hakancez

CHW
  • Mesaj sayısı

    1.012
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    33

Everything posted by hakancez

  1. @@Ozan Başeski Castle da sanırım bir bolumun cevirisini siz yapmissiniz..
  2. Komşu ve apartmanin insan profili... Geri kalan hersey bir sekilde çözülüyor
  3. Bu düşünce tarzı ile herşey hallolur. Gayet makul mantıklı. Bende sizin tarzınızla yola çıkmıştım herşey güzel olmuştu. Darısı başınıza inşallah... Tek fark ben mutfak yönünden biraz sıkıntılıydım. Sıkıntı derken lise dönemlerinden beri midem rahatsız olsa olduğu için tek başıma da olsam mutlaka oturup yemek pişiririm. Yemek derken bildiğiniz annelerimizin yaptığı tarz yemek, yanına yoğurtlu mezeler, pilav vesaire. Bu yüzden mutfağa bayağı ekipman almıştım...
  4. @@Deathknight Hayırlı olsun. Diğer konuyu bildiğimden bu olayın hayırlı olduğunu düşünüyorum. Tavsiyelere gelince ilk önce elzem konulardan başlamak lazım. Yatacak yer konusu. Bazalı tabir edilen yataklardan alınır. Yarın öbür gün eve ikinci birisi gelecekse bir tane daha alınır üzerindeki yatak değiştirilir. Yatak başlığı felan bosverin. İzmirde cetmendir Ozsanaldır bir sürü uygun fiyatlı yer var. Bir tanesinden alınır geçilir. Yaklaşık 300TL Giyecekler için eşek tabir edilen seylerden alabilirsin. 100 liranın altına alınabilir. Bir örnek surada http://www.hepsiburada.com/cift-yandan-rafli-bez-dolap-istanbul-p-MBNETCYRIST yatak başına da bir sehpa koyarsın cep tel gozluk vesaire için 20-30 TL Böylelikle yatak odası bitmiş oldu. ---------------------- salon Eğer yatakla ugrasmam dersen aynı zamanda yatak olan bir koltuk alınabilir. Ben uzun zaman sunu kullanmıştım http://www.ikea.com.tr/urun-katalogu/oturma-odalari/yatakli-kanepeler/yatakli-kanepeler/10087106/solsta-2li-yatakli-kanepe.aspx Bunun onune bir sehpa koyarsın. Ikea da Lack diye bir sehpa var 30TL civarında olması lazım. Kitaplık felan ugrasma ilk etapta yere koy gitsin. Duzenli şekilde koyunca ortaya çok da güzel manzara çıkıyor bence... Yemek masası opsiyonel. Ben zamanında bilgisayar masamı çok amaclı kullanırdım. Büyük bir masa her işini görür. Yok dersen yemek masası ile sandalyelerine 400TL verirsen bu mantıklıdır http://www.ikea.com.tr/urun-katalogu/yemek-odalari/yemek-masalari/79010690/tarendoadde-yemek-masasi-ve-sandalye-seti.aspx Bilgisayar masasının da ikeadan halledersin gitmişken 100-150 TL civarına halledersin... Salona tv koyacaksan yine IKEA dan olayı 100TL civarına halledersin... Bana sorarsan salonda bitti ama bir de tekli koltuk almak istersen Pöang tarzı bir koltuk al. Bunun çakmaları çeşitli marketlerde satılıyor. 150TL civarında olması lazım. Bana sorarsan salonda bitti... Antereye ayakkabı koymak için bir seyler alınır. Bana sorarsan mobilya ihtiyacı bitti... Isık falan en ucuz çözümleri alırsan 200TL ye tüm evi halledersin... ----------------------- Gelelim beyaz eşya işine alınacak elzem seyler buzbolabı çamaşır makinesi. Burada Regal Altus gibi markaları tercih edebilirsin. Bunlar Arçelik veya Vestel gibi firmaların alt üretimleri. Marketlerde veya internet üzerinde çok güzel kampanyalar denk geliyor. Çok ucuza halledilir. Ocak en dandiğinden set üstü ocak alınır gerekirse 2 gözlü. Fırında Sİmbo Kumtel vesiare markalardan tercih edlir. Bunları Forbest japon pazarı gibi yerlerde bile ucuza alabilirsin... Aynı şekilde catal bıcak tabak işlerini de Ikea dır Forbest tir yerlerden al geç... Ekleme: Bu arada aman ev diye her bir şeye heves etmeyin veya abi tabiri ile (herkesten çok özür dileyerek) g**tünüz kalkmasın. Çamaşır makineniz eski model olsun uzun yıkasın. Aman iyisine kasmayın. O paralarla güzel vakit geçirin başka ihtiyaçlarınızı alın. Bu bekar evi aile evinin lüksü olmayacak bunu kabul edin. En önemlisi sizin eviniz olacak. Bundan daha önemli bir şey yok... Bu konu dışarıdan gözüküyor mu? Fotograf felan ekledim ya. ondan soruyorum...
  5. Sanirim Steljes ve Citronic önermiştim. Hala da Steljes guzel secenek bana sorarsaniz
  6. Konularin cok uzmani degilim ama M2 diskler kagit uzerinde cok hizli olabilir ancak pratikte ben pek fark anlamiyorum. Belki benim kullanimim açısından fark etmiyordur bilemiyorum. Ancak ben olsam M2 ile ugrasmak yerine ana disk olarak iyi bir SSD alirdim. Bununda 500 daha yuksek kapasitede olmasini tercih ederdim. Diger diski ise mekanik alip butce dahilinde en yuksek kapasitede tercih ederdim. Muzik dosyasından tutun oyunlara kadar herseyin kapasitesinin buyudugu bir donemde yuksek sigali disklerin avantaj sagladigini düşünüyorum. Bilmiyorum ama bana mekanik diskler eskisi gibi cok sesli calismiyor gibi geliyor.
  7. Bu durum özellikle İngiliz malı ürünlerde avantaj sağlıyor. Mesela İngiliz baskı plaklarda harika fırsatlar denk gelmiştir bana....
  8. Estafurrullah... Bilgim olan bir konuysa yardimci olmaya calisirim tabii ki.
  9. Inanin cok sevinirim... Gomlekleri bir kenara birakirsak değişik sistemler dinlemeyi cok severim... Umarim denk geliriz bir gun...
  10. @@Najaz Amerika da bildigim kadari ile bu tarz urunler icin 30gun para iadesi gibi bir uygulama var. Hatta yine yanilmiyorsam Magnepan JBL gibi firmalar 60 gune uzatiyor süreyi
  11. @@stardust niye uzuleyim... Ben oldum olasi bu dunyanin en iyi muhabbetinden haz etmem. Audio camiasında bildigim kadari ile Esi Audio diye bir firmanin Julia ses kartı cok makbul idi hala da oyle olabilir. Bu kartlar uzerinde modifikasyonlar yapip bayagi iddiali sesler elde edildigine sahit oldum. Eminim ki Asus un ürünü de basarilidir... Hicbir urunu kucumsememek lazım deneme yapmaktan zarar gelmez. Hatta keske elimde uygun bir platform olsa bende denesem... Ben hep sunun için yazip ciziyorum. Insanlar tabii ki istediklerini satin alsinlar mutlu olsunlar. Ama belirli bir para harcarken dar bir pencereden bakmayip daha genis bir pencereden bakarak alternatifleri de goz ardi etmesinler. Misal vereyim x markanin ses kartina diyelim ki 200 Dolar verecekseniz alternatif olarak ayni fiyata alabileceginiz soz gelimi Schiit Audio magni modi kombinasyonuna da goz atin. Yine insanlar arzu ettiklerini satin alsinlar ama alternatifleri de goz ardi etmesinler.... Benzer bir durum Audioengine icinde gecerli. A5+ ilk ciktigi gunlerde denemistim. Hem ofiste hem evimde hem mini dinleme odamda var. Kesinlikle sevdigim bir urun ancak farkli alternatiflerden de her zaman bahsetmek lazim. Turkiye icin konusuyorum Q Acoustic Steljes vs... Insanlar kendileri kiyaslasinlar en sevdiklerini veya kafalarina uyani alsinlar...
  12. 30.ila 50.saat burn veya break in olayinin en onemli sebebi sürücülerin etrafindaki membranlarin veya koruklerin hareket ettikce olmasi gereken hassasiyete ve elastikiyete kavuşmaları. Ses cok fark edecektir... Bazi hifi ekipmanlarında 400 saat hatta 1000 saat gibi sureclerden bahsedilir.... İlerleyen donemlerde eger arzu ederseniz iyi bir DAC ile kiyas yapip buna gore ilerlersiniz... Bu arada dunyanin en iyi kulaklik amplisi gibi iddialar Asus icin bir degil bayagi bir gomlek fazla gelir
  13. Avrupa da daha da ucuz olur. İngiltere de vergilerden dolayi cok pahali bilişim Urunleri... Kur eklenince daha da beter oluyor
  14. Benim gibi gözü görmeyen insanlar icin cazip olmus. 2k filan bana hic hitap etmiyor. Hemde ekran kartindan tasarruf ederiz o da işin kar kismi
  15. Valla ben Avea kullaniyorum uzun zamandir. Bir şikayetim olmadi. Internet icin cok iddialı diyemem ama isimi görüyorum. Ben direkt olarak tarife avantaji odakli Avea ya gecmistim.
  16. Ben kazaran ranger ile natural bir karakter yapip oyunu bitirdim. Biraz multi takılıp kenara atarim herhalde. Loot kasamayacagim galiba...
  17. Amazondan yuzlerce plak aldim. Bazısında yamukluk bazisinda cızırtı olmuştur. Istisnasiz hepsini cozduler. Bazılarını geri gonderdim bazılarını sizin olsun yenisini gönderiyoruz dediler. Ama her sorun çözüldü. Elektronik tarafinda daha da hizlilar. Dedigim gibi en ufak usb bellegi bile yurtdisindan alir hale geldim..
  18. Imkaniniz varsa gercekten Amazon ve benzeri ecnebi sirketleri tercih edin. Amazon tuketici acisidan muhtesem bir firma. Ha sorun yasaniyor mu evet ama cok kisa zamanda cozuyorlar. Ve tuketici lehine cozuyorlar... Arkadaşların isaret ettigi uzere buyuk ve nakliyesi sıkıntılı urunler haric Amazon u kullanın. Bizim bilisim firmalarınin agiz kokusu çekilmez. Usenmesem printer imi bile Amazon dan alırım...
  19. Ben son donemlerde bir arkadaşım yuzunden Batushka ya sardim. Uzun zamandir dinledigim en iyi BM albumlerinden birisi.
  20. Cok haklisiniz. Karistirmisim. Joystick Thrustmaster imis F16 lisansi olan. Zamaninda 600 kusur dolara alinmis. Ucus simulasyonu araclari Cessna lisansli olanlar Saitek imis. Onlarda bayagi pahali imis...
  21. Saitek in bildigim ve kullanma sansi buldugum joystickleri piyasadaki herseye fark atacak kadar iyiydi. Zannedersem F16 savas ucaginda kullanilan sistemin cok benzerini yapmislardi. Ucus simulatoru delisi arkadaşlar sagolsun bunlarin hastasiydilar ve hala kullaniyorlar.. Hotas serisi olmasi lazim kodunun. Yok. Efendim içindeki yay sisteminden dugme sertligine kadar kit lerle geliştirilebilir ve anormal cesidi var. Saitek mi uretiyor emin degilim ama gosterge panelleri bile var. Zannedersem firmada Cessna lisansi olmasi lazim. Ucus okullarinda simulatorlerde felan kullaniliyor. Gecmis zamandi yakin bir arkadasimin bu adamlarin joystick ine 1000 dolar civari para verdiğini hatırlıyorum. Logitech icine eder bunlarin... RAT serisi mouse lardan emin değilim. Ilk nesillerin paketlerinde Cyborg sonrakilerde Mad Catz logosu vardı diye hatırlıyorum. Logitech e geçtiyse bunlar icine ederler. Evde isyerinde laptop çantasında RAT7 kullaniyorum ben hep. Yedek olarak 2 tane de olmasi lazim. Eger bunlarda. Logitech e gecerse bir tane daha yedek alirim
  22. 1070 1080 guzel kartlar. 1080TI anlasilan Titan gibi fazla fantastik bir kart ama meraklisi alir bence. Tipki Titanlari aldiklari gibi. Ben heves edip RX480 aldim, bence gayet guzel ve memnunum ama Nvidia tarafindaki ust performans arayanlari memnun etmez. En azindan 980TI lara gore gurultusu az. Kendi sistemimde 1080 de denedim. Sessizliği cok hosuma gitti. Performans acisindan bana bir faydasi olmadigi icin elimde tutmadim. Yakin zamanda Amerikadan 1070 in mini PCBli modelini bekliyorum. Hem boyut kucuk hemde sessizler. Tam istedigim sey....
  23. TQ orijinal oyunun an senaryosunu bitirdim. Belirli bir sure sonra biraz sacmalasti ama mitoloji esintileri ile fena da vakit geçirmedim. Oyunda kafama gore bir okcu ypmaya calistim. Fena olmadi gibi. Simdi IT ye gececegim... Oyunun MP sinden bir halt anlamadim. Bu arada... Arkadas Nasil bulunuyor felan hicbir fikrim yok...
  24. not: yazıyı dönem dönem kaydedip editleyerek devam edeceğim. Konu bütünlüğünün kaybolmaması için biraz vaktinizi rica ediyorum. Evet, oncelikle her sistemde böylesine kablolar kullanılmasına gerek olmadığını hem burada hemde Mecmua'da yazdığımı biliyorsunuz. Ancak belirli bir segmentin üzerinde ki sistemlerde ne yazık ki bazı konular hatta normalde hiç önemli olmayan şeyler, bir anda sizin mutluluğunuzu azaltır hale gelebiliyor. Açıkçası her zaman yazdığım bir şey var, en büyük özlemim, basit bir pikap ve aktif hoparlörlerimle müzik dinlediğim dönemlerdir. Tıpkı sizler gibi son derece makul bütçelerle gayet basit kablolarla mutlu mesut olmayı özlüyorum. Burada yazdığım gibi http://hakancezhifi.stereomecmuasi.com/p/hakan-cezayirli-veya-hakancez.html Sırf bu yüzden çalışma odamda aşağıda fotoğrafı olan sistem kurulu. Buradaki bir çok arkadaşın sisteminden daha mütevazidir tahmin ediyorum.... Bu sistemle son derece de mutluyum aslında! Ben kendi sistemimle alakalı ve dolayısıyla yaşadıklarımla alakalı bazı bilgiler vereceğim. İnanın bir kabloya bir lambaya bir sürü para vermek benim de zamanında çok hoşuma gitmiyordu. Ancak bir şekilde hayat beni bu hobinin içerisine attı. Sonunda tüm bunlar ortaya çıktı işte... Bahsi geçen kablo konusuna bir miktar açıklık getirecektir anlatacaklarım... Audio dünyasında belirli bir seviyeden sonrası gerçekten delilik. Bunun bir delilik olmasının sebebi aslında kendi başımıza dertler açmamız. Benim sistemimin kalbinde temelinde 1939 ila 1942 arasına dayanan özel bir amplifikatör var. Elektronik bilgisi olan arkadaşlarımız olduğu için rahatlıkla ayrıntıya girebilirim. Bu yıllardaki lambalı ampliler en purist yaklaşımla tasarlanmıştı. O dönemin dünyasındaki sıkıntılara yönelik çözümler içeriyordu. Bu tarz amplile,r audio dünyasında bir nevi kutsal kasedir. Dinlemesi müthiş bir keyiftir ancak bir çok sorunları vardır. Sorunların en başında düşük güç sağlaması geliyor. Bahsettiğim güç günümüzün en basit cihazlarının hatta cep telefonlarının bile sahip olduğu gücün çok daha azıdır. Benim örneğimde optimum koşullarda sahip olduğum amplifikatörden elde edebileceğim maksimum güç sadece ama sadece 3W. Böylesine bir güç ile müziğin dinlenebilir sağlanması için çok yüksek hassasiyetlerde hoparlörler kullanmak gerekiyor. Hoparlör ile ampli aradaki damping factor, empedans, kapasitans etkisi gibi faktörler tabii ki işin matematiği olsa da, ortadaki teknolojinin eskiliği bazı şeyleri değersiz kılıyor. Bir noktadan sonra deneme yanılma gibi son derece uzun ve masraflı bir yolculukta buluyorsunuz kendinizi... Ampliden devam edelim. Lambalı ampliler 60- 1970'lerde iyiden iyiye gözden düşmeye başladığında farklı tasarımlar popüler olmaya başladı. 1940'ların sonunda ortaya çıkan Push pull tasarımlar modern teknoloji ile birleştirilerek ortaya daha güçlü kullanımı kolay cihazlar çıktı. Örneğin günümüzde sıradan bir lambalı ampli -ki buna bile bir sürü para ödemek zorundasınız- üzerindeki lambaların ihtiyaç duyduğu anot voltajı bir trafo ile sağlanır. Bu trafo hem elektriksel kirliliği temizler hemde göreceli stabil bir voltaj sağlar. Ancak benim ki gibi örneklerde prizden gelen elektrik öncelikle bir lambaya aktarılırak yükseltilir arkasından son derece basit bir trafoya aktarılır. Arkasından amplinin üzerinde bulunan her güç lambası için ayrı birer rektifiyer lambadan geçerek gerekli voltaj sağlanır. Bu işlemler elektrik sisteminizde bulunan herhangi bir gürültüyü aynı şekilde lambalara aktarır yüksek hassasiyetli hoparlör yüzünden bu sesleri duyarsınız. Örneğin kendi sistemimi ilk kurduğumda aynı hat üzerinde bulunan ve mutfakta bulunan 3 adet florasan ışığın trafo seslerini sistemin kurulu olduğu salondan dinleyebiliyordum. Bunun engelleyebilmek için sistemin elektrik hattı ayrıldı. Aynı durum topraklama içinde geçerliydi. Apartmanda oturmama rağmen ister istemez özel bir toprak hattı yapmak zorunda kaldım.... Saçma sapan bir masraf kalemi, zorluğu da cabası... Günümüzün modern cihazlarında cihazların içinde kullanılan trafolar ve RFI/EMI gürültü filtreleri sayesinde böyle bir sorunu yaşamanız mümkün değildir. Ancak üst sınıf cihazlarda veya benim ki gibi egzotik cihazlarda bu sorunları yaşarsınız. Hemen bir not üst sınıf cihazlarda sese etki etmemesi için basit gürültü filtreleri kullanılmaz. Bu yüzden aynı şekilde sıkıntıya açıktırlar ve özel ihtimam gösterilir. Buradan pre katına geçelim. Pre katı basitçe her amplifikatörde olan farklı kaynaklardan gelen sinyalin ilk yükseltildiği yerdir. Normalde sıradan bir amplifikatörde pre katından gürültü almak diye bir şey söz konusu bile olamaz. Ancak üst uç sınıfa geldiğinizde yukarıdaki pürist yaklaşımdan dolayı işler hiç kolay olmuyor. Hemen kendi hayatımdan bir örnekle devam edeyim... Benim kullandığım sistemde pre ampliden gelen ses sinyalleri amplifikatörün pre katına geliyor Her kanal için ikişer adet lamba bu sinyali yükseltiyor ve direkt olarak güç lambalarına gönderiyor. Pre katında sisteme etki edebilecek herhangi bir sıkıntı olduğunda bunu ne yazık ki yükseltilmiş şekilde duyuyorsunuz. Bunu önlemek için ilk adım lambaların kendi içindeki gürültüyü minimize etmek. Ancak bunu lambaya elektronik olarak müdahale ederek değil manuel olarak lamba seçiminde yapmanız lazım. Normalde pre lambalarının çoğunluğu dual triyod olarak isimlendirilirler. Bunun sebebi lambanın içinde birbirinden bağımsız iki ayrı single ended triyod lamba olmasıdır . Bu durumda sizin bir lambadan optimum performansı alabilmeniz için her iki lamba bölümünün birbirine eşlenik olması gereklidir. Ayrıca low microphonic denilen lambanın kendi içindeki gürültüsünün minimum olması gereklidir. Bu tek bir lamba için dikkat edileceklerin bir kısmı. Benim amplifikatörümde toplamda 4 lamba olduğu için her lambanın hem kendi içinde hemde diğer 3 tanesi ile eşlenik yani değerlerinin -çıkış voltajı gibi- eşlenik olması gerekir. Tüm bunların 1950'lerde üretilmiş ve günümüzde üretilmeyen lambalar olduğunu düşünürsek bu durum nasıl sağlanacak? Yüzlerce lamba kendi içerisinde hassas şekilde ölçülür. Normalde iki triyod birbiriyle eşleştirilmez iken burada bu ölçümde yapılmak zorundadır. Gün sonunda 100 lambada eğer şanslıysanız 4 adet eşlenmiş lamba bulabilirsiniz. Bazen bu rakam yüzlerce olarak ifade edilir. Peki olmazsa ne olur derseniz. Sağ ile sol ses seviyesi birbirinden farklı olur. Günümüzde amplinizdeki balans tuşu ile küçük bir ayar yaparsınız olay çözülür ama bu cihazlarda öyle bir tuş yoktur. Gün sonunda bir gitar amplisi için satın aldığınız 10 dolarlık lamba 500 Dolardan satılmaya başlar. Aynı lambadan devam edelim. Ölçümden bahsetmiştim. Bahsettiğim ölçüm çok hassas özel cihazlarda son derece bilgili kişiler tarafından yapılabilir. Eşlenik lamba bulmak ise şanstır. Elinde aynı lambadan yüzlerce olması gerekir. Bu noktada külliyat okumak faydalı olur. Bazı lambalar askeri amaçlarla kullanıldığından ve bu lambaların spesifikasyonları daha kesin olduğundan bu lambalarda eşlenik örnekler bulmak daha kolaydır. Bunlara military grade denir. Ancak bir de computer grade denilen daha da özenli üretilmiş ve sapma payları çok daha az lambalar vardır. Bunlar lamba dünyasının kutsal kaseleridir. Ben biraz şansın yardımıyla ülkemizde kurulan ilk bilgisayarlarda kullanılan lambalardan oldukça yüklü bir adet satın alarak bunların eşleniklerini bularak huzura ermiştim. Muhtemelen elimdeki lamba stoğu oğluma ilerleyen senelerde mütevazi bir araba hatta belki biraz fazlası alacak kadar maddi kazanç sağlayacaktır... Dikkat ederseniz hep ampliden bahsettik. işin bir de diğer cihazlar tarafı var. USB kablodan bahsediyoruz örneğin. Sistemime bağladığım bilgisayarın DAC'a oradan da bahsettiğim lambalara gönderdiği sinyalin temizliği çok önemli. USB ve dolayısıyla bilgisayarların bir kaynak olarak kullanılması aslında bir çok sorunu beraberinde getiriyor. Bu hatta oluşacak en ufak elektriksel kirliliği ne yazık ki duyabiliyorsunuz. Üst sınıf bir DAC içerisinde herhangi bir elektriksel kirlilik temizleyici düzenek olmadığı için en ufak bir kirlilik duyulabilir hale geliyor. Bu hışırtı, bir hum artık ne derseniz deyın kulağınızı tırmalamaya başlıyor. Bu yüzden böylesine pahalı USB kabloları ve yan araçlar var. Veri ile elektriği birbirinden tamamen izole edip veri sinyaline karışmasını engelliyorsunuz. Yani olay 1 ve 0 ların taşınmasında değil, araya karışan RFI/EMI gürültüsünde. Zaten ben sırf bu yüzden ana sistemimde herhangi bir DAC ve bilgisayar sistemi kullanmaya pek hevesli değilim. Kullananlarda transport PC denilen ve bir çok özelliği iptal edilmiş içerisinde özel güç kaynakları pasif soğutma gibi dışarıdan bakıldığında son derece gereksiz ancak bu tarz bir sisteme bağladığınızda duyduğunuz gürültüleri azaltmak için. @@Najaz bahsettiğiniz testi biliyorum. Hatırladığım kadarı ile Audioholics sitesi tarafından yapılmıştı. Audiopholics hifi dünyasında entry level birazda mid level ancak onun da giriş seviyesine odaklanmış bir sitedir. Kendi içinde tutarlıdır. Ancak benim bahsettiğim alan onların yayın yaptığı alandan daha farklı daha fanatik işi bir yapı. Dediğim gibi belirli bir seviyede kablo konusuna fazla bütçe ayrılmamasını gerektiğini bende yazıyorum çiziyorum. Ancak belirli bir seviyeden sonra ne yazık ki ister istemez dikkat etmeniz gerekiyor... Ekleme: Belirli bir seviyenin üzerindeki hifi dünyasında Monster kablolar çöp olarak nitelendirilir ki, bende bu görüşe katılıyorum. Kimsenin bir şey duymaması normal @Najaz John Siau nun açıklamasını iyi hatırlıyorum. Ancak benim hatırladığım kablo olayından ziyade DAC'larının kalitesi ile alakalı bir açıklamaydı. İyi bir DAC kötü kablo ile bile dalga boyunda bozulmaya sebep olmaz, Benchmark DAC alıyorsanız kablo konusunda masraf yapmayın demişti. Ancak kötü tasarlanmış bir DAC satın aldıysanız iyi bir kablo dalga boyuna olumlu yönde etki edebilir şeklinde devam ediyordu. Bu arada şunu da unutmamak lazım. Bu açıklamanın yapıldığı sene ortaya çıkan ürün kendi içerisinde bir de pre-ampli içeriyordu. Yani direkt oalrak bir power amplifikatöre bağlamanız yeterliydi. DAC kendi içerisinde EMI/RFI filtreme sistemine sahip idi. Ürünün başarılı olmasının sebeplerinden bir tanesi de budur.... ------------------------- Neyse çok uzun yazdım okuyucular sıkılmamıştır umarım. Hakan Bey siz de ne manyak mışsınız diyebilirsiniz. Haklısınız bende aynı şeyi söylüyorum... ------------------------- Uzun lafın kısası.... Değerli dostlar hobi dünyasında kişisel beğenileriniz, istekleriniz, egolarınız ve ekonomik durumunuz ile kısıtlı olduğunuz bir dünyanın içerisindesinizdir. Uğraştığınız şeylerle ilgilenmeyen insanlar sizi boş işlerle uğraşan, parasını saçma sapan yerlere harcayan insanlar olarak görürler. Ancak kendi mensubu olduğunuz veya aidiyet hissettiğiniz ortamlarda aynı dili konuştuğunuz insanlar mutlu olursunuz. Bu mutluluk; keskin çizgilere, bilimsel gerçekliklere hatta doğru olmayan bir mantık üzerine bile kurulmuş olabilir. Siz mutluysanız en önemlisi odur.... Bugün sokaktan çevireceğiniz ve bilgisayar ile alakalı bilgisi olan bir çok insan işlemcinizden elde etmeye çalıştığınız %10 performans artışı için harcadığınız yüzlerce doları, sıvı soğutma sistemlerini, özel kasaları anlamayacaktır. Siz o eşikleri geçmeye çalışırken mutlusunuzdur ve en önemli şey budur. Aslında audio hobisindeki high end cemaati de bndan farklı değil. Bir plakta belirli belirsiz duyulan bir enstrümanı duyabilmek için binlerce dolar harcamak belki dışarıdan bakıldığında saçma geliyor sizlere. Ancak o dünyanın içinde bu inanın tatlı bir uğraş sadece... Doğruları, yanlışları ile... Her zaman yazdığım gibi, konuştuğum ve Mecmua'da okuyucularla paylaştığım gibi bu tarz hobiler özellikle de hifinin kalbinde müzik dinlemek vardır. Cihazlara para harcamak yerine hangi formatta müzik dinliyorsanız plak veya CD onlara paranızı harcayın. Mutluluğun kapısı orada gizli diyorum... Cihazlar konusunda ise elden geldiğince her kesime hitap eden özellikle çok para harcanmadan kurulabilecek sistemleri önermeye çalışıyorum. Bana kalırsa en güzel müzik sistemi kendinizi ekonomik olarak sıkıntıya sokmadan aldığınız sistemdir. Sevgiler HC
  25. @@kronus oncelikle asagidaki linkte cesitli kavlo ureticilerinin USB kablonun sese olasil etkileri açısından ilginc olabilecek mulakatlari var. Ilginizi cekecektir. http://positive-feedback.com/audio-discourse/why-usb-cables-can-make-a-difference/ Kendi deneyimimi bilgisayarimin basina gecince yazatim. Telefondan zor olacak....