Ses kartını da aldıktan sonra DAW yazılımı olarak da Ableton Live'i bana en uygun kayıt ve mix programı olarak gördüm. Zaten ses kartıyla da Lite sürümü ile birlikte geliyor. İşin içine daldıkça, yazılım üzerinde vakit geçirdikçe hergün birşey öğreniyorum ve iyice keyifli işler de ortaya çıkmaya başladı. Plug-in' ler ve bilgisayar klavyesi yardımıyla drum yazmak, piano, bas gitar vs diğer enstrümanlarla altyapı yapmak çok keyifliymiş. Öyle ki sanırım electro akustik bir gitardan önce bir sonraki alacağım şey 49 ya da 61 tuşlu bir midi klavye olacak. Bilgisayar klavyesiyle bir yere kadar çünkü. Ama şu ana kadar da fena işler ortaya çıkmadı. İşin içine girdikçe keşke bir 10-15 sene önce uğraşmaya başlasaymışım bu işlere diyorum.
Şu ana kadar yaptığım mix'lerde en büyük sorun hep kulaklıkta neredeyse stüdyo kalitesinde bir kayıt dinlerken, atıyorum odamdaki z5500'de aynı kaydı dinlediğimde o kalitede sesleri duyamamam. Z5500'den zaten ne bekliyorsun diyebilirsiniz ama kaliteden kastım, kanallardaki bazı enstrümanların veya vokalin çok öne çıkması ya da geri planda kalması. Başka sahip olduğum oldukça kaliteli focal ve Q-Acoustics hopörlerde de aynı kaydı dinlediğimde sesler tabiki daha kaliteli gelmesine karşın bu dengesizliği yine hissediyorum. bunun sebebi sanırım daha mastering olayını becerememem ve mix yaparken referans bir monitör kullanmamam. Ufukta bir de referans monitör satın alınacak gibi görünüyor.