği yoksa hiçbir cihazı saç kurutma makinası ile kurutmayın.

Öncelikle bu oyunun başlığının açılmamış olması enteresan. Psychonauts benim için The Curse of monkey island, Grim fandango zamanlarını hatırlatan bir oyundu. Türü farklı olmasına rağmen senaryo olsun, espriler olsun o oyunlara benzer bir tad bırakmıştı bende. Yeni Xbox tanıtılırken yine Tim Schafer abimiz ile birlikte Psychonauts 2'yi gösterdiklerinde çok sevinmiş, heyecanlanmıştım. Gözümden nasıl kaçtı bilmiyorum ama meğerse yeni oyun geçen hafta çıkmış. Bugün gamepass'te tesadüfen farkettim ve hemen başladım, gamepass sağolsun. Steamde'de 92 TL'den satıştaymış. Şu ana kadar çok iyi gidiyor. Eski oyunu bölük pörçük hatırlasam da oyunun başında ufak bir özet geçildiğinden aynı oyuna devam ediyormuş gibi hissettim. İlk oyundaki gibi tamamen kendine özgü tarzını devam ettirdiği gibi üstüne koyarak çok iyi bir oyun çıkarmışlar. Benim için senenin en iyi oyunu olabilir. Mutlaka oynayın. https://www.youtube.com/watch?v=liJTZfJhOcs&ab_channel=IGN

Ben tüm sonlarıyla bitirdim. Bence oyun sıkıcı falan değil, tam tersine çok iyi düşünülmüş ve oyun olarak yedirilmiş bir senaryo var. Her elde edilen yeni bilgi, ipucu vs doğru yorumlanırsa aynı şeyleri sık sık yapmak gerekmiyor. Kesinlikle tavsiye ederim.

Adı üstünde kasa. Bi kere çekiç, balyozla falan daldın mı bana mısın demeyecek. Kurşun geçirmez olanları makbuldur.

Evet. Yani mikrofonun aldığı sesi yükseltiyor.

Ben hiç ARMA tarzında olacağını sanmıyorum. Tam tersi Call of Duty multiplayer modlarına benzer bir yaklaşım olacak diye tahmin ediyorum. Only knife, only sniper gibi basit modlar vs. Açıkçası hiç bir trailer da beni heyecanlandırmadı. Grafikler de neredeyse bf4 zamanından kalma gibi. İlk trailer'da da haritalar bana çok detaysız, büyük ama boşmuş gibi geldi.

Öncelikle hayırlı olsun Cihan, güle güle kullanın. Büyüklüğün sınırı yok. Göz ne kadar büyüğe alışırsa ondan bir önceki boyut küçük geliyor. Mesela ben 6 senedir 110" lik perdede film izliyorum. Şimdi bu boyut bile bana çok normal geliyor. 65" tv'ye bakınca küçük bir tv algısı oluyor. Tamamen göz alışkanlığı ile alakalı bir durum. Oled konusunda da söylenecek fazla şey yok. Görüntü kalitesi olarak rakipsiz. Tek dezavantajı burnin olayı ve maalesef tv'lerdeki üreticilerin sundukları iyileştirmeler bu sorunun tam çözümü değil. Daha çok hücreleri aynı oranda kullanıp kaybedilen parlaklığın aynı oranda olması sağlanıyor ve yıldan yıla parlaklık aynı oranda gittiğinden bir yanma etkisi olmuyor ve dikkat çekmiyor. Ama aslında panel zamanla tükenmeye devam ediyor. Kısacası bana göre oled tv'ler, normal tv kanalı izlemeyip, film, dizi seyrederken, oyun oynarken en yüksek görüntü keyfini yaşamak isteyip, 5 sene sonra panel yönünden bir sorun yaşandığında da kafaya pek takmayacak adamın tv'si. İlk söylediğim şeyler zaten bana uygun ama ömür konusu benim için hâlâ soru işareti. Gerçi LG C1 serisine 5 yıl panel garantisi vermeye başladı yurtdışında. Bilmiyorum burada durum ne. Açıkçası bu garanti samsung Qledlerde olduğu gibi 10 seneye çıkarsa bir gün, ben de oled dışında bir tv düşünmem. Ama şuan alacağım bir tv'nin 10 yıl üzerinde bir kullanım ömrünün olmasını istiyorum. Nitekim şuan kullandığımız LG tv 12 yaşında ve çıkardığı tek sıkıntı çanağa düşen yıldırım sonucu HDMI portlarının yanması oldu(Serviste tamir edildi). Tabi o yıldırım bana birkaç ufak cihaz dışında bir de projektöre malolmuştu. Tv'nin kendisi dışında bu tür şeyler de şans işi tabi. Şunu da söyleyeyim, benim şuana kadar aldığım LG marka monitör olsun, tv olsun daha bozulanı olmadı. (Yıldırım düşmesindeki olayı saymıyorum tabi) Tekrar hayırlı olsun. keyifle uzun yıllar kullanın inşallah.

Ben de tam olarak 5 senedir kullanmakta olduğum 27" 1440p 144hz G-sync TN panelli Asus PG278Q monitörün yanına bir iki senedir yine 27" 1440p, 144hz ama bu sefer IPS bir monitör bakıyordum. Monitör hızı ve ghosting benim için önemli olduğundan LG'nin fast ips olarak adlandırdığı nano ips panel kullanan monitörleri takipteydim. LG 27GL850, 27GL83A, Dell S2721DGFA(165Hz), LG27GN880, LG27GN800 gibi modelleri bir senedir yakın takipteyim. LG'nin 27GL850 modeli dünyada çok fazla tuttu ve sevilen bir monitör oldu. GL83A dışındaki bahsettiğim LG modellerin ise hepsinin paneli GL850 ile aynı panele sahipler. Bu yüzden bunlardan herhangi biri benim için yeterli olacaktı. 83A ise panel performansı olarak biraz daha geride. Ancak çok uygun fiyatlara yakalanabiliyor olması nedeniyle listemdeydi. Dell'in monitörü itopya'da 3500'lere kadar inmişti ki daha iyi bir fiyat yakalasaydım alacağım monitör o olacaktı. İncelemelerde az da olsa önde. LG'nin 83A modeli amazon.com.tr'de 2800TL, GL850 modeli ise 3500 liralara kadar düşmüştü daha önce. GN880 modeli ise kendiliğinden güzel bir monitör kolu ile geldiğinden aynı panele sahip olmasına rağmen haliyle daha pahalıya satılıyorlar. Onu da bir ara 4200 lira gibi bir rakama görmüştüm. Ama genelde bu monitörlerin hepsi piyasada 4000-5000 lira arası bir fiyatlandırmaları var. LG'nin bu klasmanda yeni 2021 modeli 165Hz'lik(180Hz oc) 27GP850 ise yurtdışında piyasada ve gördüğüm kadarıyla Türkiye'de bu yeni model öncesi stok eriteme nedeniyle LG'nin 2020 monitörleri uygun fiyatlara yakalanabiliyor. Açıkçası PG278Q oyun için gayet de yeterli olmasına rağmen bu fast ips panelleri de tecrübe etmek istiyordum. Çevremde bir sürü kimseye aldırmış olmama rağmen kendim için fırsat olmamıştı. Bir de kasım ayında RTX 3080'e geçince kalkan DVI portu yüzünden, ikinci monitör olarak kullandığım 120 Hz'lik ilk monitörüm de HDMI üzerinden kullanmak zorunda olduğumdan 120hz'lik monitörü 60Hz olarak kullanmak canımı sıkıyordu. En sonunda birkaç gün önce Hepsiburada'da shoplus adlı 3. şahıs mağazasında LG 27GN800 modelini 3099TL'ye görünce üzerine hepsiburada'nın 300TL indirim kampanyasını da kullanarak 2799 liraya aldım. Yanında da OPPO Saatli Bluetooth Speaker da hediye geldi. GL850'den daha ucuz olmasının iki nedeni var. Birincisi stand farkı. GN800'de yükseklik ayarı yok ve daha basit bir standa sahip. İkincisi ise USB portları yok. Bunlar dışında birebir aynı monitörler. Ben Ergotron ikili amotisörlü monitör koluna sahip olduğumdan zaten hiçbir monitörün standı beni ilgilendirmediği için en uygun fiyatlı olan modeli alıp işimi gördüm. Sondaki fotoda görüldüğü gibi Ergorton monitör koluna takıp kullanmaya başladım. (soldaki monitör LG 27GN800, sağdaki Asus PG278Q) Açıkçası ASUS PG278Q'dan LG GN800'e geçtim diye dünyam değişmedi. PG278Q'nun kaliteli bir 8 bit bir TN panele sahip olmasının sanırım bunda etkisi vardır. Zaten çözünürlükte de bir değişim olmadığı için öyle çok büyük farklar gözlemlemedim. Ama ips panelin siyah başarımı biraz daha önde ve farkediliyor. Gölgeler falan daha net. Ama genel olarak başka rengarenk sahnelerde PG278Q'da oldukça iyi bir monitörmüş onu öğrenmiş oldum. Gelelim benim için asıl meseleye, IPS'ler artık yeteri kadar hızlı mı? Kesinlikle evet. Testlerini vs defalarca gördüm, okudum zaten biliyordum ama kendimin tecrübe etmesi ayrı birşey. Özellikle Forza Horizon 4 benchmarkında defalarca ama defalarca iki monitörü de yan yana aynı anda izledim. G-sync aktif, response time "fast" olarak seçili olmasına rağmen önce IPS'te bir yavaşlık vardı, yerdeki sanal şerit takip okları Asus'a göre daha takıla takıla geliyordu ve bariz Asus daha akıcıydı ve boynumu bükmüştüm. Tam söylenmeye başlıyordum ki LG'nin sadece hazır renk profillerinde bir başka profile geçmemle kendi kendine g-sync kapanıp, tekrar açıldı. Ondan sonra nedendir bilinmez hangi profili seçersem seçeyim Asus ne kadar hızlıysa, LG de o kadar hızlı oldu. Ve gördüm ki LG IPS'te bu işi başarmış. 3 gündür de hem Warzone, hem cold war multiplayer'ında monitörü saatlerce kullandım. Hiç bir yavaşlık, akıcılıkta bir sorun, ghosting vs gözlemlemedim. Tecrübeme dayanarak şu sonuca çok net varabiliriz. Oyun için sıfırdan bir monitör alacaksanız artık TN panel almanız için bir sebep yok. Çünkü bu fast ips panelli monitörler öyle uçuk fiyatlara da satılmıyor. Hem TN kadar hızlılar hem de tabiki daha iyi renkler sunuyorlar. Ancak mevcutta bende de olduğu gibi 8 bit kaliteli bir TN panelli monitöre sahipseniz upgrade etmeniz biraz daha siyah başarımı dışında çok fazla şey getirmeyecek. Amaç siyah başarımı ve daha yüksek kontrast ise IPS yerine zaten VA panelli monitörlere bakmanızı öneririm ki gerçekten farkedilir bir fark görebilesiniz. Ancak bu nokta da IPS'in gösterdiği hız başarımını bulamayacağınızı ve ghosting yaşayacağınızı bilmelisiniz.

Valla android'de google hesapla, ios'ta apple hesapla zaten giriyoruz. Microsoft'un başı kel mi? Paşa paşa windows2u da artık accountla kullanırız ki ben windows 10'da o şekilde kullanıyorum zaten yıllardır. Ayrıca Windows 10'un son sürümü de internetsiz kurulmuyor. Account'ınla girmeni istiyor. Eskisi gibi local hesap seçeneği artık yok.

8. nesil öncesi desteklenmiyorsa benim ofisin pcleri komple windows 10'da kalacak demektir.

Dongle falan yoksa bana pahalı geldi biraz fiyat. Eğer özellikle sadelik istenmediyse görünürde gayet standart bir fare gibi. Ben de bugün Roccat Leadr mouse'uma birşey olursa yedekte dursun diye 430 liraya Corsair Ironclaw kablosuz mouse aldım. Bu fiyata göre sağladığı ekstra tuşlar, hem 2.4ghz, hem bluetooth ile bağlanabiliyor olması ve kablolu da kullanılabilmesi mümkün. Genellikle yüksek dpi ve bu özelliklerdeki fareler 1000 liradan aşağı olmuyor.

Ben de 3. Logitech g13'ümü aldım ikinci el.

bir iki oyunun indirime girmesini bekliyordum. güzel bir indirim olursa onları alırım sadece.

Kutuyu koymasan logitech mouse sanardım.

izlenmemesi niye tuhaf? Daha iki bölüm yayınlanmış herkes her hafta izlemiyor ki, bir de biz de tek seçenek torrent görünüyor.

Elzem olmadığı kesin, ama sızdırma illa parça hatası vs. değil, unutkanlık yada acemilik nedeniyle de olabiliyor. Bu sızdırma korkusu nedeniyle isteyip de custom sıvı soğutmaya uzak duran pc kullanıcılarının bu işe başlamalarına vesile olabilir. Böyle birşey düşünmüş olmaları güzel olmuş. Ha bizim ülkede tabi bir rakor min. 30-40 liraya mâlolunca uzak durulması çok normal.

Selamlar; Uzun bir aradan sonra i9 9900k ve Maximus Xi Formula ile giriştiğim yeni sistem terfisi sonucu emektar Lian Li kasamda bazı değişikliklere gitmek istedim. Önceki revizyonlarda atladığım, daha fonksiyonel olacağını düşündüğüm bir çok şeyi bu vesileyle gerçekleştirmiş oldum. Bir önceki revizyonda çift looplu sisteme geçmiştim ve bu nedenle ekstra radyatörler eklemek durumunda kalmıştım. Bunlardan bir tanesi 45mm kalınlığındaki 360'lık radyatördü. O zaman biraz da kasaya kıyamadığımdan bu radyatörü kasanın dışında, kasanın üstünde duracak şekilde konumlandırmıştım. Başka da konulabilecek yer yoktu zaten. Performans olarak beklentimi karşılasa da görünümü hiçbir zaman içime sinmemişti. Bu revizyonda onu kasa içine, kasa tavanına almaya karar verdim. Bunun dışında yıllarca ertelediğim kasa yan kapağı işine de el attım. Daha önce ihmal ettiğim için kasayı her daim kapaksız şekilde kullanmıştım. Pencereli kapak sorununu da bu revizyonda halletmiş oldum. Bir diğer iyileştirme, kasa 10 seneden daha yaşlı bir kasa olduğundan ön panel giriş çıkışları epeydir güncelliğini yitirmişti. Artık kullanılmayan, geçerliliğini yitirmiş e-sata ve firewire gibi portları iptal edip, kendim oraya bir USB 3.1 Gen2 Type-C portu yerleştirdim. Çok fazla da detaya girmeye gerek yok, Karşınızda ProZ Revizyon 5; İşe koyulunca odamda yaşanan kaosu da göstermek gerek USB Type-C Güncellemesi; Kasa Tavanı ve Yan Kapak Kesim İşlemleri; HDD ve SSD Yerlerinin Belirlenmesi; Bir önceki revizyonda HDD'leri 5.25 yuvaların orada 3.5" dönüştürücü ile kullanmıştım. Ancak orada hdd'lere erişmek oldukça zordu.Bu nedenle onları bu kasadaki yıllar önce belirlediğim yere geri aldım. 5.25 Yuvaların önünü kapatmak için askrilik panelden yeni bir panel yapılması; Yine kasanın ilk revizyonlarında 5.25 vyuvaları bir panelle kapatmak istediğim için eski bir kasanın saclarından kendim metal bir kapama paneli yapmıştım. Bu panel anakarta doğru açılı şekilde alanı kapattığından anakart bölümünde pompayı vs koyduğum yerde alanı küçültüyor dar bir alan yaratıyordu. Anakart bölümünde biraz daha ferahlık kazanmak için açılı bir kapama yerine 5.25 yuvaları 90 derece dik şekilde kapatmak için bu sefer pleksiden yeni bir panel yaptım. Üzerinden geçecek boru yeri ve ön paneldeki 140'lık monsta radyatörden de anakart bölmesine hava akışı sağlamak için gerekli delik ve kesim işlemleri yapıldı. Tabi bu panelin sağlam şekilde oturması için bir yerlere sabitlenmesi gerekiyordu. Bunun için de gerekli çözümü üretebildim. Kasa, Radyatör, Kapama Paneli Boya İşleri; Hem önceki kullanımdan kaynaklı hem de bir sürü parçanın devamlı kasa üzerinde denenmesi, yerinin belirlenmesi için sökülüp takılması haliyle kasanın, radyatörlerin vs boyasının yıpranmasına neden oldu. Bu nedenle hem bu yıpranmış yerler hem de yeni parçaların boyama işleri yapıldı. Yeni Aydınlatmalı Zemin; Hemen yukarıdaki fotoda göreceğiniz üzere önceki revizyonlarda Anakart bölümünü kasanın alt katından ayıran zeminde 3 katman pleksiden oluşan bir aydınlatmalı zemin yapmıştım. Önceki 5.25 yuvalarını kapatan parça açılı olduğu için bu zemin açılı şekildeydi. Yeni parça ile bu aydınlatmalı zemini de yeniden yaptım. Yaptım derken açıkçası bu sefer çok fazla da zamanım olmadığından gidip pleksi işleri yapan bir yerde ölçüleri verip lazer ile kesim yaptırdım. Eee işin içine lazer kesim girince de artık kasaya imzamızı atmanın zamanı da gelmişti. Sistemin Güç İhtiyacını karşılayacak olan yeni psu'muz Enermax MaxTytan 1050W; Yıllardır Enermax dışında başka bir psu kullanmıyorum. Önceki sistemde yine Enermax'ın Revolution+ 1050 watt'lık bir güç kaynağını kullanıyordum. Kendisi 10. yaşını çoktan doldurmuş olmasına rağmen bana şimdiye kadar en ufak bir sıkıntı çıkarmadı. Ancak benim aldığım dönemde full moduler bir güç kaynağı yoktu. Dolsayısıyla bu psu'da sata, molex, ekstra pci-exp. kanalları için modüler bir kullanım sunsa da, ana bileşenler için 24 pin anakart, 2x8 pinlik cpu ve 2 x 6+2 pinlik pci-express kabloları malesef modüler değildi. Bu da hem montaj sırasında çok büyük zorluk çıkarıyor hem de yaptığım kablo düzenlemesini bozan başlıca faktör oluyordu. Bu yüzden yaşının da ilerlemiş olmasını bahane ederek Enermax'ın en güncel ve kutu içeriği zengin olan modeli MaxTytan serisi bir güç kaynağı alarak psu terfisi de yapmış oldum. Güç kaynağının tüm kablolarının kendinden kaliteli şekilde sarılı olarak gelmesi de çok büyük bir artı oldu tercih için. Kasa Tavanı için Yeni Fan Izgarası ve Akrilik Cam ile kapağın tamamlanması; Ve Nihayet... Tüm Sistem Bileşenleri ve Sıvı Soğutma Elemanlarının Montajına geçildi; Tataaaaa! Karşınızda 5. revizyonunu tamamlamış ProZ; Evet paylaşımlarım bu kadar. Oldukça zahmetli ve zaman alıcı bir süreç oldu. Ama şu ana kadar yaptığım en iyi düzenleme kesinlikle bu oldu. Aydınlatma işine çok eğilemedim. Corsair icue için önceki sistemde hazırladığım profillerim uçtu. O yüzden fotolardaki aydınlatmalar biraz rastgele oldu. Şuan içinde sedece saf su var, birkaç gün bu şekilde devriadaim yaptıracam. Tüm radyatör, bloklar vs montajdan önce sıcak su ve bulaşık deterjanı ile temizlendi ama yine de sıvı soğutma elemanlarının içinde önceki renkli sıvılardan kalma tortu vs falan hâlâ kalmışsa iyice temizlensin istiyorum. Birkaç gün sonra yeni renkli sıvıları koyacağım. Sistemin performansı hakkında konuşmaya pek gerek yok açıkçası. Custom sıvı soğutmanın avantajını sonuna kadar yaşatıyor. 9900k tüm çekirdekler 5 ghz için çok ama çok yeterli. Çok fazla bios içine girmedim henüz. İlk denemelerimde 5 ghz için işlemci yük altında 77 derecelerde falan geziniyordu. Ama çok detaylı stress testlere, benchmark işlerine girmedim henüz. Aşamaları detaylıca vermeye çalıştım, o yüzden biraz yoğun fotoğraf oldu kusura bakmayın. Umarım beğenirsiniz. Sağlıcakla kalın

Bu oyunu bekleyen var mı gerçekten çok merak ediyorum.

Zaten bu oyun iki şeyden kendini baltaladı, Birincisi, oyunu adam gibi oynamak için squad gerektirmesi, ikincisi ise hazır olmadan, büyük eksikliklerle çıkış yapması. Hikaye modu ile Jack Sparrow için tekrar bir şans veririm muhtemelen.

Steame gelince aldığımdan beri oynuyorum bir daha treasure island'a adımımı atmadım ama onun dışındaa %100 herşey. Kalan dlc'yi bitirip Horizon 5'e dalarım.

Daha çok oyun içi eklenti değiştirme mekanizması ilgimi çekti, onun dışında bf4 izliyor izlenimine kapıldım bende.

Stalker'ın son oyunu hariç hepsini oynamıştım. Video güzel ama Metro ile artık birbirlerine çok benziyor gibiler.