Najaz

CHW
  • Mesaj sayısı

    5.937
  • Üyelik tarihi

  • Son ziyareti

  • Days Won

    593

Everything posted by Najaz

  1. PC toplayacaksanız Inventus ilk seçeneğiniz olsun derim. Bunun dışında eli yüzü düzgün, sorun çıktığında uğraştırsalar da en azından muhattap bulabileceğiniz yer Vatan'dır. Parçaları Inventus'tan alırsanız bilgisayarı toplayıp, test edip size öyle gönderiyorlar. Vatan'da da bilgisayarı ücretsiz toplatmanız mümkün. Böyle yaparak en azından montaj aşamasında sıkıntı çıkaran ürünleri daha mağazadayken değiştirme imkanınız olur. Diğer türlü parçalar tek tek size geldikten sonra, montajını siz yaptığınızda sorun çıkarsa teknik servis raporu vs. 20 gün beklersiniz sorunlu parça değişimi için.
  2. Bir aksilik çıkmazsa bayramdan sonraki hafta epey kapsamlı bir genişleme olacak koleksiyonda 3. mantar panoyu da alayım ben haftasonu..
  3. O halde "no pain, no gain" diyerek seni uğurluyoruz...
  4. Üretici firma anakart modelinde değişiklik yapmaksızın, anakart üzerindeki bazı ufak tefek değişikliklerle kartın yeni revizyonunu çıkartıyorlar. İşte bu yüzden aynı anakartın bazı BIOS sürümleri belirli bir revizyon için yazılmış olabiliyor. Ona dikkat ettin mi?
  5. @@ObiWan çok sevinirim Yelpazeyi olabildiğince geniş tutmaya çalışıyorum, ama özellikle ISA ve PCI kartlar çok makbule geçer..
  6. Bayram şekeri tadında bir güncelleme gelsin tüm CHW camiasına Colorgraphic Evolution 2 8 MB SGRAM PCI (GD5480) Koleksiyonumuzun Cirrus Logic yongalı ilk grafik kartı. Kendisi 1998 yılında çift VGA çıkışı verebilme yeteneğiyle ünlü. Kart üzerinde bulunan, bir zamanların efsane Alpha işlemcilerinin babası Digital firmasının yongası, dikkatli CHW takipçilerinin gözünden kaçmamıştır... Matrox Millenium G200 G2+ MILA/8D/CPQ 8 MB AGP 1X Matrox'larımızı üçledik Matrox'un G200 grafik yongasını taşıyan bu kartımız, zamanında firmanın bütçe dostu çözümlerinden biriydi. ELSA GLoria Synergy-8 VIVO 8 MB PCI (KJGP2VIVO) Efsaneleri sizlerle buluşturmak görevimiz 3Dlabs'in, çekirdeğine GLINT Delta geometri işlemcisini de katarak yeniden tasarladığı Permedia 2 yongasını kullanan, zengin video giriş-çıkış özellikleriyle dikkat çeken bu kartımız, ELSA'nın gıptayla baktığımız kartlarından biriydi... ASOUND Gold ISA (Avance Logic ALS120) Bir başka ISA ses kartı Kart hakkında pek bir şey bilmiyorum, tesadüfen elime geçti. Sanırım 16-bit bir ses kartı kendisi. Üzerinde Avance Logic firmasının ALS120 yongası var. Temel ses giriş-çıkışlarını sağlamaktan başka bir özelliği de olmasa gerek.. Bu işe girişeli 1 sene olmak üzere. 4 grafik kartı, 3 de ses kartıyla çıktığımız bu yolculukta 27 adet grafik kartı, 7 adet ses kartı ve 17 adet işlemciyi biraraya getirebilmişiz. Çok iddialı konuşmayayım ama sanırım Türkiye'deki en zengin koleksiyonlarından birini yaratmayı başardık. Lakin bu tür eski donanımları piyasada bulabilmek bir hayli zorlaştı; ne yazık ki kartların, işlemcilerin çoğu geri dönüşümün kurbanı olmuş. Eğer elinizde bir işe yaramadığını düşündüğünüz, çöpe atacağınız veya geri dönüşüme vereceğiniz bir parça varsa lütfen önce beni haberdar edin... Fikir, öneri, beğeni ve bağışlarıyla destek olan herkese teşekkürler
  7. Hakan hocam, tabii ki sizin kullandığınız üst uç sistemlerde analog kablolarda duyma eşiği çok yüksek kulağa sahip insanların farkedebileceği farklılıklar olacaktır. Ama söz konusu sayısal veri iletişimi, yani USB üzerinden veri aktarımı olunca ben şöyle düşünüyorum: Silikon Vadisi'nde çalışan yüzlerce bilgisayar, elektrik-elektronik mühendisi, 1.5 mt uzunluğundaki USB kablo üzerinden iletilecek verinin bütünlüğünü muhafaza edecek asgari standartları belirlemişlerdir herhalde. Bunu yapmak için kablo üzerinde standartların ötesinde ilave tedbirlere ihtiyaç vardır demek, bu adamların zekasıyla dalga geçmektir.
  8. @@hakancez Hocam kablo üreticilerinin aksini iddia etmesini beklemiyorsunuz herhalde. Yoğurtçu yoğurduna ekşi der mi? DAC üreticisi Benchmark firmasının başmühendisi John Siau'nun konuyla ilgili yorumu:
  9. Şunu mutlaka okumuşsunuzdur: Audiophile Deathmatch: Monster Cables vs. a Coat Hanger Kör testte 300 dolarlık analog kablo ile yapılan bağlantı ve bildiğimiz elbise askısı ile yapılan bağlantı arasındaki farkı anlayabilen "odyofil" çıkmıyor. Interconnect kablolara, hoparlör kablolarına servet harcamaya gerek yok. Tabii harcamak isteyene de dur dememek lazım, sonuçta bu bir çeşit hobi. Ama 20 TL'ye satılan Belkin 1 mt. RCA kablo ile 500 TL'ye satılan Van Den Hul RCA kablo arasında fark olduğunu iddia eden, iddiasını bana değil de objektif verilere dayanarak James Randi'ye ispatlasın ve 1 milyon USD'yi kapsın diyorum Hoparlör kablolarında dikkat edilmesi gereken tek husus, mesafeye bağlı olarak doğru AWG değerine sahip kablo seçmek. Bu konuda Audioholics sitesinin hazırladığı güzel bir rehber mevcut: Speaker Cable Gauge (AWG) Guidelines & Recommendations
  10. Router'dan kablosuz ağın yayın yaptığı bandı değiştirmeyi deneyin isterseniz.
  11. Retro ve modern teknolojinin harmanlanmasına bayılan, şeytanın ayrıntıda gizli olduğuna inanan pek sevgili CHW müdavimleri, Bir Zihni Sinir projesi tadındaki çalışmamız pek yakında burada sizlerle olacak; lütfen DNS ayarlarınızla oynamayınız ve sabırla bekleyiniz... İpucu: Pioneer -------------------------------------------------------------------------------------- ---------------------------------------------------------------------------------------- "Selam... Beni hatırladınız mı?" 1999 yılının Eylül ayında, soğuk ve yağmurlu bir Cumartesi günü, İzmir Fuarı'nın Montrö kapısının önündeyim. Sabahtan beri hiç durmadan yağmur yağıyor, ama o nasıl yağmak! Sanki gök yarılmış ve yeryüzünün tüm tatlı su rezervleri İzmir'in üzerine boşalıyor... Bense, Çankaya'daki döviz bürosundan satın aldığım çil çil dolarları cebime doldurmuş ve 360 Bilgisayar'ın yolunu tutmuşum. Çok değil, bir 10 dakika sonra, ceplerim bomboş, ama elimde Pioneer DVD-105SZ model, slot-in DVD yükleme mekanizmasıyla afilli mi afilli DVD sürücü olduğu halde 360 Bilgisayar'dan çıkıp, Montrö otobüs durağından 81 no'lu otobüse binerek evimin yolunu tutuyor olacağım... (360 Bilgisayar'dan daha sonraları ilk AMD işlemcim olan Duron 800 ve ABIT KT7A-RAID anakartımı da almıştım, hey gidi günler hey. Sağolsunlar, hiçbir ricamızı kırmıyorlar ve her istediğimiz ürünü getiriyorlardı. İstanbul'daki Andromeda Bilgisayar'ın ve İzmir'deki 360 Bilgisayar'ın bendeki yeri bambaşkadır) Bilgisayarda DVD maceram işte böyle fırtınalı bir günde başlamıştı. Eskişehir'de Biem Bilgisayar'ın vitrinindeki Sound Blaster Edutainment CD setinin o devasa kutusuna hayran hayran baktığımız günler çok gerilerde kalmıştı ve artık hepimizin bilgisayarında birer CD yazıcı arz-ı endam ediyordu. Ve bizler gözümüzü daha da yükseklere dikmiştik! DVD sürücülerin erişilebilir fiyatlara inmesiyle ve DVD medyasında piyasaya sürülen filmlerin yaygınlaşmasıyla, bilgisayarımıza bir DVD sürücü almak farz olmuştu. Böyle bir dönemin en fetiş donanımlarından biriydi Pioneer slot-in DVD sürücü. Bilgisayar kasamızın 5.25'lik yuvasına yerleştiği andan itibaren, kasanın tüm çehresini değiştiriyor ve eş-dostun hayranlıkla dolu bakışlarını üzerine çekiyordu. Pek tabii ki bir DVD sürücünün olmazsa olmaz koşulu, o sürücüde DVD film izlemekti! DVD sürücülerle Pioneer vesilesiyle tanışmış olanların hemen hepsinin ilk satın aldığı DVD film de, zannediyoruz ki "The Matrix"tir... Pioneer ve Neo, ayrılmaz bir ikili, aralarından su sızmayan iki kadim dost gibiydi... Sonra zaman değişti, mevsimler değişti. Yağmurlar yağdı yine üstümüze, ve köprünün altından çok sular aktı. Önce beyaz renkli bilgisayar kasalarımız siyahlara büründü, beyaz 5.25" sürücülerimiz siyah kasalarımızda sırıtmaya başladı. Sonra "madem DVD'leri okuyabiliyoruz, neden onlara yazamıyoruz ki?" fikri peydah oldu ve DVD yazıcıların saltanatı başladı. Ve en sonunda kaçınılmaz olarak, optik sürücülere birer birer elveda dedik ve kasalarımızda bir daha onlara yer vermedik. Bir Silverstone kasaya sahipseniz, Silverstone'un ürettiği envai çeşit kasa aksesuarları da mutlaka bir şekilde ilginizi çekiyordur. Oyun sistemimin omurgasını oluşturan Fortress FT02B kasayı, yine üretici firmanın aksesuarlarıyla donatmak, "canım içkim yok sigaram yok; kumara, Rus'a da gitmiyorum" diye düşünen ve elindeki paranın hatırı sayılır bir kısmını hala ve ısrarla bilgisayar donanımına gömmek için bu tür bahanelere sığınan benim gibi dinazorların en büyük hobilerinden biri. Hem bu sebepten, hem de ilk göz ağrım Pio'nun bende yarattığı o slot-in sevdasının zaman zaman depreşmesinden ötürü, kasanın 5.25" yuvasına takılan ve slot-in DVD sürücüler için, kasanın fırçalanmış alüminyum ön yüzeyiyle uyumlu bir panel vazifesi de gören Silverstone SST-FP58B adaptör yakın takibimdeydi. Türkiye'de satılmayan bu ürünü, Ebay'deki ABD merkezli satıcılarda bulabiliyordum ama kargo ücreti de eklendiğinde fiyat birden 100 USD'lere fırlıyordu. Neyse ki Dedektif Gadget taktikleriyle yürüttüğüm yakın takibim sonuç verdi ve nihayet ürünü İngiltere'deki bir satıcıdan, kargo dahil 35 USD'ye 10 gün kadar önce satın aldım. Ebay'den aldığım panelin bana ulaşmasını beklerken, bu panelin içine yerleştirmem gereken slot-in türünde bir optik sürücü temin etme çalışmalarına da başladım. Aslında gönül, slot-in bir Blu-ray okuyucu-yazıcı edinmek istiyor ama okuyucu için 350, yazıcı için 500 TL'lere çıkan fiyatları görünce "Blu-ray'e çok da gerek yok canım" düşüncesi hasıl oluyor zihinde. Bu işi ekonomik bir şekilde nasıl çözeriz diye düşünürken, karşıma şu ürün çıkıverdi: Panasonic CB 5023 GD Slot-In DVD-RW Yazıcı Siz Hepsiburada bağlantısı verdiğime bakmayın; ürünle ilgili daha doyurucu açıklamalar içerdiği için öyle yaptım. Ürünü Webdenal sitesinden, o günkü kurla kargo dahil 200 TL'ye satın aldım (Webdenal'da hemen her şey, piyasa fiyatının hatırı sayılır derecede altına satılıyor, nasıl yapıyorlar anlamış değilim). Bu ürün, Silverstone SST-FP58B benzeri bir adaptörün içine yerleştirilmiş, Panasonic UJ8A7 8X bir slot-in DVD yazıcı ile geliyor. 5.25" adaptörü Archgon diye bir firma üretmiş. Adaptörün ön paneli plastikten mamul ve kaliteli olduğu pek söylenemez. Ama zaten ürünü sadece içindeki DVD sürücüyü kullanmak için satın aldım ve ürün elime ulaşır ulaşmaz DVD sürücüyü adaptörden söktüm. Bu ürünün diğer bir avantajı, DVD sürücüyü anakarta bağlamak için gerekli olan slim-SATA kablosunu da ihtiva etmesi. Zira piyasada tek başına satılan bir slot-in DVD veya Blu-ray sürücü satın alırsanız, bir de bu özel kablodan edinmeniz gerekecek. Türkiye'de nerede satıldığını bulamadığım bu özel kabloyu da ebay'den sipariş etmek gerekiyor; 3-5 USD'lik fiyatı önemsiz olsa da Çin'den gelecek kablo için 1 aydan fazla beklemek pek akıl karı değil. O yüzden, 200 TL'ye komple bir çözüm sunan Panasonic CB 5023 GD Slot-In DVD-RW Yazıcı paketini edinmek çok daha mantıklı gözüktü. Slot-in DVD sürücü ve özel kablo işini de bu şekilde hallettikten sonra, "madem kasanın çehresini değiştirmeye karar verdin, neden şu ucubik Akasa kart okuyucuya da el atmıyorsun?" diye sordum kendi kendime ve kafamda deli sorularla yeni arayışlara giriştim. Ebay okyanusunda dolaşırken, Silverstone FP56B USB 3.0 kart okuyucusuna rastladım. Yine çoğunlukla ABD'li satıcılarda, kargo dahil 100 USD'lere çıkan fiyatlarla karşılaşmamın üzerine, ürünün Türkiye'de çok çok daha ucuza satıldığını fark etmem benim için güzel bir sürpriz oldu. Teknobiyotik'ten o günkü kurla 120 TL'ye satın aldığım kart okuyucu, iki gün sonra elimdeydi. Üzerinde USB 3.0 destekli çoklu kart okuyucu ve 4 adet USB 3.0 giriş bulunan FP56, halihazırda kasamda kullandığım Akasa Interconnect PRO kart okuyucunun aksine, kart okuyucu katında da tam USB 3.0 desteği sunuyor; Akasa'nın kart okuyucu katı bilgisayara USB 2.0 arabirimi ile bağlanıyor ne yazık ki. Böylece 1 taşla 2 kuş vurmuş oldum; hem o uzun süreden beri kurtulmak istediğim çirkin Akasa logosunu kasanın ön yüzünden silebildim, hem de kasanın kart okuyucusuna USB 3.0 desteği ve daha hızlı veri transfer imkanı kazandırmış oldum. FP56 ve FP58, kasanın ön yüzünde birlikte çok daha şık duracak... Bugün de bize ayrılan sürenin sonuna gelirken... diyerek arkası yarın tadında bir ara verelim Tüm bu ürünlerin kutudan çıkışları ve kasaya montajlarını da yarın akşama bırakalım. Hava çok sıcak, günün bütün yorgunluğu üstüme üstüme geliyor ve gözkapaklarım uykuya daha fazla direnemiyor. Yaşlandık mı ne? Yarın sizi nelerin beklediğine dair bir "teaser" Sürç-i lisan ettiysek affola... ----------------------------------------------------------------------------------------------------- --- ---- ----------------------------------------------------------------------------------------- Geldik montaj aşamasına... Panasonic slot-in DVD yazıcı, Archgon üretimi plastikten mamul bir adaptörün içinde takılı halde geliyor. Aslında bu adaptörle de sürücü kullanılabilir, ama fırçalanmış aluminyum yüzeye sahip bir kasanız varsa, Silverstone FP58 gibi yine fırçalanmış aluminyum panele sahip adaptör kasanızda çok daha şık duracaktır. Olmuşken iyisi olsun, üç kuruş fazla olsun diye düşünerek hareket etmekte fayda var zira bu tür şeyler bir defa alınıp ömür boyu kullanılıyor. Aşağıda da resmini göreceğiniz şekilde, Panasonic DVD yazıcıyı içinde bulunduğu adaptörden çıkardım. Bunu yapmak zor olmadı, zira sürücü adaptöre arka tarafındaki iki vida ile sabitlenmişti. Bu iki vidayı sökünce, DVD sürücüyü birazcık yukarıya doğru doğrultup, yavaş ve dikkatlice yerinden çıkardım. Bir sonraki resimde de, DVD sürücüye güç sağlamak ve SATA veri bağlantısı yapmak için gerekli olan özel slim SATA kabloyu görüyorsunuz. Bu kablo da kutu içeriğinde mevcut. Bir sonraki aşama, DVD sürücüyü Silverstone FP58 adaptöre monte etmekti. Bu da son derece basit bir işlem. FP58'in ön paneli zaten vidalanmamış halde, iki bant ile adaptörün kendisine tutturulmuş şekilde geliyor. Tek yapmamız gereken, paneli çıkarıp DVD sürücüyü ön taraftan yerine sürerek yerleştirmek ve sol kısımdaki iki ufak vida deliğinden, kutu içinden çıkan minik iki vida ile sürücüyü adaptöre sabitlemek. Daha sonra da ön paneli, yan kısımlara takacağınız 4 vida ile adaptöre sabitliyorsunuz. DVD sürücü bu şekilde yerine sağlamca yerleşiyor. Ancak ben ne olur ne olmaz diye, üstteki fotoğrafta DVD sürücünün ön sağ ve sol kısmında görebileceğiniz iki adet kendinden yapışkanlı kauçuk tampon malzemesini oradan sökerek, adaptörün sağ tarafında bulunan çıkıntının altına yerleştirdim. Bu basit montaj işleminden sonra sıra geliyor her şeyi kasaya tıkıştırmaya! Yüksek kurdan dolar aldık, dolarları ecnebilerin cebine yolladık, bekledik, acı çektik, türlü eziyetlere katlandık, uykusuz gecelerle savaştık ama... değdi be... FP56 kart okuyucu ile ilgili iki konuda çekincemi belirteyim. İlki, cihazın önünde yer alan kırmızı LED bence tamamen gereksiz bir özellik olmuş. Kart okuyucunun çalışıp çalışmadığını göstermek için böyle bir LED bildirimine gerek duymaları tuhaf; LED en azından mavi olsaydı daha şık dururdu. Bir diğer konu, Silverstone acilen fırçalanmış aluminyum yüzeye sahip bir kart okuyucu çıkarmalı. Kasanın ön yüzünde çok fazla eğreti durmasa da, fırçalanmış aluminyum yüzeyli bir kart okuyucu hem malzeme, hem de renk uyumu konusunda daha şık ve daha bütünleyici olurdu. Böylece bir projemizin daha sonuna geldik... Sanıyorum ki bu kısa inceleme yazısı, Türkiye'de bu cihazlarla ilgili ilk ve tek Türkçe kaynak olma özelliğini taşıyor. Böyle ıvır zıvır zerzevata merakımız sürdükçe, buna benzer inceleme yazılarımızın da devamı gelecek. Ve bu içerikler her daim "CHW Exclusive" olarak kalacak... Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır ----------------------------------------------------------------------------- --------------------------------------------------------------------------------------------- FP56'nın panelini parlak siyah renge boyadıktan ve kırmızı LED ışık sorununu çözdükten sonraki hali...
  12. Gün geçmiyor ki güzel ülkemizin çürümüş, kokuşmuş kurumlarıyla ilgili bir sorun daha yaşamayayım... Bike-Components adında, Almanya'da faaliyet gösteren bir siteden bisiklet parçası alıyorum. Firma gönderilerini DHL ile yapıyor. DHL'i Deutsche Post satın aldığı için, gönderi Almanya dışına çıktığında Türkiye'de PTT tarafından dağıtılıyor. Bu ayın 8'inde siteden birkaç parça sipariş ettim. Siparişim gümrük muafiyet bedelinin epey altında bir tutarda idi. Gönderi 16'sında Almanya dışına çıktı ve bana DHL tarafından PTT'den sorgulama yapabileceğim bir uluslararası takip kodu iletildi. 16'sında beri paketten haber alamıyorum. "Gönderi yurtdışına sevk edildi" ibaresinden başka hiçbir güncelleme yok takip sisteminde. Yani PTT'deki gerizekalılar kayıtlı gönderimi kaybettiler. Bunun üzerine alışveriş yaptığım siteyle tekrar irtibata geçtim ve siparişim tekrar kargolandı. O paket de geçtiğimiz Cuma günü, yani ayın 26'sında Almanya'yı terketti. Normalde 1 iş günü sonra paketin Türkiye'ye giriş yapması ve gümrüğe girmesi gerekiyor. Bugün itibariyle o paketten de ses seda yok. Gerizekalılar bu paketimi de kaybedecekler diye endişe ediyorum. İşin tuhafı, kaybolan ilk siparişimden birkaç gün sonra acilen bir parça temin etmem gerekti ve siteden tekrar sipariş verdim. O sipariş 10 günde sağ sağlim elime ulaştı. Olması gerektiği gibi, paket Almanya'dan çıktıktan 1 gün sonra Türkiye'ye girdi, aynı gün gümrüğe girdi, 1 gün sonra gümrükten çıktı ve dağıtıma verildi. PTT ile gelen gönderilerin teslim edilip edilmemesi tamamen şansa kalmış artık. PTT'yle birlikte ülkenin her kurumunu içten içe çürüten, bizleri kalitesiz insanlara ve kalitesiz hizmete mahkum edenlerin Allah belasını versin.
  13. Bunların paketi getireceği yok diyerek, bu sabah erkenden sanayiye gittim ve tornacıda parçayı yaptırdım. Sol taraftaki orijinali (Made in France), sağ taraftaki yaptırdığım parça (Made in Turkey). Malzeme dahil 15 TL'ye maloldu bana:
  14. @@stardust İleride o ürün tekrar alınmak istenirse, satan birine ölü fiyat teklif ettiğinde satıcının "yahu gardaş sen 6 ay önce 300'e satmışsın, şimdi bana 100 teklif ediyorsun ne iş?" demesine mani olmak için siliniyor fiyatlar.
  15. @@Griffon "Abiler" derken?
  16. Çok guzel fiyata cok guzel klavye almis oldun. Ben bunun blue switch olanini 250'den satmistim. Gule gule kullan..
  17. Çağlar Sanalpazar'dan satma bunları, ödemesini çok geç alırsın.
  18. @ Onlara çocukluk döneminde betamax kasetlerden izleyip ezberlediğim envai çeşit Almanca kelimeler sarf ediyorum
  19. @@Trexxx hocam gümrüğe girsin razıyım ben Tracking geçmişine göre paket ayın 16'sında IPZ-Ffm denen noktadan Almanya dışına çıkıyor. Burası, Deutsche Post'un Frankfurt Havalimanı'nın hemen yanındaki deposu. Paket uçakla geliyor belli ki. 1 gün sonra Türkiye'ye girmesi lazım paketin ama tam 15 gündür paket ortada yok. Uçak 15 gündür İstanbull'un üzerinde daireler çiziyor belki de, inemedi bir türlü Atatürk Havalimanı'na
  20. Yok ben aramayayim Onur, ararsam sinkafli kufur ederim cunku Burger King'in paket servisinden PTT'sine kadar ülke çürümüş, işini düzgün yapan kalmamis. Acayip sinirliyim.
  21. @@ZvAnA Hocam çok detaylı bilmiyorum ama gönderi için PTT'den sorgulama yapabildiğim uluslararası takip kodu oluşturulduğu an gönderi Almanya'dan çıkıyormuş. Yani Alman gümrüğüyle ilgisi kalmıyor paketin. DHL'den bana verilen bilgi bu yönde. Hadi dün resmi tatildi dedik, bugün de herhangi bir hareket yok iki gönderide. Önümüzdeki haftaya sarkarsa artık bayram kaosu tatili bilmemnesi derken Eylül'ün sonuna zor gelir bunlar. @@ResetButton Eğer gönderi "DHL Express" servisi ile geliyorsa DHL'in anlaşmalı olduğu kargo şirketleri yurtiçi dağıtımını yapıyormuş. Alışveriş yaptığım sitenin kullandığı servis "DHL Paket Premium" diye geçiyor ve dağıtımı PTT yapıyor. Bildiğin posta gönderisine 50 TL para alıyorlar bir de.
  22. Bende var, satayım sana?
  23. Evet, Wireless Gold Headset.