AranelSurion

Üye
  • Mesaj sayısı

    323
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    7

Everything posted by AranelSurion

  1. Dizi sağlam, ancak sonu bence süper değildi. Bağıra bağıra gelen çok şey vardı teori kasılan her şey çıktı neredeyse (MiB, Dolores 'in sandalyedeki sahnesi, Ford 'un olaylarla alakası/planı, Arnold 'un nasıl öldüğü vs.) bir buçuk saatlik film gibi dizi çekmişsin, insan biraz daha twist bekliyor. Bu sistem odasında kilitli kalma göndermesi falan hoş detaylar vardı tabii. Yine de sağlam bir noktada bitti en azından dizi, ikinci sezonu bekletir. Bana öyle geliyor ki timeline falan biraz kaydırıp, farklı bir yerden girebilirler yeni bir hikayeyle ikinci sezona. Şu haliyle olayların kaldığı yerden devam etmesi zor gibi çünkü.
  2. Tam aksini düşünüyorum. Steam 'in yükselişi, indielerin patlaması, buna bağlı daha önce hiç olmadık türlerde nice dev yapımların ve her yapımın yine onlarca türevi, ufukta görünmeyi geçtim, kapıya dayanan VR vs. yeni teknolojiler derken bence son birkaç seneden başlayan bir rönesans yaşanıyor. Makalenin yazarı kendine örnek diye Witcher 'ı değil çok beğenilmeyen Fallout 4 'ü, hatta Call of Duty kadar bariz, kolay lokma çöpü seçerek bence inandırıcılığını zaten kaybetmiş. Adam nerede o eski oyunlar geyiği yapmaya çabalarken daha geçen hafta hem yenilikçi, hem izometrik CRPG babalar gibi Tyranny çıktı mesela. Elbette her mecranın çöpleri, kalitesiz ürünleri, akımları olacak. Recep İvedik var diye film sektörü ölmedi, kişisel gelişim kitapları var diye kitap okumayı bırakmadık. Alternatifi mecralardaki yeniliğe açlığı, çöplüğün boyutunu ve yaptıkları hasılatı gördükçe, bu yazının aksine, oyuncuların çok şanslı olduklarına inanıyorum.
  3. Bu arada, TTNET 'te AKN 'yi atlatmak için MTU vs. olaylarını şehir efsanesi diye düşünürdüm, değilmiş. MTU değiştirmek doğrudan hemen etkilemese bile, bir o değere bu değere zıplayıp 2-3 kez değiştirdikten sonra orijinal değere döndüğümde iki gündür full bandwidth alıyorum, 100gb veri indirdim böyle. Tek sıkıntısı en fazla birkaç saat sonra tekrar 300kbite çakılması ama olur tabii o kadar. Network, ISP tarafında çalışan biri varsa, neden bunun önüne geç(e?)mediklerini açıklayabilirse güzel olur, traffic shaping bu roket bilimi olmaması lazım.
  4. Daha önce yazmıştım bu konuda ancak arkada/başka başlıkta kalmış olması ihtimaline karşı tekrar yazayım: AWS, DO üzerinde VPN kullanırsanız, şifresiz (HTTP) iletişiminizi bu küresel firmalara emanet etmiş oluyorsunuz. Şifreli iletişiminiz, bu firmalar doğrudan size saldırı yapmazsa veya protokolde dev gibi delikler ortaya çıkmazsa güvenli kalıyor. AWS, DO vs. bir yerden VPN kullanmazsanız, şifresiz iletişiminizi TTNET, muhtemelen hükümet ve daha başka kimlere emanet etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bir şey söylemeden ikna edici olduğumu düşünüyorum. Şimdi Amazon 'u arayıp kardan payımı isteyeceğim.
  5. En küçük olayda internetsiz kalma, doğayla bütünleşme fırsatı diyelim.
  6. Bunun için bir tool geliştirip otomatize etmek istiyorum ancak vakit bulamıyorum. Kısmetse böyle bir amme hizmeti yapıp, arayüz falan yapacak fırsat olmasa bile tek komuta indirmeye çalışacağım, daha kolay olacak o zaman. Hiç olmadı ansible 'dan faydalanıp bir satırlık scripte dönüşebilir.
  7. Bunu yapabilseniz zaten yerlisini yapmanıza gerek kalmaz. Kullanmasınlar der geçersiniz. Gerçi uydu internet abonelikleri de eskisi gibi pahalı değil artık latencyi kabullenip kullanırsak. -- Internet 'in kapanması (yurtiçi dahil) durumu iyice ilginç bir durum zira bankalar, e-devlet vs. burada hizmet veriyor, faturalar, vergiler, ilaçlar vs. Internet artık sadece eğlence, medya aracı değil. Aslında gazetecilerin, bilişim habercilerinin bu bölgelere gitmesi, insanlarla konuşup Internet olmadığında ne oluyor dinlemesi, anlatması lazım. Dünya 'da sayılı coğrafyada böyle bir yaşamı kameraya almak mümkün olur, TR bu ülkelerden biri. Dünya çapında ilgi uyandırabilecek bir yapım, belgesel vs. ortaya çıkabilir diye düşünüyorum. Dip not olarak söylemek gerekirse, doğuda devletin sağlayabileceği yaşam kalitesi ortadayken Internet 'i kesip kesmeme noktasında bir dakika bile şüphe duyulduğunu sanmıyorum. -- VPN kullanmayı şeklinde değil belki ama, engelleri atlatmayı suç kapsamına alabilirler, Iran 'da böyle bir durum var diye duymuştum. Zaten yapacakları en etkili şey bu olur. Öyle çok ağır cezalara da gerek yok, mesela bazı Batı ülkelerinde tekrar eden korsan kullanımda ISP hizmet vermeyi kesebiliyor. Korsanı bitirmiyor belki ama "ortalama adam" John Doe için yeterince caydırıcı. Benzer yasaların Türkiye 'de olmasının önünde artık bir engel yok.
  8. Yalnız olur da VPN olarak kullanmak isteyenler olursa diye uyarayım, Free Tier makinelerin bandwidth limiti 15GB gibi bir şeydi, sadece acil durumlarda açıp geri kapatmayacaksanız yetmez. Ben DO 'nun faturalandırma mantığını böyle küçük işlerde AWS 'den daha çok beğeniyorum. Belli bir paket yapısı var, o paketi saatlik/günlük alıp kullanıyorsunuz. AWS 'de olmadık yerden, farketmeden ek harcamalar yapmak olası, DO 'da bu durum yok.
  9. DO 'da farklı ülkelerden seçim şansı var diye biliyorum, benimki Almanya 'da mesela. Son derece sade arayüzlü, pratik bir hizmetleri var, ayrıca birinin referral linkinden üye olursanız $10 tanımlanıyor, bu da ilk 2 ay ücretsiz demek. Benim referral linkim: https://m.do.co/c/2e90e955137a
  10. Bence son anlattığınız kısım pek olmaz. "Yerli Facebook", "Yerli WhatsApp" vs. tek tek kurmak, en azından alternatif olabilecek düzeye getirmek ve işletmek, bütün diğer sıkıntılarını geçtim, TR 'de devlet eliyle başarılamayacak yazılım projeleri olur, öyle bir iş gücü, organizasyon kapasitesi yok. Bildiğim kadarıyla Çin 'de whitelist uygulaması değil, sadece agresif DPI yöntemleri kullanılıyor. Şu da var, YouTUBE kapatıldığında yerli pek çok alternatifi vardı. Kendi çaplarında hit yükselttilerse de kimse bunlara taşınmadı, DNS 'i öğrendiler onun yerine.
  11. Sunucunun üstüne kaynağı yettiği sürece başka şeyler de kurabiliyorsunuz, web server vs. mesela. Aylık transfer limiti 1TB down/up dahil, yaklaşık 500GB gibi düşünebilirsiniz, TR şartlarında yeterli bir rakam, bu $5 olan paket. Yetmezse 2TB olanı da $10. Hizmeti sunucudan almanın benim bildiğim hiçbir dezavantajı yok, sadece kurması etmesiyle siz uğraşacak olmanız var. Onun dışında daha kurumsal, cihaz sayısı limitsiz, istediğiniz ayarı çekebileceğiniz (daha yüksek güvenlikli olsun, daha farkedilmez olsun vs.), başka çeşitli işlere de kullanabileceğiniz Linux makineler bunlar.
  12. CaRaBeeN, doğru anladıysam VPS (üzerinde VPN veya direkt VPN) hizmetini veren firmanın şifresiz iletişimi görebilmesinden bahsediyorsun. Evet görebilirler, bu sebeple adı sanı VPN işi dışında duyulmamış firmalar yerine sunucu sağlayıcı güvenilir, adı sanı adresi belli firmalar kullanın diyorum. Öte yandan, VPN hiç kullanmasanız bu sefer şifresiz trafiğinizi TTNET vs. ISP 'niz ve kimbilir Türkiye şartlarında daha kimler görüyor. Bu noktada soru şu: TTNET 'e mi güveniyorum, Amazon (AWS), DigitalOcean vs. mi? Neticede bu trafiği biri taşıyacak, CD 'ye bastırıp SSL kullanmayan firmanın adresine postalayacak haliniz yok. Ben ikincisine 1000 kat fazla güvenirim. Tabii ki tercih meselesi. @@ResetButton Bloklanabilir ancak şöyle bir durum var, DigitalOcean ve benzeri cloud servislerinden bir makine açmak 30 saniyelik iş, IP değiştirmek o kadar bile değil. Haliyle bütün DigitalOcean poolunu banlamak lazım, o zaman da pek çok alakasız, DO kullanan siteyi engellemiş olursunuz. Kaldı ki DO gibi onlarca provider var, bunların bir çoğunun da poolu sabit değil, ihtiyaç halinde sıklıkla eklenen, çıkarılan dinamik bir yapıları var. Aynı IP aralığında bir sürü VPN 'le alakası olmayan firmanın çok sayıda hizmeti var. Mesela OpenVPN kurup kullanılmasın diye AWS 'i banladınız, bunun önüne IP banlayarak geçmeye çalışmakla Internet 'i yurtdışına kapatmak/whitelist etmek hemen hemen aynı kapıya çıkar. Bu tür kişisel OpenVPN kurulumlarının esas aşil topuğu protokol ve implementasyon noktasında ortaya çıkıyor. Mesela default OpenVPN portu 1194, UDP üzerinden. Bunu default kullanırsanız şak diye belli olursunuz, bağlantı engellenebilir. Ama mesela aynı kurulumu 443 portuna alırsanız HTTPS gibi görünürsünüz. Hatta performans kaybını kabullenirseniz TCP 'ye alırsınız. Daha iyisi OpenVPN 'in, dışarıdan da yapılacak isteklere cevap vermesini engellemek için başka bir çözümün üzerine (mesela obfsproxy vs.) entegre edebilirsiniz, veya port knocking tarzı basit bir authentication yapısı ekleyebilirsiniz, ki Çin 'de bunu yapmak gerekebiliyor birkaç sayfa geride verdiğim videoda anlatıldığı üzere. Bunlar implementasyon problemleri, düzgün takip edersiniz, bunun bir topluluğu oluşur, bilen adamlar konfigürasyonları yükler nete, çözülür. Bir de OpenVPN 'in kendi problemleri var, mesela OpenVPN handshake sürecinin tespit edilebilirliği, packet size/timing üzerinden tahmin yürütülebileceği düşünülüyor. Bunun yapılabilirliğini ben net olarak söyleyemem, ancak tabii buna da çözümler mevcut. Esas mevzu burada kendi OpenVPN kullanımınızı, ne kadar başka bir şeyin kullanımına benzetebilir, trafiğe gürültü eklerseniz, fingerprintinizi oluşturmak ne kadar zorlaşırsa o kadar size engel olayım derken yanlışlıkla başka şeylere engel olunmasına sebep olursunuz, o seviyede de "henüz" interneti kapatmayı göze alamazlarsa, engelleri aşmaya devam edersiniz. Artık bu yarış başlarsa, habire bunlarla uğraşmak durumunda kalacak kullanıcı. Küba 'nın doktorları, Türkiye 'nin network adminleri ünlü olacak.
  13. @@ResetButton DNS'ten patlıyor olmayasınız? -- Beklendiği üzere nihayetinde public VPN 'lere de savaş açtılar. Şimdiye kadar yapılmamış olmasının zaten teknik yetersizlik olduğunu düşünmüyorum, zira bu sansür, DPI vs. hizmetlerini devlet memurları üretmiyor, yabancı firmalardan satın alınıp kuruluyordu. Demek ki artık "o kıvama gelmiş" olduğumuza karar verilmiş. Benim de şuan kullandığım gibi, DigitalOcean 'dan $5 'a bir VPS alıp OpenVPN sunucu olarak kullanmak en temiz çözüm. Bandwidth çok, cihaz sınırlaması vs. yok, firma kurumsallığı da adı sanı bilinmedik VPN firmaları gibi değil en azından. Yakın gelecekte aşağıdaki videoda anlatılan yöntemlerle vs. "akıllı" çözümler satın alıp bu yolu da kısıtlamaya çalışabilirler, bu durumda da fingerprinting yapılamayacak şekilde konfigüre etmek vs. gerekecek. Türkiye 'de yaşayarak bu yarışa bir kere girdiniz artık, bunun sonu yok. İlgili video:
  14. Bu arada es geçiliyor ancak Türkiye 'nin doğu illerinde birkaç gündür internetin fişi çekilmiş durumdaymış. Twitter 'da @turkeyblocks 'dan: Pedofili yakalayacağız diye başladılar işe, URL yasaklamaları, büyük servislerin yasaklanması, DPI vs. derken sıra milyonlarca insanı network dışına atmaya gelmiş. Bu tip olaylar Dünya haritasında başka nerelerde gerçekleşiyor bir bakmak huzursuzluğa yeter. "Fişini çekin kurtulun" diyorduk, çekip kurtulacaklar.
  15. Kurtarmayabilir, görmek lazım, ama neticede bunca yıldır kendine has tarzı, IP 'leri ve sevenleri olan bir firma Nintendo, büyük karlar dönmese bile pişman olunacak duruma düşmezler herhalde. Benim Switch 'le ilgili en çok canımı sıkan mevzu, konsol/handheld bir arada olmasının avantajı çok olsa da, aynı zamanda aleti genel Nintendo ürünlerinin aksine, sığ bırakmış gibi görünüyor olması. Konsolda Wiimote gibi, Handheld 'de 3DS 'in 3D/Dokunmatik çift ekranı vs. gibi orijinal bir tasarım, ilginçlik aradı gözlerim. O yanlardan çıkan kumanda olayı hoş ama pek öyle aman aman etkileyici değil, kullanılacağı bile şüpheli, onun dışında da handheld olarak da konsol olarak da biraz sığ kalıyor gibi diğer ürünlerine kıyasla.
  16. Böyle bir planım var ancak henüz uygulamaya geçme fırsatım olmadı. Raspberry Pi, birkaç kamera, GSM/3G modülü ve hareket farkedince bildirimi yapacak ufak bir betikle DIY olarak yapılabilir, en azından ben öyle yapmayı düşünüyorum. Bir de sanırım Amazon da vs. hazır satılan profesyonel kitler mevcut.
  17. Sadece exclusivelerle konsol olmaz doğru, ancak herhalde bu konsola "sadece exclusive" çıkmayacağını da biliyoruzdur, elbette bu platforma da 3rd partyler, indieler vs. gelecek. Olaya "sadece Mario ve Zelda" diye bakmamak lazım, bakınız satış listeleri: https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_best-selling_Wii_video_games https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_best-selling_Nintendo_3DS_video_games 3DS 'te tüm liste Nintendo ve ara ara Capcom 'dan oluşuyor, Wii 'de de durum benzer. Sadece bu oyunların, benzer kalitede devam oyunları çıksa Nintendo kitlesinin büyük kısmına bu yeni konsolunu satar. Elbette benim tercihlerim trendi belirlemez, o sebeple neden mobil oyun sektörünün "henüz" handheld sektörünün önünü kesecek kıvamda olmadığını etraflıca açıkladım. Yukarıdaki listelerdeki gibi bir kataloga karşılık, ARM mimarili en süper işlemciyi kullanan telefondaki IAP çöpleriyle rakip olunmaz. Bu konsol kesin tutar demiyorum, ancak hali hazırda handheld konsolların ulaştığı büyük bir kitle var, bu kitlenin başka yere, mesela mobile taşınması için çekici bir güç yok. Üstelik Switch 'in ev konsolu piyasasından da az ya da çok pay çalması söz konusu olacak, tek fiyattan her iki platforma ürün alıyor olmanın ve iki platformu birleştirmenin hem Nintendo hem müşteri tarafında avantajları olacak. Öyle görünüyor ki Switch her iki ailenin de devamı olacak. Şu saatten sonra ayrı bir handheld duyurmak veya farklı bir ev konsolu açılımı yapmak abes olur. Burada "başarı"dan kasıt PS4/Xbone kitlesini çalmaksa ben de beklemiyorum öyle bir durum, ancak elindeki oyuncu kitlesine Switch 'i ulaştırmak ve bu kitleyi yavaşça büyütmekse ben potansiyel görüyorum. Oradaki bazı görüntüler hakikaten bir tuhaf, çok iyi düşünülmemiş sanki. Pratikte daha çok "Switch 'i 50" e bağlayıp evde oynuyorum, yolda/metroda/sırada elimde taşıyorum, uçakta vs. yerleştirip kumandayla takılıyorum" gibi olur tahminimce. O mod çok kullanılmayabilir. Bir de Japonya 'da bu işler nasıl yürüyor, nasıl bir oyuncu kitlesi var bilmiyorum ama öyle bir masada 3-4 kişi toplandık, hepimiz Switch 'le takılıyoruzumsu bir kültür batı ülkelerinde yok, 3DS 'in StreetPass, Ad-hoc multiplayer vs. hizmetleri de zamanında bu hayal etrafında kurulmuştu, pek bir şey çıkmadı oralardan.
  18. Çoğu yorumdan gördüğüm forumun Nintendo 'nun müşteri kitlesi olmadığı yönünde. Bu videoda Switch 'in use-caselerinin pek sağlam temellere oturtulmamış olması "Nintendo iyi planlayamamış olabilir/batırabilir" imajı yaratıyor olsa da, şahsen hiçbir Nintendo ürününü kullandığı GPU 'su, öbür konsollara kıyasla performansı vs. üzerinden incelemeyi doğru bulmuyorum. Nintendo konsollarını Nintendo 'nun ve kendine yakın üreticilerinin yaptığı, standart AAA oyunlarla uzaktan yakından alakası olmayıp, kendi çapında harika exclusiveleri belirler. Wii 'yi sattıran GPU 'su değil, Super Mario Galaxy, Paper Mario vs. onlarca sağlam exclusive oyunuydu mesela. Switch 'i PS4 ile karşılaştırıp "satmaz" demek ben bu sektörü anlamıyorum demek. Handheld özelliği para etmez, artık telefonlar var demek de doğru değil. Elinize bir 3DS alıp 1 hafta oynasanız iOS AppStore 'un %95 'ini çöpe atarsınız, gerisi de portlar ve 1-2 oyun kalır. Mobil platformun gücü var, üreticisi de var ancak şu veya bu sebepten kaliteli ürünü yok. Nintendo 'nunki kadar sağlam IP 'leri yok, gelecek aylarda çıkacak en bilindik mobil oyun ne desem "Super Mario Run" denir, dün neydi, "Pokemon Go". Ki bunlar da öyle aman aman yapımlar değiller el konsollarına kıyasla, çoğunun IAP çöplüğü olmasına hiç girmiyorum. Ben bu sebeple halen 3DS, hatta zaman zaman PSP taşıyorum smartphoneumun yanında, demek ki talep var. Sony tarafında pek ses çıkmadığına göre de şimdilik rakipsiz gibi görünüyorlar. Nintendo 'nun neredeyse her ürününde bir innovatif yan, bir acayiplik oluyor. 3DS 'lerin ekranı, Wii ve WiiU 'nun kontrolcüleri tamamen yenilikçi, bazı oyun türlerinde diğer hiçbir cihazdan alamayacağınız keyfi sunabiliyorlar. Daha önce denemediyseniz bir Wii Remote alıp Dolphin ile giriş yapmak neredeyse bedava, 3DS 'inde fiyatları çok uygun. Switch 'de de farklı bir konsept denemeleri o açıdan hiç şaşırtıcı değil, tutar ya da tutmaz demek için kristal küreniz olması lazım, daha bu platforma çıkacak exclusiveleri vs. görmedik. Bir de şöyle bir durum var, Nintendo 'nun sattığı şeyin performans, triple A oyunlar olmadığını söylemiştik, bu ürünün fiyatı belli olduğunda -ki fiyatta çok olumlu yansıyabiliyor, bkz. Wii dönemi-, müşteri kitlesi tek fiyattan hem handheld hem ev konsolu almış olacağını gördüğünde yumulabilir bu cihaza. Şahsen önceki dönemlerdeki (3DS, Wii) gibi başarılı bir katalogla gelirlerse ben yumulurum. Bir de iki farklı platform (handheld/konsol) yerine tek platforma çalışmak katalogu zenginleştirme, multiplayer vs. pek çok açıdan daha mantıklı görünüyor. Tek beklentim videoda gördüğümüz klasik gamepadlere benzeyen kontrolcülerin yanı sıra, ev konsolu gibi oynanırken Wiimote gibi bir şeyle gelmesi, en azından iyi desteklenen bir opsiyon olarak satışa sunulması. Ben beğendim.
  19. Yanılmıyorsam Arxan ile korunuyor. Forza Horizon 3 de aynı şekilde. Çok kolay kırdılar bunu. FH3 'e bakılırsa oyunun bu sorunlarının DRM 'iyle bağlantısı yok. http://wccftech.com/mafia-3-benchmark-nvidia-gtx-1080/ benchmarka bakılırsa GTX 1080 ile, 1080p Very High 'da 60fps anca alınıyor. Bu görünümüyle. Daha sözüm yok.
  20. Logitech Chillstream vardı bi aralar bende, aynı şekilde triggerlar tam basmıyordu vs. Öyle kötü de kullanmam hiç, sağlam üretmiyorlar sanırım gamepadlerini. X360 controller kullanıyorum, çok memnunum. Eldeki sağlamlık hissi bile Logitech 'in ürünlerinden çok daha iyi, rahat iki senedir vardır bende, en ufak bir aşınma olmadı.
  21. Aslında senaryo, seslendirmeler, hatta buglar ve rezalet tasarımı/grafiklerine takmamayı başarırsanız gameplayi güzel oyunun. Bana öyle geliyor ki acele ettiler, yarım yamalak çıkardılar, bu yüzden sıkıntılar çok ve hiç detay işçilik yok oyunda. Bu saatten sonra 60fps patchi gelmesi, işte %20 performans artması falan bu oyunu kurtarmaz. Benzeri open-world oyunlara bakıyorum GTAV, Watch Dogs, hatta Witcher 3 falan, bir de Mafia III 'e bakıyorum, yok yani, low-res textureler, çok çirkin bir görünümü var oyunun ve donanım talebi ise sunduğuna oranla korkunç, tam bir optimizasyon faciası. Bunu patchlerle düzeltmek için adamların önümüzdeki yılı bu işe ayırmaları lazım, o kadar uzun soluklu da düşünmüyorlardır zaten.
  22. Çok değil, daha yakın geçmişte daha bu ülkede tek bir site kapatılmamış, DNS denen kavram evlere girmemişken böyle yetkilerin illa ki kötüye kullanılacağını, bu kurumlara bu gücün emanet edilmeyeceğini söyleyen insanlara "pornocu" damgası yapıştırılıp uyuşturucu, çocuk pornosu bilmemne üzerinden demagoji yapanlar vardı. Şimdi bakıyorum kalabalık platformlara, o akıllıların sesi hiç çıkmıyor.
  23. Bence trollüyorlar. Tabii ki magnet olarak verebilir, twitterın her yerine yazabilir linki, neredeyse dünyadaki her site 20kb 'lık bir dosyanın upload edilmesine izin de verir. Adamlar baktılar dosya nereye giderse orası uçuyor, iyice saçmalatalım demişlerdir. "X kişinin Y sitede yaptığı upload" üzerinden site kapatmanın, Internet 'e müdahale etmenin olağanlaştırılması ile olacağı zaten buydu. Özetle adamlar RedHack gibi bir oluşuma, hiçbir benzerine verilmemiş bir güç verdiler: 20kblık bir dosya upload ederek istedikleri siteyi 80 milyon kişiye kapatma gücü, hemde bir gram teknik çalışma gerektirmeden. Böylesi ancak burada olur.
  24. Emin değilim, Spam folder vs. dahil 10GB olduğundan bakmadım içeriğine. Ancak her ne sebeple olursa olsun engelleme sebeplerinin içerik olduğunu düşünmüyorum. Sıradan, VPN bilmeyen, DNS nedir görmemiş vatandaş zaten 10GB veriyi indirip okumaz, okumak istese parse edemez. Türkiye 'de marijinale kaçan 2-3 site dışında, hiçbir gazete, site bunları incelemez, haber etmez. Kısaca içeriği ne olursa olsun pek bir anlamı yok. Ha zaten bunları engelleye engelleye önünü kesmenin mümkün olmadığını artık BTK bile biliyordur, altı üstü 20kb 'lık bir .torrent dosyası, her yere yüklenebilir, bir kere kaptın mı iş bitti. Magnet linki olarak bile verilebilir bırak uploadı. Benim düşüncem, ihtimaller şu şekilde: 1. Çok büyük olasılıkla: işgüzarlık. Bu işten zerre anlamayacağı belli olan üstlerine yalakalık yapmak, elimizden geleni yaptık, şu kadar site kapattık, bakın böyle sadık, itaatkar bekçileriz mesajı vermek. Bu engellemeleri bizzat yapan teknik ekip, cahilin, torpillinin önde gideni olsa bu yaptığının işe yaramayacağını, göstermelik kalacağını bilir. Ancak üstleri, daha üstlerine göstermek için yaptırırlar bu işi. 2. Yine yüksek olasılıkla: Yukarılardan, teknolojiden anlamayan birinin "bunu halledeceksiniz" talimatı vermesi. Biraz devlet görmüş, çalışma mantığını anlamışsanız neden olmayacağını anlatmanın imkanı olmayacağını bilirsiniz. Ellerinden geleni yapmaya çalışıp, olabildiğince görünmezleştirmeye çalışıyorlardır. 3. Bir ihtimal: Deneme yapmak. Herşeyin CDN, cloud vs. tabanlı olduğu bir ortamda ne kadar granüler yasaklamalar yapabiliyoruza bakmak. 4. Gündem yaratmak. Mesela bu olay ilk olduğunda ekşisözlük vs. nispeten marijinal kalan, bu tip haberleri hala görebileceğiniz yerlerde en üst başlıklar GDrive 'ın yasaklanması vs. idi. İnsanlar X yerde kaç asker kaybedilmiş, hangi yasayla geleceği elinden gitmiş peşinde koşma derdinde değil, bizim millete soyut kalıyor bu meseleler. Oysa saat 10 'dan sonra alkol sattırmıyorum, bugün sana Google Drive yok falan dersen o baya somut oluyor, öbür konuların önüne geçiyor. Tahminlerim böyle.
  25. Aptal bunlar aptal. GitHub öyle OneDrive 'a falan da benzemez, nice sunucularda çalışan yazılımlar, yazılım kütüphaneleri burada host ediliyor, nice paket yönetim araçları, npm vs. buradan çekiyor paketleri, şimdi bu yazılımlar nasıl update alacak, etrafından dönmek için ne taklalar atılacak merak konusu. Birçok yazılım firmasının workflowu bu servisten geçiyor. Yazılımın kalbi noktasında artık GitHub, pazartesi iş başı yapanları hoş sürprizler bekliyor. Hiç daha boşuna "girişim", "destek verdik", "hedef 2023" demesinler. Ev kullanıcı yine kaliteli bir VPN baksın. Sunucularda bunun konfigürasyonuyla uğraşacak arkadaşlar da çok küfür etmesin, insan bu memlekette ağız bozdukça alışkanlık yapıyor.