sizi de kendim gibi bildiğim için gayet açık yazıyorum.
bizim aile yapımız, yetiştirilme tarzımız, hayat görüşümüz , siyasetin getirdiği ve gerektirdiği şerefsizlikleri kaldırmaz. biz de yapamayız, kimse yapamaz. bu alçaklar sayıca hep bizden fazla olacak, asla bu ülkenin dürüst insanları olarak çoğunluğu sağlayamayacağız.
biz çoktan kaybettik. benim büyük dedem kurtuluş savaşında aldığı yaralardan evine dönünce hayatını kaybetmiş., şuan çok net kendi vatanımızda azınlık haldeyiz. hiçbir şey düzelmez, biz ülkenin güzel günlerini de gördük, 80'ler çocuğuyuz, 90'lar genciyiz, siz benden biraz daha büyüksünüz daha da iyi anımsarsınız.
o günler tekrar gelmez, fitne tohumları yeşerdi artık, bu ülkenin üstünde yaşayan "halk" asla tekrar bir "millet" olamaz. Bu saatten sonra tek yapacağımız evlatlarımıza imkanlarımızın en üst noktasında gerekirse ceketimizi satıp mümkün olan en iyi eğitimi aldırıp, ilk fırsatta bu ülkeden kurtarmak olacaktır.
içinde "Türk" kelimesi geçen, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün emri ile kurulmuş, Türk Bayrağını kesintisiz göklerde taşıyan bir kurumun çalışanı, Atatürk ilkelerini benimsemiş bir yuvada büyümüş bir çocuk olarak, geldiğimiz noktada artık "Türklük" benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çocuğumun hayatını da bu ülkeye harcamasına kesin olarak engel olacağım ve bu doğrultuda yetiştiriyorum.
Umutsuzluk değil bu, gerçekleri kabul edip ona göre plan yapmak.
Lüks diyebileceğim güya eğitimli insanların olduğu bir sitede oturuyorum, çok sağlam aidat toplanıyor, sitenin milyonlarca liralık bütçesi var, 4 senedir bir akbaba ve leş kargası sürüsü yönetime oturdu, kapı kapı dolaşıp komşulara olan biten pisliği anlattığımız halde kurtulamıyoruz.
seçim esnasında seçime gelmeyen her daire adına gözümüzün içine baka baka sahte vekalet hazırlayıp kendi kendilerini seçiyorlar, polis çağrıldı, kavga dövüş oldu, havaya ateş açıldı, haberlere çıktık ama adamlar gayet pişkin bir halde yönetimi bırakmadı.
avukata verdik, her türlü aksiyonu alalım dedik, cevval de bir hanım. Mahkeme tarihimiz mart 2025, geçmiş olsun… geç gelen adalet, adalet değildir. ki o ilk duruşma, mahkeme bitene kadar yine bizim ödediğimiz aidatlardan ceplerini doldurmaya devam.
bu en küçük site yönetiminde de böyle, yerel belediyede de böyle, genel hükümette de böyle, akp'si chp'si farketmez, şerefsiz, hırsız, açgözlü bir sırtlan değilsen asla aralarına almazlar, dürüst insanlara söz hakkı yok. o yüzden hiçbir şey düzeltemezsiniz, tenezzül etmeyin. bu umutsuzluk değil, gerçekler. 1 tane hayatımız var, bunlarla uğraşıp feda etmeye değmez.