Leaderboard


Popular Content

Showing most liked content on 29-06-2017 in Mesajlar

  1. 5 likes
    @escape Merhabalar, öncelikle foruma hoş geldiniz. Evimde, ofisimde yıllarca çeşitli projeksiyonlar kullandım. Kendi deneyimlerime dayanarak şunları söyleyebilirim; Genel olarak projeksiyon tv izlemek yerine önerilmez, şundan dolayı ki; projeksiyon lambaları sarf malzemesidir, belli bir ömrü vardır ve bu ömür genelde cihazların normal modlarında 2000-3500, eko modlarında 3500-6000 saat civarıdır. Lamba ömrü dolduktan sonra da değiştirilmesi gerekir. Orjinal bir lamba ile değişimi genel olarak normal bir ev kullanıcısının evinde kullanacağı 1080p bir ev sineması projeksiyon cihazı için 150-250 dolar arasında değişebilmektedir. Dolayısıyla çok sık tv izleyen biriyseniz hele ki atıyorum bir iş yaparken arka planda tv boşu boşuna çalışıyorsa lamba ömrünü boşa harcama gibi bir durum olabilir. Önerilmemesinin genellikle en büyük nedeni budur. Görüntü kalitesi vs açısından 1080p projeksiyonların tv'den geri kalır pek bir yanı yoktur. Bir tek gündüz çok fazla ışık altında görüntünün soluklaşması tv'den geri kalan bir özellik olarak söylenebilir. Ama bu soluklaşma eskisi kadar kötü değil artık. Kısaca benim gibi tv'de sadece maç izlemek, daha çok, mkv, bluray vs film-dizi izlemek için kullanacaksanız projeksiyon çok keyifli ve güzel bir alternatiftir. Projeksiyon cihazı alırken bunları dikkate almanızda fayda var. Sorulara gelince; 1. Maksimum 5000 liraya sizi memnun edecek bir çok projeksiyon cihazı modeli bulabilirsiniz. Bir iki tavsiyede bulunabiliriz elbette ama tavsiyeden önce projeksiyon seçiminde nelere dikkat etmeniz gerektiğine biraz değinelim. Öncelikle projeksiyon cihazı seçimi yapabilmek için cihazı koyacağınız yer önemlidir. Projeksiyon ile yansıtacağınız perde/duvar arasındaki uzaklık ne kadar olacak, projektör, perde/duvarın tam karşısından mı yoksa mecburen biraz sağ biraz sol taraftan mı ya da bir sehpa üzerinden ya da tavana monte bir aparat üzerinden sarkacak şekilde yerden ne kadar yüksekten yansıtılacağı gibi sorulara cevap bulmamız gerekiyor. Projeksiyon cihazını yansıtacağınız duvar oldukça büyük, projeksiyonu koyacağınız yer duvarın tam ortasına denk gelecek bir yer ve aradaki mesafe min. 2,5-3m ise az sonra aşağıda anlatacağım özelliklere çok fazla kafa yormanıza gerek kalmayabilir. Ama birkaç noktada bilgi sahibi olmanızda fayda var. Aradaki mesafenin kaç metre olacağını belirleyerek, projektörü koyacağınız yerin perdeye uzaklığı itibariyle duvarda kaç inç'lik bir görüntü alabileceğinizi, seçtiğiniz projektörün özelliklerinde belirtilen atım mesafesini hesaba katarak önceden belirleyebilirsiniz. Atıyorum baktığınız bir projektör 2,5m. mesafede 100 inçlik bir ekran oluşturabilirken bir başkası 100 inçlik mesafe için 3m uzaklık isteyebilir. Duvar ile projeksiyon arasındaki mesafe çeşitli zorunluluklardan dolayı 1m ve altında ise bu durumda "short throw" olarak adlandırılan kısa mesafede büyük görüntü oluşturabilen modellere yönelmeniz gerekir. Projektörü koyacağınız yer duvar/perde'nin tam karşısında değilse biraz sağ, biraz sola koyma gibi durumlar varsa bu durumda da yatay keystone ve yatay lens shift özellikli cihaz almanızda fayda olacaktır. Bu özellikler projektörü yerleştirdiğiniz yerden görüntü duvara aktarılırken ekranın düzgün biçimde istediğiniz alana tam olarak oturtulmasına yarar. Lens shift; projektör lensinin fiziksel olarak sağa,sola, yukarı, aşağı hareket ettirilebilmesine yarayan özelliktir. Sağa-sola hareketi sağlayan özelliğe yatay lens shift, yukarı-aşağı hareketi sağlayan özelliğe dikey lens shift denir. Projeksiyonun içinde lensin fiziksel olarak hareket ettirilmesiyle sağlanan bir iyileştirme özelliği olduğu için bu hareket oldukça kısıtlıdır. Daha çok ince ayar için kullanılır. Örneğin projektörü kurdunuz ama yansıttığınız görüntü duvarda olmasını istediğiniz yerden ya da perdenin 3-5 cm dışında sağına taştı. Yatay lens shift ile onu sola çekebilirsiniz. Aynı sorun yukarı-aşağı şekilde de olabilir. Bu durumda da dikey lens shift özelliğini kullanabilirsiniz. Aşağıdaki çizimler lens shift'in görüntü düzeltme mantığını gösteriyor. Tabi kaydırma oranları projektörüne göre değişir ve bu fiyatla doğru orantılıdır. Keystone özelliği ise projektörü koyduğunuz yerdeki eğim nedeniyle perde veya duvarda oluşan eğri, yamuk görüntüleri düzgün bir dikdörtgen olacak şekilde ayarlamaya yarar. Yatay yöndeki yamuk görüntü için yatay keystone, dikey yönde oluşan yamuk görüntü için dikey keystone özelliği kullanılarak görüntü düzeltilebilir. Bazı durumlarda her ikisini kullanmak gerekebilir. Bu yamuk dediğim görüntüler şu şekilde olacaktır; Yalnız keystone özelliğinin genel olarak çok mecbur kalınmadıkça kullanılmaması önerilir. Detaylarına fazla inmeden söylemek gerekirse çalışma mantığı nedeniyle görüntü kalitesi kaybı yaşatacağı söylenir ama açıkçası bu konuyu ben de çok fazla araştırmadım, zaten benim evimde projeksiyon cihazı bir yere sabit olmayıp bir sehpa üzerinde kullanıldığı için bu tür yamuk görüntüleri projeksiyonun kendi ayaklarını yükseltip alçaltarak ya da sehpayı biraz sağa biraz sola oynatarak düzgün bir şekilde görüntü elde edebildiğimden dikey ya da yatay keystone ayarlarını kullanma ihtiyacı hissetmedim. Bir tek dikey lens shift özelliğini kullanıyorum. Sehpa görüntü aktardığım perdeye göre biraz alçak kaldığından görüntüyü bu şekilde daha yukarı kaydırabiliyorum. 2. Ben şahsen şu anki evimde duvar uygun olmadığı için grey contrast bir perde kullanıyorum ve çok memnunum. Ama önceki evimde direk beyaza yakın açık bejimsi bir duvara yansıtıyordum. Özel bir şey için uğraşmamıştım ama o şekilde bile bir rahatsızlık duymamıştım. Ama renklerin düzgünlüğü açısından ve ortam ışığında daha görülebilir bir ekran için aynı grey contrast perdedeki rengi duvarı boyayarak elde edebiliyorsunuz. Kullanan kişilerin yorumlarına bakılırsa da memnun kalıyorlar. Ben direk kendim kullanmadığım için bir öneride bulunamayacağım ama donanımhaberde şu konuyu görmüştüm siz de inceleyebilir burada verilmiş renk koduna göre hareket edebilirsiniz; https://forum.donanimhaber.com/projeksiyon-icin-duvar-regi-videolu-ve-renk-kodlu--111788199 Model tavsiyesine gelince; 5000 lira gibi bir rakama çıkmanıza hiç gerek yok. Bu rakamın üzerinde alınabilir bir 4k projektör olsaydı bu rakam ve biraz üstünü düşünebilirdik ama 4k projeksiyonlar min 15-20.000 lira gibi fiyatlardan başladığı için şuan alınması mantıklı ürünler değiller. Ama Full-HD 1080p için 5bin liranın oldukça altına sizi çok memnun edebilecek projektörler var. Aslında piyasada bulunsa eve düşen yıldırım sonucu, merkezi sistemin uydu kablosundan gelen aşırılı gerilimin bozduğu BenQ W1070'i tek geçerdim. İki seneye yakın kullandığım bir projektördü ve görüntü kalitesi, parlaklığı açısından çok memnundum. Benq W1070, daha sonra çıkan W1070+ 2200-2500Tl aralığında bulunabilen cihazlardı ve görüntü kalitesi daha pahalı satılan diğer marka ve modellere göre geri kalmadığı gibi rainbow effect dediğimiz dlp teknolojisinden kaynaklı bir görüntü kusurunun da gözlemlenmediği ürünlerdi. Ben bir kere bile rast gelmemiştim. BenQ W1070 ve çok öncesinde kullandığım cihazları bir kenara bırakıp, ev sineması ve tv için bir projektör önerecek olsam şuan piyasada bulunabilirlik ve f/p açısından önerebileceğim cihazlar BenQ'nun W1110(Amerika modeli için numaralandırması HT2050) ya da bozulan projektörümün yerine benim yeni yeni kullanmaya başladığım BenQ W2000(Amerika modeli için numaralandırması HT3050)olurdu. Benim araştırmalarıma göre ve öncesinde kullandığım W1070 modelinin başarısına dayanarak bu iki modeli önerebilirim. Geçen ay BenQ W1110 kampanya ile 2800 lira civarına alınabiliyordu. BenQ W2000 ise biraz daha gelişmiş bir ürün. Görüntü kalitesi açısından aralarında pek fark olduğunu sanmıyorum. W2000 modelinin birkaç ekstra özelliği var. Bunlardan biri Rec709 denen standartla gelmesi. Yani fabrika çıkışlı renk kalibrasyonu ile geliyor ve en iyi görüntüyü vadediyor. Birçok inceleme sitesi bunu çok övmüş. Bunun dışında W1110'a göre daha iyi stereo hoparlörleri var deniyor. Ama benim gibi tahminimce sizin de amfiye bağlı bir ses sisteminiz olduğundan bizi pek ilgilendiren bir özellik değil. Her iki modelde de yatay lens shift yok, sadece dikey lens shift var iken W1110'da yatay-dikey keystone özelliği de yok. Bu farklardan dolayı Benq W2000 daha pahalı bir cihaz. Şuan 4200TL civarında Türkiye'de. Ama ben amazon.de'den 3800TL'ye mâl ettim. Ben kendim kullandığım için BenQ modellerini önerdim. Bir kere zaten DLP projektörler genel olarak görüntü kalitesi açısından 3LCD teknolojisine göre hâlâ çok daha iyiler. Kendi tecrübelerime ve DLP ile 3 LCD projektörleri yan yana koyup gözlemlemiş biri olarak, teknolojisi DLP olan bir projektör öneririm. Önerdiğim modellerin muadili olan Viewsonic ve Optoma markalarının DLP projektörlerine de bakabilirsiniz. Optoma modellerinde rainbow effect denen kusur çok fazla gözlemleniyor ve optoma projektörlerin malzeme kalitesi çok vasat oluyor. Viewsonic'i projektör olarak hiç kullanmadığım için bir yorum yapamayacağım. Benzer özellikli Sony modelleri ise gereksiz pahalı olduklarından direk göz ardı ettiğim ürünler. O fiyatlara görüntü kalitesi olarak çok birşey vermiyorlar, daha çok yatay lens shift vs. gibi özelliklere falan para vermiş olunuyor. İllaki 3 LCD bir projektör düşünücek olursanız da Epson'ın ürünlerine gidebilirsiniz. Ama dediğim gibi ben önermiyorum. Bunlar dışında yukarıda bahsettiğim modeller projeksiyon cihazı - duvar arası mesafenin 2,5m ve üzeri olduğu kurulumlar içindi. Daha kısa mesafeli kurulumlar için daha önce değindiğim short throw atımlı modellere bakmak gerekecek. BenQ ve LG'nin bu tür modelleri var. BenQ'da W1080ST modeli tavsiye edilebilecek bir ürün. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Başka sorunuz olursa elimden geldiğince cevaplandırmaya çalışırım. Kolay gelsin.
  2. 1 like
    Hocam n11'den alacağın ürün de sonuçta faturasıyla birlikte geliyor. Garanti sürecinde zaten satın aldığın yerle değil ithalatçı-dağıtıcıyla muhattap olacaksın. En kötü senaryoyu düşünürsek, diyelim cihazın arızalandı, garantiye gönderdin ama bu esnada üründen soğudun ve değişim yerine ücret iadesi talep etmeye karar verdin. Bu durumda firmadan paranı almak için biraz uğraşırsın Bir iki defa n11'den bilgisayar parçası alışverişim oldu (grafik kartı ve SSD aldım), faturayı kesen firmalar küçük ölçekte bilişim firmaları. Ama Vatan, Hepsiburada gibi büyüklerin bile garanti sürecinde nasıl ayak dirediğini gördüğüm için "küçük firmadan almayayım, sorun çıkar" önkabulüyle hareket etmiyorum. NAS konusuna gelirsek, bence artık bir merkezi depolama ünitesi, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi her evde demirbaş olmalı. Bende hem Synology'nin hem Lenovo'nun NAS cihazları var. Kullanmadığım ürünle ilgili yorum yapmak istemem ama DS216J, benim kullandığım DS213'ün güncellenmiş modeli olduğu için temelde aynı cihazlar ve senin beklentilerini fazlasıyla karşılayacağını söyleyebilirim. Benim için öne çıkan özelliklerine kısaca değineyim. Senin için öncelikli olan download uygulamasıyla ilgili birkaç ekran görüntüsü paylaşmıştım geçenlerde. AKN düzenlemesinden sonra uygulamanın schedule özelliğini kullanmaya başladım ve log'lardan takip ettiğim kadarıyla 2'de şak diye indirmeye başlayıp 8'de tak diye bitiriyor; o konuda herhangi bir sorun yok yani Gün içinde farklı zaman dilimleri için farklı download hızları da belirleyebiliyorsun mesela; böyle kullanışlı özellikleri var. Cihazda Cloud-sync uygulamasını kullanıyorum. Yaptığı iş özetle: Amazon, OneDrive, GDrive gibi bulut hesabına, belirlediğin bir klasörün içeriğini otomatik olarak yedekliyor ve bu yedekleri sürekli senkronize ediyor. Kritik önemdeki dosyalarımı, bu iş için oluşturduğum klasöre atıyorum ve unutuyorum Cihaza dışarıdan erişmek de çok kolay. Bir internet tarayıcıdan quickconnect.to/kullaniciadi şeklinde cihazın arayüzüne erişebiliyorsun. Yok router'da port aç, port yönlendir bu gibi angaryayla uğraştırmıyor seni. Yapman gereken, Synology'nin sitesinden bir bulut hesabı oluşturmak ve NAS cihazını bu hesap altına kayıt etmek. Buna ilave olarak, IOS ve Android uygulamalarıyla da cihaza uzaktan erişebiliyorsun. Ben en çok download yöneticisine uzaktan erişimi kullanıyorum; işyerindeyken evdeki cihaza download için dosya atıyorum mesela. Güncelleme desteği konusunda da Synology'yi takdir etmek lazım. 4 yıllık cihazıma, 10-15 günlük periyotlarla yayınlanan irili ufaklı güvenlik güncellemelerini saymazsak, bir majör iki de minör sürüm güncellemesi geldi ve sorunsuzca, performans düşüşü olmadan kullanıyorum cihazı. 7/24 çalışma konusunda şöyle bir durum var. Belirleyeceğin bir süre sonunda diskleri uyku moduna alıyor ve cihaz kendisi de stand-by moduna geçiyor. Stand-by konumundan uyanması yaklaşık 10 saniye kadar sürüyor. Ben 30 dakikalık bir süre belirledim bunun için. Sen diskler hiç uyumasın, sürekli aktif olsun istersen bu da mümkün ancak hem enerji tasarrufu hem de disklerin ömrü açısından bu şekilde kullanım daha mantıklı. Son olarak, cihazı UPS'e bağlı olarak kullanmanı önereceğim. Eaton marka UPS'leri USB üzerinden bağlayıp komuta edebiliyorsun (tecrübeyle sabit). Bir de APC'lere destek verdiğini biliyorum. Elektirikler kesildiği zaman, belirlediğin bir süre sonunda (misal UPS'in pil ömrünün sonuna yaklaştığında) cihazı hem kendisini, hem de UPS'i güvenle kapatması için ayarlayabiliyorsun.