bir kaç aydır aralıklı olarak oynuyorum bu oyunu, toplamda 104 saat oynamışım şimdiye kadar. az önce bitirdim, kalan side quest'leri bitireceğim sabrım kalırsa ama genel olarak çok güzel bir oyun olmuş bence.
alışma süreci çok uzun olan bir oyun çünkü diğer oyunlar gibi ana karakterimiz direkt öyle herkese pata küte dalabilen bir kahraman falan değil. o kadar cılız bir tipsiniz ki 2 kılıç darbesiyle geberip gidiyorsunuz, kendinizi savunup karşı tarafa hasar vermek de çok zor hiç bir skill yokken. bu yüzden her şey daha gerçekçi, karakterimiz acıkıyor, uykusu geliyor vs. öyle yolda her gördüğünüz tipe, her karıştığınız konuşmada asarım keserim moduna giremiyorsunuz. siz beni görmemiş gibi yapın ben gidiyorum falan deyip uzamanız gerekiyor. ben bu yüzden oyunun ilk 40-50 saatinde gizlilik, hırsızlık ve yankesicilik üzerine uzmanlaştım gece saatleri ormanların içindeki "bandit camp"lere sessizce girip uyuyan bandit kardeşlerimizin göğsüne hançeri sapladım, ganimetleri topladım. ses yapıp uyandırırsam arkama bakmadan kaçtım, karşılıklı dövüşte elime veriyorlardı çünkü gece saatlerinin korkulu rüyası olup her kasabayı ve "nobleman"leri soyup soğana çevirdim, çaldığım malları sattım falan derken biraz para sahibi olunca kendimi geliştirdim. paraları basıp üstümü başımı düzdüm, uzmanlardan kılıç kalkan ve ok eğitimi aldım, falan derken artık 100 saat sonrasındaki durum karşıma kralı çıksa anasını bellerim o hale geldim. ana karakteri dişiyle tırnağıyla kazıyarak geliştirdiğimi hissettiğim tek oyun oldu.
save sistemi başta biraz üzüyor sadece autosave ve potion içerek save edilebildiği için. kaydetme potion'ının fiyatı yüksek olduğu için rahat rahat alamıyorsunuz da. ama bir noktadan sonra -ki ben son 20-30 saattir öyleyim, götümü parayla silsem bitiremem o kadar çok param oldu ki sınırsız save hakkım var gibi. sürekli potion alıyorum.