Leaderboard


Popular Content

Showing most liked content on 09-12-2020 in all areas

  1. 10 likes
    Belki hatırlarsınız birkaç gün önce 3 savaş gemisi modeli daha doğrusu die-cast’i paylaşmıştım. Armadayı biraz daha büyütmeye karar verdim ancak bu sefer seçtiğim gemiler tarihimizden bizlere dokunan gemiler olsunlar istedim. Bunları bulabilmek biraz zor oldu aslında. Çünkü bu versiyon modellerin üreticileri farklı ve artık yoklar bildiğim kadarıyla. Haliyle bu modeller diğerlerine nazaran daha pahalılar çünkü biraz antika biraz da koleksiyon sınıfına giriyorlar. Bende kendim için ayırdığım hobi bütçemi bu seferlik bunlara harcamaya karar verdim. Bu arada tüm modeller yine 1:1250 ölçeğinde. Ancak boyut olarak ilk paylaştığım devasa savaş gemilerine kıyasla daha mütevaziler o yüzden bu modelleri kurşun kalem ile değil tombow 0.5 kalem ucu ile kıyaslamaya karar verdim. Diğer modellerden farklı olarak bu modeller tümüyle metalden yapılmışlar. İlk model, tarihimizde oldukça önemli bir yer tutan bir gemi. Hamidiye Kruvazörü. Sultan 2. Abdülhamit zamanında donanmaya katıldığı için bu adı almış. Kıdemli Yüzbaşı Hüseyin Rauf Bey (Orbay) komutasındaki Hamidiye Kruvazörü’nün Ege ve Akdeniz’de oldukça güç koşullarda gerçekleştirdiği yedi buçuk ay süren Akın Harekatı, Genel Deniz Harp Tarihi açısından bu tür harekatın emsalsiz örnekleri arasında gösterilme. Hatta bu Akın Harekatı, Birinci Dünya Savaşında Emdem ve İkinci Dünya Savaşında Scanhorst ve Bismark gibi Alman korsan kruvazörlerine ilham kaynağı olmuştur. Bu harekat, gemisiyle birlikte bir komutanın, yeterli lojistik destek sistemi ve üs imkânları olmaksızın tek başına planlayarak gerçekleştirdiği, gerektiğinde tarafsız ülkeleri de kapsayan uluslararası hukuk kurullarından en iyi şekilde yararlanarak lojistik destek sağladığı, son derece başarılı aldatma taktiklerinin uygulandığı parlak bir deniz harekatıdır. Ayrıca Osmanlı Devleti için son derece kötü geçen Balkan Harbi’nde belki de parlayan tek yıldız olmuştur da denilebilir. Bu gemiye aslında Yüzen Anıt da demek gerekir. Ne yazık ki bu anıt, 1966 tarihinde sökülüp parçalanarak yok edilmiştir. Böyle büyük emanetleri koruyamamış, bugüne kazandıramamış olmamız, tarihiyle övünen bir millet için ne acınası, ne trajik bir cilvedir.. (wikipedia ve ekşi sözlükten alıntıdır) Bu gemiyi tıpkı Amerikan USS Missouri Savaş Gemisi gibi yüzen bir müze yapmamız gerekirdi. İkinci model, Dünya’da bilinen adıyla HMS ERIN, ancak bizim için onun adı Reşadiye Dretnotu. Osmanlı Donanması için planlanan ve 1910'larda İngiltere’den her biri için 2.5 milyon sterlin bedelle sipariş edilen iki adet dretnot savaş gemisinden biridir. Sınıfın tasarımı İngiliz King George V sınıfının tasarımına dayanmakta olup kapsamlı geliştirmeler yapılmıştır. İlk gemi olan Reşadiye 1911'de kızağa konulmuş ve Ağustos 1914'te tamamlanmıştır. Tamamlandığında gerek ateş gücü gerekse de teknolojisi ile dönemindeki en iyi savaş gemilerinden biri olmuştur. Planlanan iki gemiden yalnızca Reşadiye tamamlanabilmiş, ona da I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine teslim edilmeden hemen önce Büyük Britanya tarafından el konulmuştur. Bu durum Osmanlı halkının tepkisini çekmiş, Osmanlıların I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletlerinin yanında girmesinde oldukça etkili olmuştur. Bu gemilerin siparişi için sağlanan meblağ Donanma Cemiyeti tarafından Osmanlı halkından toplanan bağışlarla tamamlanabilmişti. Osmanlı halkı bu gemi için tavernalarda, kahvelerde, okullarda, pazarlarda bağışlar toplamış, haliye Ingiliz’lerin gemiye son dakikada el koymaları herkesi çok fazla üzmüş ve sinirlendirmiş. (Parasını ödeyip de alamamak, hikaye tanıdık geliyor değil mi? Bkz. F35 Savaş Uçağı) Her ne kadar bizden gasp edilmiş olsa da bu gemi İngilizlere de aman aman bir hizmet etmiş değildir. Adam akıllı bir başarısı bulunmayan HMS ERIN 1. Dünya savaşının bitmesinden bir müddet sonra genel silahsızlanma antlaşması çerçevesinde parçalanmıştır. Bu gemiyi Rauf Orbay’ın komutasında görebilmiş olsaydık kimbilir ne efsaneler yaratırlardı. Üçüncü ve Dördüncü Modeller ise aslında hepimizin bildiği muhteşem ikililer: SMS Goeben ve SMS Breslau yani bildiğimiz adlarıyla Yavuz ve Midilli Zırhlıları. 1912'de SMS Goeben, hafif kruvazör SMS Breslau ile birlikte Akdeniz Tümeni'ni (Mittelmeer Division) oluşturdu ve Balkan Savaşları boyunca Akdeniz'de devriye görevi üstlendi. 28 Temmuz 1914'te I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Goeben ve Breslau İngiliz Akdeniz Donanması'nın takibinden kaçarak İstanbul'a ulaştılar. İki gemi 16 Ağustos 1914'te Osmanlı Donanması'na verildi. SMS Goeben, Osmanlı hizmetine girdiğinde Yavuz Sultan Selim veya kısaca Yavuz adını aldı. 1936 yılında adı resmen TCG Yavuz("Türkiye Cumhuriyeti Gemisi Yavuz") olarak değiştirildi. 1938 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün naaşını İstanbul'dan İzmit'e taşıdı. Yavuz, 1950 yılında hizmetten çekilene dek Türk Donanması'nın amiral gemisi olarak görev yaptı. TCG Yavuz, Alman hükûmetinin Türkiye'nin gemiyi geri almaları teklifini reddetmesinin ardından 1973-1976 yılları arasında söküldü. Alman İmparatorluk Donanması tarafından inşa edilen gemilerin en son söküleni olan Yavuz, aynı zamanda tüm muharebe kruvazörleri ve dretnotlar arasında en uzun süre hizmette kalanıdır. SMS Breslau veya sonraki adıyla Midilli, Alman İmparatorluğu donanması için inşa edilen Magdeburg sınıfı hafif kruvazördür. İki gemi, ağırlıklı olarak Karadeniz'de, Rusların Karadeniz Filosu'na karşı hizmet etti ve diğer Osmanlı gemileri ile birlikte Ekim 1914'te Rus limanlarına baskınlar düzenledi. Bu baskınlar, Rusya'nın Osmanlı'ya savaş ilan etmesine ve Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletlerinin yanında katılmasına yol açtı. 1.Dünya Savaşı sırasında Midilli, Rusya kıyılarına mayın döşeme, Rus limanlarını ve tesislerini bombalama ve Osmanlı ticaret gemilerinin yetersizliğinden dolayı Kafkasya Cephesi'nde savaşan Osmanlı birliklerine Karadeniz limanlarından asker ve malzeme tedarik etme görevlerini üstlendi. Birkaç kez Rus gemilerinden hafif hasar aldı. 1915'te çarptığı mayın sonrasında yarım yıl kadar hizmet dışı kaldı. 20 Ocak 1918'de, İmroz Muharebesi esnasında beş mayına çarparak battı. Mürettebatının çoğunluğu bu muharebede hayatını kaybetti. Satın aldığım son model ise içlerinde en çok sevdiğim olanı, MV Savarona. 28 Mart 1931'de denize indiğinde dünyanın en büyük yatı olan, günümüzde de en büyükler arasında bulunan Türkiye'nin Ertuğrul yatından sonraki Cumhurbaşkanlığı yatı. Yatın sahibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. 2038 yılına dek, 49 yıllığına armatör Kahraman Sadıkoğlu'na kiralanmıştır. 2013 yılının sonralarında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca kiralık bulunduğu iş adamı Kahraman Sadıkoğlu'ndan devri alınmış ve Türkiye'de ve yabancı ülkelerde gerçekleştireceği toplantı ve görüşmelerde prestij amaçlı olarak değerlendirilmek üzere bakım ve restorasyonu yapılmıştır. Bu yat ilk olarak Amerikalı zengin bir kadın tarafından Almanya’da yaptırılıyor fakat o dönemki Amerikan yönetimi, yat Almanya’da yapıldığı için çok yüksek vergi talep ediyorlar (Almanya’dan pek haz etmiyorlar çünkü), bunun üzerine bu zengin hanımefendi de kızıp yatı ederinin dörtte bir fiyatına satışa çıkartıyor. Aynı dönemde bir yat satın almak isteyen Türk yetkilileri de devreye giriyor ve satın alınıyor. Atatürk’ün vefatına yakın günlerden birinde, ‘bu yatı bir çocuk oyuncağını bekler gibi beklemiştim. Bana hastane mi olacaktı?' dediği yat (kaynak: falih rıfkı atay'ın çankaya kitabı). Gemilerin toplu halde bir resmini de paylaşayım. Son olarak da boyut kıyaslaması yapabilmeniz adına yine 1:1250 ölçekli olup ilk mesajımda paylaştığım gemilerden biri olan USS Missouri ile kıyaslamalarını da koyayım da Battleship sınıfının heybetini gösterebileyim. Bu arada USS Missouri ve TCG Yavuz zırhlısı tarihte bir kere bir araya da gelmiştir. Nisan 1946'da Amerikan zırhlısı USS Missouri, hafif kruvazör USS Providence ve destroyer USS Power, Türk büyükelçisi Münir Ertegün'ün naaşını İstanbul'a getirdiler. Yavuz, gemileri İstanbul Boğazı girişinde karşıladı. Burada Yavuz ve Missouri ondokuzar pare top atışı ile birbirlerini selamladılar.
  2. 5 likes
    Bisikletim için yağmur/çamur 'da da sürebilmek için SKS S-Blade çamurluk seti aldım... takarken de ürünü tanıttım tabii ki ... https://youtu.be/1MbZE45TqLg
  3. 2 likes
    Benim 8686 liram olsa gider bir bisiklet daha alırdım.
  4. 2 likes
    Nvidia kartı olanlar ekran kartı sürücüsünü güncellesin. Yeni sürücü yayınlandı oyuna özel.
  5. 1 like
  6. 1 like
    Büyük anket 7 kişinin katılımıyla sonuçlandı. Çoğunluğun oylarını alan iphone12'nin değil de listeye bile girememiş iphone11 128 gb kazanan oldu. Arastı yurtiçiydi mngydi rezilliğini-kepazeliğini yaşamamak kargocularla papaz olamamak tansiyonumu yükseltmemek içün güzide ilçemin tek teknoloji marketi olan Teknosa'ya gittim. Ege bölgesinde stokte sadece 4 mağazada iphone11 256 gb olduğunu öğrenince (nekaa doğru bilmiyorum) 128 gb'a yöneldim. İçinden adaptör ve kulaklık çıkmayan kutudan lila rengi Iphone 128gb , 2 tane preo kılıf bir tane de preo ekran koruyucuya 8686 tele ödeyip çıktım. 12 veya11 pro almak için minimum 3binnira daha veremezdim. 8'e para yatırmak istemedim. Xs nedir ne değildir pek bilmiyorum.
  7. 1 like
    CPU-Z ile RAM sekmesini gösteren bir ekran görüntüsü koyabilir misin? Elimdeki SODIMM'lere bakayım, uyumlu varsa gönderirim. Ekleme: DDR2 tipindeymiş RAM'ler. Akşam evde bakayım, muhtemelen olacak elimde bunlardan.
  8. 1 like
    Ust seviye ayarlarla, 3060Ti 1080p’de DLSS+RT ile 60fps. Veya native 60fps (RT off, DLSS off). 3080 1440p’de DLSS+RT ile 60fps. Veya native 60fps (RT off, DLSS off). 3090 4K’da DLSS+RT ile 60fps. Veya native 60fps (RT off, DLSS off). “Ray Tracing bana ne gerek” denirse kapatip sadece DLSS ile performans artisi elde ediliyor. DLSS Quality mode’u icin native ile farkini goremedik demisler. Yani DLSS saglam is cikarmis bu oyunda. Orta ayarlarda ve RT kapaliyken 2060 S gibi bir kart 1440p’de 60fps aliyor, 1070 gibi bir kart 1080p’de 60fps aliyor. Upgrade mumkun degilse bile ayar kisip 60fps alinabilecek olmasi guzel, beklentimi asti acikcasi. RT’i yansimalar, golgeler ve global illumination (GI) icin kullanmislar. GI icin ilginc bir sey yapmislar, ilk dogrudan gelen isin (direct lighting) RT donanimini kullaniyor, sonraki sekmelerin aydinlatmasi kullanmiyor, hybrid (kirma) bir cozum olmus. Kalite/performans maliyeti orani iyiyse baska oyunlarda da goruruz bunu. Ben acikcasi koca dunyayi RT acik bu performansta beklemiyordum. Alt seviye kartlarda da orta ayarlarda 30fps verir diye bekliyordum. Surpriz oldu. AMD ile karsilastirmalara girmiyorum. Sonra uzulenler oluyor Saka bir yana daha AMD icin RT destegi yok, AMD’nin oyuna hazir driver’i yok.
  9. 1 like
    Cyberpunk 2077'de performans dökülüyor. Control'ün benzeri. Ama en azından daha detaylı ve geniş bir oyun dünyası var. Biraz da optimizasyon kasarlar en azından 60 fps üzerini tuttururlar. Ama geçen yıl 2080ti'ın cyberpunk edition'ına para verenlere sağlam kazık attılar.
  10. 1 like
    hocam keşke youtube linkini yazının hemen altına fotonun üstüne koysaydın yaw.. "takarken de ürünü tanıttım" kısmını okuyunca "oha bluetooth falan mı var o nasıl çamurluk lan" oldum haudsha.. linki görünce anladım olayı...
  11. 1 like
    Fiyat ve stok durumu berbat baya, 3060Ti fiyatı bile uçuk seviyede, AMD tarafı da farklı değil, salgın süreci de kötü bir noktaya gitti, kasap et derdinde koyun can derdinde gibi bir noktaya geldi iş, bu gidişle bu seri kartları da pas geçmekten başka çare kalmayacak çok büyük ihtimal. Stok ve fiyatların normal seviyeye gelmesi çok uzun sürecek diye düşünüyorum, ihtimalle Nisan, Mayıs'ı bulsa o saatten sonra almanın da çok bir anlamı olmayacak, yeni serilerin sesi zaten yaz aylarında duyulmaya başlar. Oyun sezonu da geride kalmış olacağından oralardan bu işe girmek elde iyi kötü idare eden çözüm var ise çok anlamlı olmayacak. Bakalım, göreceğiz artık.