Leaderboard
Popular Content
Showing most liked content on 21-10-2021 in Mesajlar
-
5 likes
En son aldıklarınız
TatanQa and 4 others liked şu konuya bir mesaj by Thustu
Lenovo Thinkbook 13s G3 aldım. Normalde desktop kullanıyorum özel işlerim için ama hem önceki laptopum 8 yıllık olunca hem de beğenip alabiliyorken alayım diyince aldım. 5800u böyle bir makine için yeterince güçlü, aynı zamanda kibar ve küçük gözüküyor, gelince göreceğim artık. -
4 likes
En son aldıklarınız
TatanQa and 3 others liked şu konuya bir mesaj by Peregrine
Polar Verity Sense optik nabız sensörü aldım. ECG göğüs üzeri sensörleri sürekli ara ara kopukluk yapıp arızalanıyordu; bu umarım iş görür. https://www.dcrainmaker.com/2021/02/polar-verity-sense-optical-hr-sensor-band-in-depth-review.html Kaptanın seyir defterine ek: Bayağı bayağı iş gördü, hiç kopma olmuyor ve ECG göğüs üzeri sensör ile neredeyse birebir örtüşüyor ve her iki-üç saatlik bisiklet sürüşünde %10 batarya kullanıyor; kış mevsimindeki bisiklet sürüşü kullanımım için 3-4 haftada bir şarj etsem kurtaracak. Aldığımda şarjı boş gelmişti ve ilk şarjdan sonra aktivasyon yapıp kapalı gelen yüzme ve kendi içine kayıt modunu açtı. Bu nedenle belki Sony kameralar gibi kapalı beklerken şarj kaybeder diye endişelenmiştim ama farkedilebilir şarj kaybı da yok. Polar'ın üretim yeri kaynaklı (sensörün cam yüzeyine bir koruyucu bant bile yapıştırmadan, ve ürün kutusunu bir jelatin kaplayıp da daha önce açılmamış olduğundan emin olarak gönül rahatlığı ile kullanmaya başlamama olanak tanımadan dolayı **) boktan kutulaması haricinde çok ideal bir sensör. Gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. ** -
2 likes
En son aldıklarınız
TatanQa and one other liked şu konuya bir mesaj by Najaz
Rahmetli Steve Jobs'ın, ilk iPod'u tanımlarken kullandığı meşhur sözleridir... It's a tool for the heart. And when you can touch someone's heart, that's limitless... Gerçekten de, MZ-S1'i elinize aldığınızda, kalbinizin en derinlerinde bir şeylerin kıpırdadığını hissediyorsunuz... Her şeyin birbirine benzemeye başladığı yaşadığımız şu çağda, MZ-S1 sıradışı tasarımıyla kulağınıza "Benimle beraber yapabileceklerin sınırsız" diye fısıldıyor sanki MZ-S1, bir NetMD oynatıcı/kaydedici. Walkman koleksiyonum için uzun zamandır peşinde olduğum model. Onu özel kılansa, Sony'nin kasetli Walkman dönemlerinden beri hareket halindeyken ve spor yaparken kullanılmak için toza, suya, darbelere dayanıklı olarak tasarladığı Sports serisinin devamı olması. Analog'dan dijital'e geçiş döneminde Sports serisi de StreetStyle, yani S2 serisine evrildi. Sony S2 etiketiyle birçok farklı DiscMan ve Network Walkman üretti. MZ-S1 ise S2 serisinin MiniDisc arenasındaki ilk ve tek temsilcisi. Bakalit malzemeden üretilmiş dayanıklı bir gövde, sıvı temasından korumak amacıyla tüm giriş-çıkış portlarında bulunan kauçuk kapaklar, MD yükleme mekanizmasının ve pil yuvasının metal bir kapağın arkasında saklanması MZ-S1'in ilk göze çarpan özellikleri. Type-R DSP'si sayesinde SP, LP2 ve LP4 formatında kaydedip çalabilen bu cihaz, üzerindeki USB yuvası sayesinde doğrudan PC'ye bağlanıp kayıt yapabiliyor. Kumanda desteği yok; bunun yerine cihazın üstüne yerleştirilmiş bir mini joystick ile çalma-durdurma, ileri-geri ve ses seviyesi komutları tek elde, tek parmakla kolayca verilebiliyor. MZ-S1'i diğer tüm MD cihazlardan ayıran ufak bir detay daha var. Sony'nin ilk MD çaları MZ-1'le birlikte, üzerindeki LCD bilgi ekranında arkadan aydınlatması olan tek MD cihazı bu. Ufak LCD ekran, turuncu renk bir arkadan aydınlatmaya sahip. Yeter, çok konuştum. MZ-S1'in fotoğraflarıyla başbaşa bırakayım sizi... Evet, 20 yılın verdiği yorgunluktan dolayı benzi birazcık sararmış; ama o hala çok güzel ve insan bakmaya doyamıyor -
2 likes
Televizyon Önerisi
escape and one other liked şu konuya bir mesaj by Squall
Evet bütün bunlar doğru ama neticede: Bigger is better. -
2 likestabii ki de alman emekçisinin göz bebeği, babaların dostu, çocukların sevgilisi Şkoda Octavia. Sedan değil de wagon olduğunu belirmeye gerek yok. Buralarda sedan yok gibi birşey. 140ps olan modeli bendeki aslında 180ps olanı almak için gitmiştim ama arka koltukça çikolata lekesi ve bagajda köpek tüyü falan bulunca vazgeçtim. Bu araba da ellerinde olunca bir baktım. İçinde kartvizit falan kalmıştı, kullanılmamış gibi duruyordu. O zaman 4 yaşında ve 32bin kilometredeydi. Leasing dönüşü. Bizim şirketteki arabalardan biliyorum ya feci durumdadırlar ya da çiçek gibi. O zaman bolluk vardı tabii. Otomatik, xenon, beyaz, otomatik klima vb gibi fltrelere rağmen aynı dükkanda bile 2-3 tane bulunuyordu. Biz tabii arabayı bisikletlerden ötürü böyle aldık, yoksa geniş alana ihtiyacımız yok. Özellikle de tandem bisikleti sökmeden uzunlamasına koyabilmemiz için en az Octavio'daki kadar uzun ve genişçe bir bagaj gerekiyor. C serisine girmiyordu mesela, bölmek gerekiyordu. Araba 50 bin km oldu şimdi, hem de biraz daha performanslı birşey bakayım derken konu daha uzun ve biraz daha güçlü birşey alalıma geldi. Malum sürmesi zevkli gündelik araba işi biter yakında, vakit varken tadını alalım dedik. Önce Superb olsun dedim ama istediğim 220-280ps olanlar 6 vites dsg. Benzer modelleri denediğimde uzun yol seyir hızlarında 6. viteste devir fazla yüksek geldi. 7 vites Octavio 130 civarı giderken 2000 devir civarında oluyor, çoğu uzun yol sürüşü 100 km/h falan zaten ve 7. viteste 1xxx devirlerde kalıyor. Bu 6 vites olanlar fazla devirli bence. 7 vites olanlar da daha yeni modeller ve fazla pahalılar. Bir Skoda'ya 30-35 bin euro verirsem dedem mezarından fırlar. En iyisine bile benim kitabımda 15-20 bin eurodan üstü verilmez. Sonra kazalar vb artmaya başlayınca epeydir aklımda olan Volvo XC70 T6 alalım dedik. 20-25 bin civarına ve 300-325ps. Telefoncu şebeklerle plansız buluşma durumunda 2 ton çektiğinden iş de görür. Superb mesela benzer uzunlukta ama 1600kg falan. O ek 400 kg hayati önemde. Octavio daha da hafif, Wolfgang gtüme like atmış mı diye bakarken amel defterimizi kapatacakları kesin gibi. Biz tabii araba konusunda din ve devlet işlerini ayırdık. Günlük kullandığımız araç evdeki buzdolabı gibi bir şey. Keyif için araba alacak paramız da yok. Ama değer korumak ve yatırım için aldıklarımız var. O koleksiyoncu arkadaş da orada devreye giriyor. Bunları sürmüyoruz tabii, senede 3000km max ve 3 aylık plakaları var. Tabii benim ortağa göre o meşrubat tenekelerini bırakıp bunu almam gerekiyormuş: https://suchen.mobile.de/fahrzeuge/details.html?&id=331725701 Aslında mantıklı, bagajı Volvo kadar uzun, geniş ve kullanışlı değil. ama en az onun kadar kaya gibi bir motor ve şanzımanı var. İkisi de değer kaybedecek araçlar. Volvo kadar olmasa da bu da ağır ve görece sağlam. Vergileri ikisinin de kol gibi. Yakıtları da benzer. Volvo'ya hiç binmedim ama bu w211 E55'i tecrübe etme şansım oldu. O an eleman satsa verirdim 25 bini, o derece aptal ve eğlenceli. Tabii Volvo sürerken doğa dostu, eğitimli, baba, güvenilir ve okuma gözlüklü birisiniz. E 55 ile eğitimsiz, modifiyeci, kavgacı, kural kırıcı, market güneş gözlüklü, muhtemelen türk-arap en iyi ihtimal doğu avrupalı birisiniz. Kontrollerde vb hangisinin önce durdurulacağı da belli.
-
2 likes
Death Stranding
Atrin and one other liked şu konuya bir mesaj by Squall
Hergün açıyorum bir iki kargo taşıyıp sevap işliyorum stress atıyorum bazen kamyon direksiyonunda bazen telerayda.. -
1 likeGögüs üstü sensör bir yerden sonra çok rahatsız ediyor beni. Dirsek üstü sensörlerden haberim yoktu, ilk defa gördüm. Yüzmede de kullanılıyor olması ayrı güzel. Alternatifleri de varmış, inceleyeceğim. Teşekkürler.
-
1 likeParam olsa dakika durmam 4k lazer projeksiyonu çakardım. Bu arada çok net olmamasınında ayrı avantajları mevcut özellikle eski video dosyalarında..