-
Mesaj sayısı
1.858 -
Üyelik tarihi
-
Son ziyareti
-
Days Won
23
İçerik türü
Profil
Forum
Blogs
Everything posted by OnLyTNT
-
Eve dönünce izlerim artık .
-
Hah şöyle adam gibi hardcore FPS olsa da oynasak... Çokluda sıvamazlar umarım.
-
MP3 için şöyle adam akıllı bir oynatıcı var mı? En lazım olan özellik klasör listelemesi yapıp, seçtiğim klasörü komple çalabilmesi. Bunun sebebi liste filan kullanmıyorum, albümler klasörler halinde komple albümü dinlemeyi tercih ediyorum. Uzun mp3 lerde sıkıntı yapmayan, eq' su işe yarar bir uygulama var mı?
-
Login açığı şuna benzemiş: http://imgur.com/gallery/fqjnK Benim S4' w lolipop geleli bayağı oldu. Note 4' olanlar bayağı bir üzüldü bu duruma . Öte yandan her ne kadar sistem güzel çalışsa da benim en sık kullandığım kısımlar hoşaf olmuş. Uzun MP3 dosyası oynatırken ileri gidemiyoruz, patlıyor. Ekolayzır cacık, eskisi daha iyiydi. Kullanmıyorum gerçi o da ayrı mesele ama bazen lazım oluyor.
-
-
Benim de mail adresim duruyor aslında Şeytan smilişeysi yok ben mi göremedim...
-
Alet 9 $ alete takılacak ek kart 15 $ (rakamlar temsilidir). İşte ben bunu anlayamıyorum, salağım herhalde .
-
@ResetButton
-
-
Sıradan oyuncular için iş görür. Alttaki tetik iyi de ele alıp oynamak lazım, refleks gerektiren durumlarda baş parmağı yönlendircem diye tetiğe abanmak gayet olası görünüyor.
-
Ne ileri dönem lisanslama konusunda detay var ne de başka bir şey. MS' in bu kadar elibol davranması hayra alamet değil. Herkes kıllanmış zaten bu durumdan.
-
Valla helal olsun adamlara, "epic cumback" yaptılar seriye...
-
Yahu ben bu olayı bir türlü çözemedim. Wİndows 10 rezerve ikonu geldi bana. MS diyoki ücretsiz güncelleme yap korsan dahi olsan serbestsin. Hatta yine korsan dahi olsan sana ISO vercem oradan sıfır kurulum yapabileceksin. Sonrasında bir sene süreden bahsediliyor. Bu bir sene sonunda ne olacağı net değil. Diyelim ki ücret alacak, tamam alsın da ne kadar alacak?
-
-
Boyhood
-
Baksana bizden başka yazan yok Davamı dinlendiriyorum .
-
Çok uzun yazmayacağım. Valla Kemal 1-2 istisna dışında üniversitelere "Martin Fowler" kim diye sorsan bir tane ben tanıyorum diyen çıksa çocuğumu keserim. Karanlığa mum yakalım tamam da o muma sürekli üfleyip hatta tükürüp söndüren bir milletiz. Zamanında Niyazi Saral gibi bir adamı küstürdük el birliğiyle. Tekrarlamış olacağım ama benim bir umudum yok malesef. Boyun eğip, emekliliğimi kazanma derdine düştüm herkes gibi . Bir de yazılım sektörü bu ülkede krizlerden ilk etkilenip en son toparlanan sektördür. Buna rağmen kazandırıyor ama ne kadar iyi kazandırıyor ona net bir şey söylemek zor. Böyle olmasa, biraz ar≥ yatırımı yapılsa güzel şeyler olacaktır ama kimse ar≥ riskine girmek istemiyor. Ar≥ yatırımından kastım öyle birbirinin çakması endüstriye yönelik mikrodenetleyici veya kontrol, otomasyon sistemleri gibi kıytırık projeler değil. Son olarak şu "Pascal" mevzusunu konuşabiliriz ayrıyeten. Ben buna çok katılmıyorum. Bizim zamanımızda Fortran vardı ders olarak (sonra Pascal' a döndü, C son sınıfta seçmeliydi). Herkesin tek söylediği "ııykk Fortran, geri kalmış üniversite", böyle diye diye dersi kaldırttılar. Fortran hala kullanılan bir dil yerine göre (Intel' in derleyicisi var eh yani). Ben hiç bir dili modası geçmiş veya lüzumsuz olarak görmüyorum. Seçim yanlış, ders içeriği yetersiz olabilir. Özellikle içerik son derece sıkıntılı. Öğrenciyi kendine çeken bir yapı yok içeriklerde, onu dolduracak kadro da yok zaten, eh geçmiş olsun. Elin adamı ilkokullarda C dersi koyacak yakında biz neyi tartışıyoruz hala .
-
Yav bir keresinde yine böyle biraz sert bir eleştiri getirmiştim, biraz bozuk çalmıştın , dedim yazıp çizdik ama istemeden üzmeyeyim şimdi adamı . Üniversiteler dedin beni benden aldın. Deve ve eğri meselesi işte hocam. Diyorum ya toplum olarak buglıyız. Şimdi ben üniversitelerin bilgisayar mühendisliği bölümlerinin neresinden tutsam elimde kalıyor. Tutturdular bir ara yapay sinir ağları diye herkes kademe almak için aynı konuda birbirinin kopyası hiç bir işe yaramayan şeylerle uğraşıp durdular ve bir arpa boyu yol alınmadı. AI ile ilgili tüm yenilikler yine dışarıdan geliyor. Neden çünkü amaç bir şeyler yapmak değil ki, doktora almak vs...Ha, bunlar kimler? Yine o yüzde 90' lık kesimden olanlar. O yüzde 10'luk kısımda olan adam üniversitede üç kuruşa bilmem kaç sene bebek bakıcılığı yapmaz. Bilmiyorum, ben hiç iyimser bakmıyorum. Senin bahsettiğin gelişimi yapabilseydik şimdiye çoktan yapmış olmamız gerekiyordu. Biz o gelişimi yapasıya kadar adam Mars' da koloniyi kurmuş olacak hocam. Benim bir umudum yok. Biraz sivrilen zaten soluğu yurt dışında alıyor, sen sağ ben selamet... Uzun lafın kısası şimdiye kadar hangi sektöre bu atılımı yaptık ki yazılım sektöründe yapabilelim? Yok yani, olmayacak.
-
Müşteri ihtiyaçlarına en hızlı şekilde, kaliteli (atlamışım sonradan ekliyorum, en yüksek kar marjıyla tabii ki) çözümü nasıl sunarız? Yazılım sektörümüz bu sorudan ibaret olmamalı hocam önce bu mantıktan kurtulmamız lazım. Devamını şöyle getireyim, şimdi konu bambaşka yöne kayacak ama yapacak bir şey yok . Ben o "test driven" mevzusuna, bunun benzeri fonsiyonel programlama (kafayı yedirir adama , sağ elini kullanan adama sol elini kullandırmaya kalkarsan beyni patlarmış bu da öyle bir şey) olaylarına da temelde gıcığım var . Neden mi? Bu mantığı geliştiren biz değiliz. Bu şekilde programlama yapmaya ufaktan yönlendiriliyoruz ama o mantığı ilk geliştiren ben değilim ki... "Bilgisayar bilimi" dediğimiz şey bu ama yok bizde. Ben "test driven" programlama yapmak istemiyorum, ben "test driven" programlamayı ortaya koyan olmak istiyorum. Primadi bu şekilde yükseltmediğimiz sürece bir halt olmaz bizden hiç kimse kusura bakmasın. Bir büyüğümüz "bizden ancak işçi olur" demişti o geldi aklıma. Özetle anlatmak istediğim şu: hep "program", "programcı" kelimelerini kullanıyorum ama bunlara ince ayrım koyarak "software engineer", "software developer", "computer programmer" veya benim mevcut ünvanım "programmer analsyt zzzzzzzzz" gibi tiki kategorilere ayırıyorlar. Bunların en babası sanırım "öz hakiki computer programmer", hah işte biz bundan olamıyoruz mesela. Biz hepimiz "developer" modundayız, en bi lead pozisyonda çalışan adam dahil buna. Bizdeki "developer" pozisyonundaki adamın yaptığı temel iş, başkasının fikirlerini vakit kaybetmeden koda çevirmekten ibaret, o kadar. Çünkü hızlı bir şekilde müşterinin ihtiyacı neyse çözülmesi gerekiyor. Değişik fikirlerle icat çıkaramazsınız. "Düşünme, sadece geliştir! Daha hızlı geliştireceksen yeni teknolojilere göz at, bakalım ne var ama fazla bakıp vakit kaybetme" . Başkasının geliştirdiği teknolojiyi kullanınca "kendini geliştirmiş" oluyorsun. Tam komedi... Ne dolmuşum be . Not: Kullandığım bu yazım tarzını sevmiyorsun biliyorum Kemal, lütfen kızma.
-
3-5 istisna hariç ülkedeki en baba en kurumsal şirketlerde dahi işler böye yürüyor üstad. Devlet kurumlarında yazılım geliştirme? Allah hepimizin yardımcısı olsun . Yapılan saçmalıkları anlatamam yani... İki seçenek var; o yüzde 90' lık kesimden KPSS ile kuruma atanmış yazılımcılara yaptırıyorsunuz veya ihale edip söğüşlenip, itelenen programlarla işleri yürütüyorsunuz. Her iki durumda da varın gerisini siz düşünün.
-
Biz ar≥ yapmıyoruz, sadece bodoslama "ge" yapıyoruz.UML kullanarak harcayacağınız zamanı patronlara anlatamazsınız. Örnek geliştirme süreci: 1) Müşteri: "A" modülü istiyorum. 2) Yöneticiler: 2 aya biter 3) Programcı: Uğraştığı projelerin yanına o "A" modülü eklenir, üstüne hiç hesapta olmayan x, y gibi "yav şunu da araya sıkıştır" işleri çıkartılır. O "A" modülü sürekli araya sokulan işler diğer projelerin işleriyle beraber 4-5 ay sonra yarım yamalak biter!. "Biter" kısmı lafın gelişidir tabii. İşi yetiştirmek için bazen işte o örnek verilen "akla ilk gelen çözüm" tipi kodlamalar yapılması da kaçınılmaz oluyor. Sadece yazılımda değil, her işimiz böyle bizim. Toplumsal karakter meselesi (saç baş yolduran toplum bugı diyebiliriz buna ).
-
Valla en basitinden C#' da value type ile reference type ayrımını yapamayan, reference değişkeni başka bir değişkene atayınca aslında ne olup bittiğini bilmeyen, İngilizcesi zayıf (ülkemizde bilgisayar mühendisliği mezunu %90' lık kesimi tarif ediyorum) bir adamdan çok şey beklememek lazım. Yav onu da geçtim tip nedir, nasıl anlarım değişkenin tipini, nasıl bakarım özelliklerine onu bile akıl edemiyor. Şunu da belirtmek istiyorum (örnek abartı olabilir tabii), düşük seviyede bir pointer aritmetiği hesabı yapmayı bilmeyen/beceremeyen/yönetemeyen adam referans tipten de anlamaz, yüksek seviyede ne kadar yükseğe çıkarsa o kadar da çuvallar . Çok da zor bir şey değil aslında bunlar ama nasıl oluyor anlamıyorum bir türlü de öğrenemiyorlar. Uzun lafın kısası evet MVC iyi kod yazdırmıyor adama, katılmamak mümkün değil . Ben çok mu iyi biliyorum? Yooo, hatta bir halt bilmediğimi söyleyebilirim.
-
Lead pozisyonunda olmadığım için olmuyor o işler öyle . Bu da saç baş yoldurabiliyor bazen .
-
Bu haftasonu tekrar başlayayım seriye, bu sefer bir iki başlangıç rehberi okursam kombatlar için ipucu vs.. biraz daha hızlı ilerlerim sanırım.