Leaderboard


Popular Content

Showing most liked content on 26-08-2022 in Mesajlar

  1. 13 likes
    UYAR! Bu yazı kabus gibi bir tamirat sürecini içerir. Bugün anten çubuğu nihayet elime geçti ve hemen tamir işine koyulayım dedim. Önce evde tamir edebilmem için 12v'luk bir güç kaynağına ihtiyacım vardı. Bu antenleri ben normalde bildiğiniz 12v 7 ah ups aküleriyle çalıştırıyordum ama maalesef elimdeki tüm aküleri tek tek denedim ama hepsi ölmüş. Ayarlanabilir bir basit adaptörle yapabilir miyim diye baktım ama amper değeri çok düşük olduğundan hiçbir işe yaramadı. Kara kara düşünürken aklıma birden evdeki rgb led şeritleri bağladığım 12 v'luk adaptörler geldi ve güç sorununu o şekilde çözdüm. Tamamdır artık sorun kalmadı bir iki saate halletmiş olurum diyordum içimden. Ama nereden bilirdim bir tamir işinin bu kadar aksilikle devam edeceğini... Daha işin başında anten motorunun kasasını sökmeye başlamıştım ki kalan son bir somun ben çevirdikçe kendi yerinde boşa dönüyordu. Onu yaptım, bunu yaptım yok. Bana mısın demiyor. Somunun vidalandığı parçanın başı vida gibi değil. Başı düz. Kargaburun gibi birşeyle bir yandan o kısmı sıkarken somunu çevirsem açılacak. Ama işte o vidalı kısmın başı plastik içine gömülü. Herhangi birşeyle kavramama imkan yok. Haliyle sinirlerim tepeme geldi. Sonunda başlarım lan bu işe deyip, aldım elime çekiçle ıskarpilayı kontrollü bir şekilde daldım plastik kısma. İnce uçlu kargaburun kavrayabilecek kadar yaraladım plastiği ve oldu. Sırf bu somunu çıkarabilmek için abartmıyorum yaklaşık 5 saat harcadım. Ama sonunda kasayı açabildiğim için keyfim yerine geldi. Artık başka ne sorun çıkabilirdi ki... Sıra kasa içindeki pislikleri vs temizleyip, çarklara, hareketli parçalara gress yağı sürmeye gelmişti. Hemen hallediverdim. Metal çubuğu da motorun gri borusundan geçirip, çubuğun plastik kablosunun başını yerine oturttum mu iş bitecekti. Çok beklersin. Bu dediğimi yapabilmek için motorun kasasına bir vida ile tutturulmuş en dış gri boruyu sökmem gerekiyordu. Vidasını söktüm, boru milim oynamıyor. Çekiyorum olmuyor, döndürüyorum olmuyor. Öyle bir sıkı ki o borunun yerinden çıktığını bilmesem bunu sabit yapmışlar derim, sırf anten çubuğuna orjinal diye verdiğim 640 liranın içime oturmasıyla işi bırakır giderim. İngiliz anahtarıyla sıkıp döndüreyim diyorum boru eğilmeye başlıyor. Çekiçliyorum hiç bir kıpırdama yok. Wd40 sıkıyorum belki araya nüfüz eder diye o da yok. Kafayı sıyırmaya az kaldı. Baktım olmayacak çekiçle bu sefer ince düz bir saatçi tornavidasını elime aldım. Boruyla kasanın birleştiği noktadan plastikle borunun arasına tornavida ucunu çekiçleyerek sokmaya başladım. İlk denediğim kısımda yine ufak bir yerden plastik kırıldı. Tam aksi yönde aynı işlemi bir daha yaptım ve plastiği biraz daha kırdım. Boruyu kavrayan plastik yüzey biraz azalınca başladım zorlamaya ve evet kıpırdadı sonunda. Zorladım zorladım ve nihayet çıktı. Borunun o kısmı nasıl bir oksitlenme yaptıysa plastikle akraba olmuşlar. Bu kısım da 5 saatimi çaldı. Evet anten çubuğunu poşetinden çıkarıp bu aşamaya gelmek 10 saatime mâloldu. Artık tecrübe edinmiştim. Bir işi nihayete erdirmeden artık bitti demeyecektim. Şimdi hangi zorluk çıkacak diye korkuyla bekliyordum artık. Bir yandan 640 lirayı boşa mı harcadık acaba, bu kadar aksiliğin üzerine anten çalışmazsa ne yaparım falan diye düşünerek plastik kabloyu haznesinin içine doğru sarmaya başladım. Haznenin gerekli yerlerine yine gress yağı sürdüm ve yerine oturttum. Sadece kasayı kapatmak kalmıştı. Vidaları tek tek yerlerine nazikçe oturttum ve işin başındaki ilk şoku yaşatan somun kaldı yine en sona. Somunu elime aldım yerine oturtacam, ellerim gress'ten dolayı biraz kaygan... Somun pırtı verdi parkeye düştü. Bir sıçrama sesi duydum sonra bir çarpma ve en son yere düşme sesi. Sakinliğimi bozmadan yakın gözlüğümü çıkardım, aşağıya baktım, göremedim. Koltuğumdan kalktım yere eğildim baktım yok. Yok, yok, yok, bulamıyorum. Kafayı gerçekten sıyırma noktasındayım. O tarafta çeşitli adaptörlerin olduğu amazon kutusu vs var. Bakıyorum, kutuyu boşaltıyorum yok ulan yok. Ulan göt kadar odada hemen dibime düştün de nereye gittin kahrolasıca somun. Seni somun yapana, başta oraya takana, anteni kırana, 300 liraya komple yeni universal anten alıp takmayan kafama sövüyorum da sövüyorum. Artık kafa uçtu. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi gibi tekerlemeler falan söylüyorum. O derece yani. Hanım korkudan birşey soramıyor, arada bir gelip kapıdan napıyor bu deli der gibi çaktırmadan bakıp gidiyor. Dedim bir sakinle Korhan! Zaten ter içindeyim dötümden bile ter akıyor. Git bir bardak soğuk cola koy kendine bir nefeslen. Sakince düşün. Bir somun küçücük odada düşüp nereye gidebilir? O an gözüm sehpasında duran gitara ilişti, rahatlamak için bir iki tıngırtadıyım diye uzandım ve o an yok artık dedim. Gitar deliğinden içeri girmiş olabilir miydi? Gitarı şöyle bir salladım ve tadaaaaa. Evet somun parkeden sekip gitarın içine girmişti. Yine başladım sövmeye... bu kadarı da olur mu diye sövüyorum artık. Aldım yerine taktım hemen şerefsizi. Masanın üstüne bakıyorum kesin unuttuğum birşey vardır falan diye ama yok hakikaten montaj bitmişti. Geriye bir tek 12v bağlayıp test etmek kaldı. Anasını satayım bu sefer de korkudan adaptörü prize takamıyorum. Çalışmayacak düşüncesi hasıl oldu. Bu sefer gittim kendime çay koyup geldim. Yaktım bir sigara. Bir adaptöre bakıyorum bir antene. Sigaram bitince korkunun ecele faydası yok deyip taktım adaptörün fişini prize. Motorun sesini duymamla anten çubuğun tavana doğru yükselişini gördüm. Sorunsuz şekilde, hiç teklemeden sonuna kadar açıldı anten. Acaba kapanacak mıydı; Sanki yarım gün anamı ağlatan kendisi değilmiş gibi de gayet cool bir şekilde kapandı pzvenk. Bu sahneden sonra çetin geçen, yolları tuzaklarla dolu, 12 saat süren bir tamir serüvenini başarıyla tamamlamanın verdiği huzurla aşağıdaki videoyu çektim ve sizinle paylaşmak için mutluluk gözyaşlarıyla yazdım bu satırları. Bir sonraki serüvende görüşmek üzere. https://www.youtube.com/watch?v=CyFBhSJml18&ab_channel=bmxunderground2
  2. 5 likes
    Yaptım. Baştan aşağı söktüm bu sefer, elektronik kartına varıncaya kadar. Balkona koydum Antalya sıcağında 2 saat kaldı, sonra da taktım oldu. Masraftan yırttık.
  3. 4 likes
    Corsair K55 PRO XT Halihazırdaki Logitech G810'un artık iyice saçmalamasının ardından yeni bi klavye arayışına girmiştim. Mekaniklerin fiyatı döviz kurunun da etkisiyle benden iyice uzaklaşmaya başlayıp "Amaaan, o kadar para verip mekanik klavye alıcam, 3 sene sonra yine elimde kalacak" düşüncesi de iyice belirginleşince eli yüzü nispeten düzgün bi membran klavye bakmaya başladım. Önce Cynosa v2'ye göz koydum ama tuş kaplamalarının çok çabuk soyulması sorunu canımı sıktı. Sonra HyperX Alloy Core etrafında gezindim ama per-key rgb olmaması yüzünden onu da eledim. Sonra Corsair K55 PRO XT gözüme çarptı. Tuşların yüksek oluşu dışında aradığım özellikler onda mevcuttu (nispeten sessiz tuşlar, per-key rgb imkanı, multimedya kontrollleri, bilek desteği, makro kaydı vs). 670 liraya denk getirince şimdilik membrana geri dönüşün yolunu açmış oldum. İlk izlenimlerimden bahsedeyim hemen. + Artılarından başlarsak klavye malzeme olarak bu fiyata oldukça iyi. Sonuçta membran klavye alıyosunuz ama bizde şu an KDV dahil 35-40 dolar civarına bulunabilen bir klavye için gayet başarılı denebilir. + iCUE yazılımı ile (multimedya tuşları hariç) bütün tuşların aydınlatması ayarlanabiliyor. Bu özelliği sıkça kullandığım için bence faydalı. + Ayrı makro tuşları var. Makro kaydedip kullanmayı sevenler için güzel. + Pek bir şey vaadetmese de bilek desteği var. Sık sık yazı yazılıyorsa bi süre sonra rahat ettirecektir. + Ses olarak mekaniklere göre sessiz diyebilirim. Ultra sessiz değil tabii ki ama önceki G810'a göre yeterli. + Bir de Enter tuşu büyük (bence pek önemi yok ama yine de belirtmiş olayım ). - Eksilerinden bahsedecek olursam tuşlar oldukça yukarda duruyor. G810 bile bana yüksek geliyordu ama bundaki tuşlar G810'dakilerden neredeyse 0,5 cm daha yukarda. Tuşların alt kısmına çok ıvır zıvır girecek bence, temizlemesi sıkıntı. Low profile klavyelere daha sıcağım ama bu fiyata bulmak da pek mümkün değil, keşke tuşlar daha aşağıda olsaydı. - Tuş çevresindeki aydınlatmanın şiddeti, tuş üzerindeki harf / sayılardan daha fazla. Böyle olunca da loş ışıkta tuşların üstündekileri değil de çevresindeki ışığı görüyorsunuz. Aydınlatma şiddeti ayarlanabiliyor tabii ama bi süre sonra göz yorar mı emin değilim. G810 o konuda çok başarılıydı. - Klavyenin üst kısmında piano black bir bölüm var ve orası parmak izi alanı olarak tasarlanmış. - Bileklik biraz tırtımsı ama fiyatına göre "hadi, neyse" dedirtiyor. - Kablosu örgü değil, sıradan plastik kaplama. Bu da fiyat odaklı bi klavye olmasıyla ilgili denebilir ama HyperX Alloy Core'da kablo örgülü mesela. - Makro tuşlarının konumuna alışmak lazım. Bir süre Ctrl tuşuna basmak yerine G6 tuşuna basılıyor ister istemez. - Bir de n-key değil de 12-key rollover var. Aynı anda 12 tuşa birden basar mıyım emin değilim, o yüzden çok önemsemedim. Özetle bu fiyata gayet yeterli denebilir. 7,5/10
  4. 3 likes
    Bir ara daha kallavi zamlar gelmeden benzer bir yorumu dile getirmiştim. Benzinli araç oldukça kullanan az, yani genele bakarsanız nakliyat vs amaçlı araçların üstünlüğü tamamen dizele endeksli. Devlette yapılan o kadar yolların vergisi falan karşılanması gerekiyor, hal böyle olunca akaryakıta dayadıkça dayanıyor ve getirinin en çok dizelden olduğunu onlar bizden kat ve kat daha iyi biliyor. Ben şahsi aracımda gelen lirasal zamların zararını geçtim kontak kapatırsın zorunlu olmazsa binmezsin eyvallahta, işin ucu gıdaya kadar varıyor. Marketlerde ki ateşi görmeyenimiz yok. 1 liralık ürün gelene kadar üzerine akaryakıt farkını yansıtıveriyorlar. Geçen kargo işim düştü mesela aman diyorum kargo falan işiniz düşmesin umarım. Örnekler çoğaldıkça çoğalır, ben böyle bu senede ki değer kaybı eriyiş gibi absürt bir durum görmedim; ülkenin içinden geçildi ve kimse hissetmedi. Daha bide bu filmin jeneriği gibi birşey muhtemelen...
  5. 1 like
  6. 1 like
    bugün benzer yorumu arkadaşlara yapmıştım aslında. benzinin ucuz olmasının sebebi muhtemelen benzinli araç kullananların genel olarak sadece şahsi ve keyfi araç süren kesim olması ve benzin çok pahalandığında araç kullanımının azalması dolayısıyla benzin tüketiminin ciddi oranda düşmesi. sanıyorum ki 20 tl civarlarında bu dengeyi tutturdular o yüzden fazla zam yapmıyorlar. dizelde ise durum farklı... ticari bir yakıt türü olduğu için herkesin eli mahkum kullanacak, tüketim azalmayacağı için bastıkça basıyorlar zammı.
  7. 1 like
    Hustle Dun aksam izledim. Filim gercek gibi gorunsede degil fakat cok guzel yapilmis bir filim. Yonetment ve yazar Philadelphia dan ve bir surur NBA oyuncusu filimde rol aliyor. Philadelphia dan guzel goruntuler var. Basketball severlere tavsiye ederim kacirmayiniz. Yalniz, Turkce izlerseniz nalam yitimi olabilir.
  8. 1 like
    Intel "biz de bir şeyler yapıyoruz" gibisinden bir sunum yapmış: https://videocardz.com/newz/intel-xess-is-officially-coming-to-call-of-duty-modern-warfare-ii Güzel. Ama eldeki gpular zayıf kalacak gibi. En güçlü kartı olacak olan A770 için verdiği sonuçlar, 1440p çözünürlükte XeSS açık/kapalı şeklinde. 4K'nın adı geçmiyor. Kartın RTX3060Ti, RX6700 ayarı olacağı iyice belli oluyor.
  9. 1 like
    @DeathknightTamam hocam, ehr sahne IMAX kamerası ile çekilmediği için öyle. Mesela Transformers 2'nin IMAX versiyonunda da aynı muhabbet vardı. Bazı sahneler sizin paylaştığınız ekran görüntülerindeki gibi alttan üstten siyah barlı, bazıları ise tam ekran. @SEP
  10. 1 like
    Ben de tam tersini yazacaktım Yıl 2018 hala program mı kullanıyorsunuz mailleşmek için